English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kanaması var

Kanaması var traduction Français

569 traduction parallèle
ÖImek üzere. İç kanaması var.
Il va mourir.
Bu adamın kanaması var. Çok kan kaybetmiş.
Une hémorragie...
- Kanaması var mı?
- Il saigne de l'oreille.
Hastamın kanaması var.
Mon patient fait une hémorragie.
Kanaması var.
Il saigne.
15 numaralı hastanın kanaması var, efendim.
Monsieur, le 15 a une hémorragie.
- Kanaması var. Adamın kanaması var Ski.
- Il saigne, Ski!
Şok, radyasyon yanıkları, iç kanaması var.
Commotion, brûlures par irradiation, blessures internes.
Adet kanaması var.
Elle a ses ours.
İç kanaması var, ne kadar ciddi emin değilim.
Elle a des blessures internes, mais je ne sais pas si c'est grave.
İç kanaması var.
La fille saigne du ventre.
Siz bekleyin, kanaması var, baktıralım da gelelim.
- Restez un peu, nous l'emmenons à la pharmacie. Il saigne de la tête.
Onun kanaması var! Leon!
Mon Dieu, elle saigne.
Görünüşe göre kanaması var.
II saigne.
Subaraknoid kanaması var. Çıplak bir anevrizma, Retro-orbita tümörü,
Elle a une hémorragie sous-arachnoidienne, un anévrysme, une tumeur retro-orbitale, ou juste un mal de tête?
İç kanaması var.
Il a une hémorragie interne.
- Kanaması var.
- Mais, il saigne!
İç kanaması var.
- Il fait une hémorragie interne.
Çok kanaması var. Karaciğer bölgesinde.
Au lit vésiculaire.
Kanaması var
Il saigne!
İç kanaması var.
Hémorragie interne.
Karınızın kanaması var.
Elle fait une hémorragie vaginale.
Kanaması var.
Une hémorragie!
İç kanaması var.
Hémothorax bilatéral.
Omuriliğinde kırık ve ağır iç kanaması var.
Elle a une fracture de la colonne vertébrale et une hémorragie interne.
İç kanaması var.
Elle fait une hémorragie interne.
Oldukça kanaması var, basınç 60 / 40.
Il saigne énormément. Tension : 6,4.
- Yine kanaması var.
- Il saigne de nouveau.
- Kanaması var.
- Il saigne.
İç kanaması var.
Sangre interne.
Kanaması var.
Elle saigne.
Kahretsin, kanaması var!
Merde, une hémorragie!
- Kanaması var.
- Il fait une hémorragie.
- Akut karın kanaması var.
- Elle a un abdomen aigu.
- Hayır, ama sanırım iç kanaması var.
- Non, mais il risque de saigner encore.
Bir yerinden kanaması var.
Il perd du sang quelque part. - Où?
Kanaması var.
Elle fait une hémorragie.
Kanaması var. Başını geride tut. Başını geride tut.
Mets ta tête en arrière.
- İç kanaması var mı?
- C'est le cas?
Oğlanın iç kanaması olabilir. Şu an, onu bırakacak bir yere ihtiyacım var.
- Bowie a pris un sacré coup.
Aranızda kanaması olan var mı?
Y en a-t-il qui saignent facilement?
Burada kanaması olan biri var!
Il y en a un qui saigne.
Yoğun iç kanaması var.
C'est celui d'un officier qui suit les ordres de son capitaine.
İlerlemiş sirozu delinmiş ülserleri, kalp yetmezliği var. İç kanaması olduğundan da eminim.
Il a une cirrhose avancée... un ulcère perforant, le coeur atteint... et certainement une hémorragie interne.
Beyin kanaması riski var.
Il risque une hémorragie cérébrale.
Kanaması var.
Une hémorragie.
Kanaması olan biri var, serum vermeliyiz.
Une intraveineuse là-bas.
Orada öylece yattı, kasılıp durdu, kanaması da var.
Il se tordait dans son sang.
Orada kanaması olan bir adamım var. O zaman oraya git de ona yardım et.
- Alors, aidez-le, bon Dieu!
Kanaması mı var, yoksa hemodilüsyon mu bilmiyorum.
Je ne sais pas s'il saigne ou s'il est hémodilué.
Pekala, iç kanaması var. Benton'a çağrı bırakın.
La ponction est sanglante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]