Kor traduction Français
7,807 traduction parallèle
Çocuğu rahat bırak. çocuk yeni cehennemden çıkmış, kor ateşlerin üzerine tutmana gerek yok.
Laissez ce garçon tranquille. Il a vécu l'enfer, vous n'avez pas besoin de le torturer ainsi.
"Gerçek, kademeli olarak büyülemeli, yoksa her insan kör olur."
"La vérité doit éblouir graduellement, pour ne pas nous aveugler."
Will ile her şey gerçekten çok iyi gidiyor. Ama geçen gün, hayat bana bir nevi hiç ummadığım bir kör talih gönderdi. En azından, ilişkimiz bu kadar erkenken değil.
Tout se passe vraiment bien avec Will, mais l'autre jour, la vie m'a réservé une sacrée surprise une chose à laquelle je ne m'attendais pas, du moins pas si tôt dans notre relation.
Keşke kör olasıca biri ne gördüğümü sorsa.
Je n'aimerais pas que quelqu'un me demande ce que j'ai vu.
- Kör olasıca kaltak!
Putain de salope!
Sprey sıkmıştım, gözünü kör etmiştim onun!
Il... Je l'ai aspergé, il était aveuglé
Beyindeki kan birikmesi, kör bir cisimle vurulduğunu gösteriyor.
Un hématome sous-cutané compatible avec des coups portés avec un objet contondant.
Kamyon 81. bizim aday Boden ve ben size yapma hakkında konuşurken olmuştur O bizim ilişki bir kör göz açmak için istekli.
Boden et moi avons parlé de faire de toi notre stagiaire au sein du camion 81. Il est prêt à fermer les yeux sur notre relation.
Tek gözü kör mıydı?
- Désolée. T'es devenue aveugle d'un oeil?
Kör oldum!
Je suis aveugle!
bu kör doğan bir, kokaburra mi? yoksa...
Est-ce que c'est un kookaburra, qui naissent aveugles, ou...
- Kör değilim de ondan.
Parce que je ne suis pas aveugle?
Bu halde herkese sokar. Kör kütük sarhoş olmuş!
Il la mettrait n'importe où!
Cora gibi bir kadını göz ardı etmeyi seçtiğinizde her erkeğin sizinki kadar kör olmayacağını da bilmeniz lazımdı.
Quand on choisit d'ignorer une femme comme Cora, il faut se douter que les autres hommes ne seront pas aussi aveugles.
Bunu kör bir adam bile görebilir.
Un aveugle aurait pu le voir.
Doğruyu söylemek gerekirse kör adam çok çevikti.
L'aveugle était plus agile, il faut le reconnaître.
Kör bir adam bile bu mücadelenin bittiğini görebilir.
Même un aveugle peut voir que c'est terminé.
Kör müsün?
T'es aveugle?
Kör, çünkü yaşlı.
Elle est aveugle parce-qu'elle est vieille.
Sidney, biz kendi aramızda buna "kör düğümün köründeyiz" deriz.
Eh bien, Sidney, c'est ce qu'on appelle dans la police être dans une foutue impasse.
Kör olmak mı istiyorsun?
Tu veux devenir aveugle?
- Yani eğer senin üstünde kullansaydı elinde patlayıp gözlerini kör ederdi.
- Qu'est-ce que ça veut dire? - Si elle l'avait utilisé sur toi, il l'aurait aveuglé et sauté des mains.
Unutma... kör bir şekilde uçuyoruz.
Rappelle toi... Nous sommes en aveugle.
Ve bizim bile aşktan gözümüz kör olabilir.
Nous pouvons quand même être aveuglés par l'amour.
Kör sapigin biri kardesimin yerine geçti. Bende...
Monsieur, un ivrogne est dans la cabine de mon frère, alors...
Kör taklidi yapan bir kaç kişi.
Des mecs qui continuent de prétendre qu'ils sont aveugles.
Göze alabiliriz kör adam. Çünkü İhtiyar Adam öldü!
Oui, pauvre aveugle, car le vieil homme est mort!
Bunu göremeyecek kadar kör müsün? !
Es-tu trop aveuglé pour voir?
- Kör müsün?
Es-tu aveugle?
Kör de değilim yani.
Et je ne suis pas aveugle.
Önyargılarının seni kör ettiğini düşünüyorum.
Je crois que vous êtes aveuglé par tous vos préjugés.
Para senin gözünü kör etmiş.
Et vous... vous... vous êtes une petite merde. Hein?
Bir şeye körü körüne inanmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Bu inanç seni kör etmiş, Thomas.
écoute, je sais ce que c'est de croire en quelque chose si fort tu en es aveuglé, Thomas.
İnancının boş yere olduğu gerçeğini göremeyecek kadar kör etmiş seni.
ça vous empêche de voir le simple fait que votre foi n'est rien d'autre qu'un soutien.
- Aria, çok zor biliyorum. Ama konu sevdiklerimiz olunca hepimizin gözü kör olur.
Aria, je sais que c'est dur, mais parfois nous avons des œillères quand il s'agit des gens qu'on aime.
Sence kör mü davranıyorum bu konuda?
Donc, quoi, tu crois que je suis aveuglée?
Anlamadığım şey ise, insan neden açık havada yakılan büyük bir ateşin önünde kör kütük sarhoş olmak ister ki.
Ce que je ne comprends pas c'est pourquoi tout le monde voudrait devenir ivre mort devant un immense feu de joie.
Sahil kör noktada.
La plage est hors-champ.
Bazılarının, başbakanı öldürmek için kör bir rahibi... göndermeniz hakkında şüpheleri olabilir.
Certains pourraient douter du choix d'un moine aveugle pour assassiner le Premier ministre.
En iyi yirmi beş askerimi tek seferde öldüren kör bir rahip.
Un moine aveugle qui, autrefois, a tué 25 de mes meilleurs soldats.
Tamam ama bu hikayeler bize devam etmemizi söylüyor. Bazen bizleri kör ediyor.
Mais ces histoires qu'on se raconte pour continuer à avancer, parfois, elles nous aveuglent.
Her saldırışımda seni kör etmesi için güneşi kullandım ama sen ateş etmeye devam ettin.
Chaque fois que je t'ai attaqué, j'ai utilisé le soleil pour t'aveugler, mais tu continuais de tirer.
Kör aptallar.
Des fous aveugles.
Tucker, kör değilsin.
Tucker, vous n'êtes... Vous n'êtes pas aveugle.
Şu an kör noktadayız.
On est dans le flou.
Kör değilim.
Je ne suis pas aveugle.
Kör edici bir baş ağrısı tuttu.
J'avais une horrible migraigne.
Göz sinirlerinde hasar kör noktalara, acıya ve görüntüde kaymalara yol açabilir. Ama sinirleriniz sağlıklı görünüyor.
Un dommage sur le nerf optique peut causer des tâches aveugles, de la douleur, et une vision distordue... mais vos nerfs ont l'air en bonne santé.
Yok artık! Kör mü oldu?
Il est aveugle?
Sanırım kendine güvenin seni bir konuda kör etmiş. Burada olay sende bitmiyor.
Je pense que ton arrogance t'empêche de voir un fait très simple...
Ve kör noktayı hatırla.
Et n'oublie pas qu'il y a un angle mort.
kore 169
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkma 1266
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
koru 17
korkmuyorum 335
korkusuz 57
koruma 34
korkmak 19
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkmayın 368
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkutucu 69
korkmayın 368
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkmana gerek yok 112
korkuttun beni 63
koru beni 79
korkak 247
korkuyordum 55
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korkmanıza gerek yok 47
korumalar 31
korkmuyorsun 31
korkmuş 39
korkulacak bir şey yok 21
korku mu 17
korkmak mı 66
korkmadım 36
korktum 162
korkmanıza gerek yok 47
korumalar 31
korkmuyorsun 31
korkmuş 39
korkulacak bir şey yok 21