English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kısa bir süre

Kısa bir süre traduction Français

3,142 traduction parallèle
Bence 6 ay, mağdur eden birinden mağdur konumuna geçmek için çok kısa bir süre.
et bien, je trouve que six mois c'est un peu trop court pour passer d'agresseur à victime.
Fakat ölmesinden hemen önce ona söylediğim herşeyi yapacağı kısa bir süre olacak.
Mais pendant un court moment, il m'obéira au doigt et à l'œil.
Kısa bir süre içerisinde Majesteleri onunla olacak.
Sa Majesté va le rejoindre.
Bir yıl önce imzamı notere onaylatmak için ve tekrar kısa bir süre önce ortadan kaybolması böylece onu sorumlu tutmamam için.
La première fois il y a longtemps, pour valider ma signature. Et récemment, pour disparaitre, me laissant poursuivre un fantôme.
Kısa bir süre öncesine kadar, öldüğünü bile bilmiyordum.
Je ne savais pas qu'elle était morte jusqu'à récemment.
Kısa bir süre önce erkek kardeşimi kaybettim.
Mon frère est décédé récemment.
Haftasonları kısa bir süre gelecek. Bizimle yaşamaya geçiş gibi olacak.
D'abord des week-ends pour faire la transition.
Bir ara kısa bir süre burada kaldı.
Elle a séjourné ici un moment.
Vivian öldürülmeden kısa bir süre önce ateş etmiş.
Vivian a tiré avant être tuée.
İsrail'de çok kısa bir süre profesyonel olarak oynadım.
J'ai joué pro en Israël.
Kısa bir süre sonra, sana Propofol vermeye başlayacağım.
Je vais t'injecter le Propofol, et une heure après,
Kısa bir süre içinde halka geri dönersin. İçeri gir!
Vous retournerez bientot dans votre communauté, retournez à l'intérieur!
Adam olabildiğince kısa bir süre bizimle kalacak.
Adam va rester avec nous aussi peu de temps que possible.
Dikkatleri kısa bir süre için dağıtabiliriz.
On a peu de temps, notre diversion sera brève.
Ama tahmin etmek gerekirse, bu adam Yüzbaşı Nolan gemide vurulduktan kısa bir süre sonra öldürülmüş.
Mais si je devais évaluer, je dirais que cet homme a été tué peu de temps après que le lieutenant a été tué sur le bateau.
Ah, evet, belki kısa bir süre için uğrayabilirim.
Je peux essayer de passer.
Tedavim çok başarılı geçti. Üstelik bu kadar kısa bir süre içerisinde...
Qui m'ont si bien traité.
Anlaşmanın doğruluğu kontrol edildikten sonra kısa bir süre içinde göreceksiniz.
Où est-il? Si tout est en ordre, vous le verrez bientôt. Asseyez-vous.
Şeyden kısa bir süre sonra öldü...
Il est mort peu après...
Programa katılmadan önce Cornell'de kısa bir süre birlikte çalışmıştık.
On a travaillé ensemble brièvement à Cornell, avant d'être recrutés par le programme.
Kısa bir süre sonra çevirme işlemini başlatacağız.
Nous allons bientôt composer l'adresse.
Ben senin erkek arkadaşın olurum, kısa bir süre için sadece.
Je me propose. Juste pour un petit moment.
Kısa bir süre DJ'lik yaptım.
J'ai travaillé un peu comme DJ et...
Aslında ben kısa bir süre Marisa ile çıkmıştım.
En fait, je suis sorti avec Marisa brièvement.
Borsanın kapanışına bir saaten kısa bir süre kala Lehman Brothers hisseleri bir başka düşüş daha yaşadı.
À moins d'une heure de la clôture des marchés, les actions de Lehman Brothers ont encore chuté.
Sen gönderildikten kısa bir süre sonra, basın, Başkan Sheridan'ın yardımcısı Michael Langston'un karıştığı bir skandalı açığa çıkardı.
Après qu'on t'a envoyé dans ce camp, la presse a révélé un scandale impliquant le vice-président, Michael Langston.
- Kısa bir süre sonra öyle olmayacak.
- Pas pour longtemps.
Kısa bir süre sonra, bir sürü ulusun birbirlerini sistematik olarak yok etmek için sıraya girdiği II. Dünya Savaşı başladı.
Peu de temps après vint la Seconde Guerre mondiale où les différentes nations se sont systématiquement détruites les unes les autres.
Black Sabbath'la başarılı olduktan kısa bir süre sonra, bir gece kulübünde Thelma ile tanıştım.
Peu après le succès avec Black Sabbath, j'ai rencontré Thelma en boîte.
- Kısa bir süre sonra aynı kararı verecektin.
Tôt ou tard, tu l'aurais fait par toi-même.
Etrafa kısa bir süre göz atmamız gerekiyor.
Nous allons devoir inspecter l'appartement.
Evet, ayrıca annesiyle yaşamıyormuş ama kısa bir süre öncesine kadar annesinin alt katındaymış. Bir de sürekli "yapmamalı" deyip duruyor. Hiç komik değil.
Il ne vit plus chez sa mère, mais jusqu'à présent, il vivait au-dessus de chez elle, il a dit "pinte" et c'était pas rigolo.
Kısa bir süre önce gezegenimize gönderdiğim mesaja cevap geldi.
Le message que j'ai récemment envoyé à domicile a été répondu.
Ve hakikaten de herkesin gözleri önünde kısa bir süre içinde ölüyor gidiyor.
Et effectivement, elle mourut peu après, devant tout le monde.
Sadece kısa bir süre... - Buraya yapacağım.
- Je vais faire ici.
F.D.A.'den onay alıncaya kadar ki bu arada eminim kısa bir süre içinde insanlar üzerinde çalışıyor olacaksın.
- Quand la FDA approuvera, { \ pos ( 192,220 ) } tu bosseras enfin sur des humains.
Kısa bir süre, evet.
Oui, pendant un moment.
Tanrıya şükür ki kısa bir süre hastanede kaldıktan sonra aramıza dönen memur Pierce'a hoş geldin demek istiyorum.
Accueillons l'agent Pierce, de retour après un bref séjour à l'hôpital.
Kısa bir süre önce bekar bir anne olmak çok büyük bir utançtı.
Il y a pas longtemps, être fille mère, c'était une honte.
Siz gelmeden kısa bir süre önce, bavulunu alıp gitti.
Il est parti peu de temps après vous avec sa valise.
Fazla değil, kısa bir süre önce.. ... finansal sıkıntılar Noble Square'in her yerini sarmıştı. Okul neredeyse kapatılacaktı.
Il y a peu, des coupes financières ont placé l'école primaire de Noble Square sur la liste des établissements à fermer.
Kısa bir süre önce Bay Louis Canning size bir dosya gönderdi mi?
Louis Canning?
Evet, korkarım şu anda elimde sana verebileceğim bir şey yok ama kısa süre içinde döneceğim ve epey paralı olacağım.
J'ai rien pour toi, en ce moment, mais je vais vite revenir et j'aurai de la thune.
Sonrasında sağlık görevlileri gelene kadar, çok uzun bir süre boyunca ellerimi yaraya baskı yapmaya devam ettim.
J'ai maintenu mes mains sur sa plaie pendant un temps qui m'a paru infini, jusqu'à l'arrivée de l'ambulance.
Kısa süre önce beni çok mutlu eden bir şey düşündüm.
Depuis quelque temps, une idée me console.
Kısa bir süre önce.
Depuis peu.
Bunu kısa bir süre önce kanıtladık, değil mi?
On vient de le prouver, non?
Cristoph bir haftadan kısa süre önce öldü.
Christoph est mort il y a moins d'une semaine.
Rick Loomis kısa süre önce bir silah satın almış.
Rick Loomis a acheté une arme.
Her neyse, bir süre orada takıIdık, daha sonra bana sikini gösterdi ve eve geri döndük.
On a traîné, il m'a montré sa bite et on est rentrés.
Taze satın alınmışlar ve bir aydan daha kısa süre önce toplanmışlar. Fas'dan gelen herhangi bir uçağın yolcu listesi var mı?
Ils ont été achetés frais, récoltés il y a moins d'un mois.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]