Muhteşem bir şey traduction Français
567 traduction parallèle
Yaşamaya cesaretiniz varsa muhteşem bir şey.
Il faut du courage pour vivre...
Hayır efendim. Jeoloji muhteşem bir şey.
Oh, non, monsieur, c'est merveilleux, la géologie.
Ne muhteşem bir şey olduğunu göreceksin.
Et tu verras, c'est merveilleux.
Ne muhteşem bir şey, değil mi?
N'est-il pas adorable?
- Şaka muhteşem bir şey elimize geçtiğinde boşa harcamamalıyız.
- L'humour est une chose merveilleuse et nous ne devrions pas en perdre une miette quand il s'approche.
Sende muhteşem bir şey var, Tracy.
Il y a un rayonnement en vous, Tracy.
Ah, ne muhteşem bir şey!
C'est merveilleux.
Bay Smith, bu muhteşem bir şey.
M. Smith, c'est une chose tellement merveilleuse.
Şimdi sıkıca banka tutunun çünkü muhteşem bir şey olacak.
Tiens-toi bien, maintenant, car c'est une histoire absolument extraordinaire!
Morris'in hayatıma girmesi benim için muhteşem bir şey.
C'est merveilleux que Morris soit arrivé dans ma vie.
Televizyon muhteşem bir şey.
Ce type est une pâte.
Benim için muhteşem bir şey oldu! Bunun yapılabileceğini gösterdim!
Je me suis crue courageux, conscient des risques encourus
Wanda Osiris'i gördük. - Muhteşem bir şey.
On a été dans un cabaret.
Dahası hayatımda böyle muhteşem bir şey görmedim.
Et je n'ai rien vu d'aussi magnifique de toute ma vie!
Muhteşem bir şey olmalı
Ce doit être remarquable.
Muhteşem bir şey değil tabii, ama biraz hoşuna gidecektir Antonina memnun kalacaktır. Bu harika!
Ce n'est pas le luxe, mais si vous y attachez un petit rien, notre Antonina sera aux anges.
Cehenneme inip onun ateşiyle meşaleni yakmak ne muhteşem bir şey?
Quelle magnificence d'éclairer les feux de l'enfer de vos lumières.
Küreği olmadan akıntıyla boğuşmak gibi muhteşem bir şey olduğunu söyledi.
Il a parlé d'un moment inoubliable. Comme de franchir des rapides.
- Muhteşem bir şey, değil mi?
N'est-ce pas merveilleux?
Okuldan daha muhteşem bir şey daha bilmiyorum bir politikacıdan bunu duymak sizi şaşırtmıyor olsa gerek.
Il n'est rien de plus magnifique que l'Ecole, pas étonnant de la part d'un homme qui travaille dans la politique.
- Bu muhteşem bir şey. Bunu gerçekten kanıtlayabilir misiniz?
Vous pouvez le prouver?
- Muhteşem bir şey Chiz.
C'est merveilleux, Chiz.
Gerçekten de harika, muhteşem bir şey. Tüm ekip için bir ödül önereceğim.
Je tiens à vous dire que c'est absolument fantastique, magnifique.
Bu güzel kız hizmetçinse karın muhteşem bir şey olmalı.
Si c, est votre domestique, votre femme doit vraiment être quelque chose.
Muhteşem bir şey!
C'est fantastique!
Muhteşem bir şey.
C'est fabuleux!
Muhteşem bir şey...
C'est génial...
- Ne muhteşem bir şey.
- Glorieuse, oui!
Muhteşem bir şey oldu.
C'est merveilleux!
Muhteşem bir şey.
Elle est superbe.
Dostlarım, şimdi muhteşem bir şey geliyor.... onun tadı hiçbirine benzemiyor.
Mes amis. Un cadeau spécial pour ceux qui ont des gouts spéciaux.
- Hey, bu muhteşem bir şey.
Sublime.
Ama sonra muhteşem bir şey oldu batı dünyasındaki bilimsel gelişmelerle birlikte bazı şeyler yavaş yavaş bilinir ve anlaşılır hale geldi.
Mais ce qui est merveilleux, c'est le développement de la science occidentale, les choses qu'on a commencé lentement à savoir et à comprendre.
- TV'de muhteşem bir şey var.
- Quelque chose de formidable.
Çok muhteşem bir şey. |
Les mots ne suffisent pas.
Düşündüm ki, Kiki bu gece oraya gitse, soğuk kanlılıkla bir avuç ahmağın önünde yürüse onlar acaba hâlâ o bandocu kızın hayatlarındaki en muhteşem şey olduğunu düşünürler mi?
Moi. Je me suis dit, Kiki va-t-elle se montrer ce soir sur la piste, à froid, devant des types rendus babas par les derviches espagnols?
Yapacağın en iyi şey Akademiye dönüp muhteşem oyunculuğunu güvenli bir çevrede uygulamak olur.
Ce qu'il te reste de mieux à faire, c'est de retourner à tes répétitions dans un endroit sans danger.
Hiç böyle bir şey... Muhteşem!
Elle est adorable!
Muhteşem bir kadın olmak için ne gerekiyorsa sende var. Önemli bir şey dışında.
Tu as tout ce qui rend une femme exquise, sauf l'essentiel :
Bir insanın hayal edemeyeceği bir şey olabilir. Hayat iksiri! Muhteşem ilaç!
Il se pourrait que se soit quelque chose dont l'homme a toujours rêvé.
Muhteşem bir şey.
C'est délicieux.
Bu muhteşem bir şey.
Mais c'est formidable.
Muhteşem bir şey bu.
Il est magnifique.
Tehlikeli bir şey yok ki, hem içerisi de muhteşem.
C'est sans danger et très joli.
Her gün, dünyanın en muhteşem kadınlarına bu kadar yakın olmak nasıl bir şey, hayal edebiliyor musunuz?
Vous imaginez ce que c'est d'être en contact quotidien avec les plus belles femmes du monde? Que puis-je faire?
Ve eşin de o kadar tatlı ki. Onun hakkında çok şey duydum. Küçük, muhteşem bir erkek çocuğunuz var, değil mi?
Ils m'ont parlé de votre jolie femme et de votre délicieux petit garçon.
- Baş döndürücü bir şey... doymak nasıl bir şeydir düşünün hele... yemekler, güzel yemekler... bir parça daha yiyebilmek için... neler vermezdik... sadece bunun için yaşıyoruz... niçin sadece buna mahkum ediliyoruz... yemekler, büyülü yemekler, harika yemekler, mükemmel yemekler... cennetten çıkma yemekler, güzel yemekler... muhteşem yemekler!
Nos sens s'emballent Se sentir rassasiés Ne serait-ce qu'un instant! Nourriture, glorieuse nourriture!
Sevdiğin bir şey var mı? Boeuf en croute muhteşem.
Le bœuf en croûte est fabuleux.
Muhteşem bir beden gençliğinle hiç bir şey boy ölçüşemez...
T'as un corps en or... Rien ne vaut les jeunes...
- Muhteşem, Mark. - Ama burada bir şey var.
- C'est merveilleux, Mark.
Gözlerine muhteşem bir şey yaptı.
Il t'a vraiment bien refait les yeux.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46