Kısa bir süreliğine traduction Français
535 traduction parallèle
Kısa bir süreliğine gözden kaybettik.
Nous ne l'avons perdu de vue que quelques secondes.
Sadece kısa bir süreliğine, sağlığı için, canım.
Provisoirement, pour sa santé.
Biraz nefeslenmek için kısa bir süreliğine burada durmuştu.
On a causé un peu, ça lui a fait une pause.
Hayır, Kısa bir süreliğine izin istiyorum. Öyle mi?
Non, je viens demander un petit congé.
İsterseniz kısa bir süreliğine görebilirsiniz.
Vous pouvez aller la voir si vous voulez.
Kısa bir süreliğine bende kalacak sanırım.
Je vais le garder pour l'instant.
Seni kısa bir süreliğine bırakacağım sanırım.
- Je vous laisse réfléchir.
Kısa bir süreliğine içeri girmeme izin verir misiniz?
Vous voulez bien sortir un instant?
Sadece kısa bir süreliğine.
Juste un petit moment.
Savaş zamanında bir kamp gösterisi için çok kısa bir süreliğine gelmiştim.
J'y ai fait un bref séjour.
Kısa bir süreliğine.
Un bon moment.
Kısa bir süreliğine, şüphesiz.
L'espace d'un instant, bien sûr.
Kısa bir süreliğine, sıcaklık rahatsız edici olacak.
Vous trouverez la température désagréable pendant un certain temps.
Yalnızca kısa bir süreliğine benimle kalın ve eğer tanrılar isterse size bir erkek evlat vereyim.
Reste avec moi seulement quelque temps. Et si les dieux y consentent, je te donnerai un fils.
- Evet, kısa bir süreliğine.
- Oui, juste un moment.
Ama sadece kısa bir süreliğine.
Mais pour peu de temps.
Bir dakikadan kısa bir süreliğine yok oldu.
Durant ce laps de temps, il n'existait plus.
Kısa bir süreliğine akşam gazetenizi alabilir miyim?
Puis-je vous emprunter le Standard un instant?
Kısa bir süreliğine.
Pas longtemps.
Kısa bir süreliğine.
Juste pour quelque temps.
Adam, kısa bir süreliğine döndüğü bu dünyada farkındadır ki,.. ... ona gönderilmiş olsa da, o ölmüştür.
Il pense que dans le monde où il vient de reprendre pied le temps d'être relancé vers elle, elle est morte.
Ancak, temkini elden bırakmayıp havanın kısa bir süreliğine açılmasını bekleyebiliriz.
Mais je pense pouvoir affirmer... qu'une brève amélioration s'annonce.
Ama sadece kısa bir süreliğine.
Mais juste un petit moment.
Kısa bir süreliğine çıkmam lazım.
Je dois sortir.
Bayan Evansbizi kısa bir süreliğine ziyaret edebilirdi.
Madame Evans peut séjourner un moment.
Engel olabilirim, en azından kısa bir süreliğine. Biraz nefes alırsın. Hayır.
Juste un temps, pour vous reposer.
Kısa bir süreliğine de olsa gelemez mi çavuş?
Ne pourra-t'il pas s'échapper un moment?
Ama kısa bir süreliğine bence.
- Pas pour longtemps.
Kısa bir süreliğine beni kandırdın.
Vous m'avez fait marcher pendant un moment.
Kısa bir süreliğine mi?
Pendant un moment?
Kısa bir süreliğine gidiyoruz.
Nous ne nous absentons pas longtemps.
Sadece kısa bir süreliğine.
Ce n'est que momentané.
Sadece kısa bir süreliğine. Şehre inip "The Intermission" oynamalıyım.
Allez, ça ne sera pas long.
Görüntü kısa bir süreliğine sallantılı olacak.
L'image va être brouillée.
Siress, bana kısa bir süreliğine izin verebilir misin merak ediyorum?
Siress, auriez-vous la bonté de m'excuser un moment?
Kısa bir süreliğine.
Ça durera pas toujours.
Şey ben... kısa bir süreliğine avluya çıkmam lazım...
Je dois... je dois sortir un instant dans le jardin...
Felaket sonrasında, Adem Cennet'in dışarısında bir yer buldu ve kısa bir süreliğine sefasını sürdü.
Après le désastre, Adam a trouvé un endroit loin du jardin et y était bien pendant un bon bout de temps.
Ve sadece kısa bir süreliğine
Et en peu de temps
Kısa bir süreliğine New York'a geri döneceğimizi söylediğini sanıyordum.
Tu avais dis qu'on rentrait à New York.
Günlüğü kısa bir süreliğine alabilir miyim?
Je peux voir le journal?
Chiun, kısa bir süreliğine onu ödünç almam lazım.
Chiun, il faut que je te l'emprunte.
Kısa bir süreliğine evinizi almak durumundayım.
Je voudrais emprunter cette maison pour quelque temps.
Kısa bir süreliğine müşterilerin hesaplarına ben bakacağım tamam mı?
Pour cette fois, je passe l'éponge, mais tâche de t'acheter une conduite...
Sevgili genç bayan, sosyal inceliklerinizi kısa süreliğine kenara bırakıp çok arzuladığınız bir fırsatı yakalamak için küçük ve bencil ama doğal bir içgüdüye müsamaha gösterir misiniz?
Laissez donc vos bonnes manières... juste le temps de saisir une occasion. C'est seulement dans votre intérêt.
Bir süreliğine, burada bir şey yapmadan kısa bir süre yatmanın bir çeşit tatil gibi olacağını düşünmüştüm yeni bir işe girişmeden önce üzerimdeki şüpheleri uzaklaştıracaktı.
J'ai pris ça à la légère au début, comme des vacances, à côté de ce que j'évitais.
Kısa çöpü çeken, bir süreliğine ortadan kaybolur.
Celui qui tire la petite paille sortira un moment.
Çavuş Harris'le kısa süreliğine şehre gitmemiz gerekiyor. Özel bir mesele için.
Il est important que le sergent Harris et moi allions en ville un moment.
Yakınlardaydım ve selam vermeden gitmemin kabaca olduğunu düşündüm. O yüzden kısa süreliğine bir uğradım.
Je passais à côté et cela aurait été impoli de ne pas passer vous saluer, alors je me suis arrêté.
Sadece kısa bir süreliğine.
- Un petit instant? - Impossible.
Bugün burada kısa süreliğine de olsa günlük koşuşturmadan uzaklaştığımız bir ânı, güzel bir arkadaşlık, dostluk ruhu içinde paylaşıyoruz.
Nous voici réunis loin de notre train-train quotidien,