Nasıl yaptın traduction Français
4,402 traduction parallèle
Bunu nasıl yaptın...?
Comment as-tu...? Bien...
- Siz nasıl yaptınız bunu?
Comment avez-vous fait?
Bunu nasıl yaptın?
Comment tu as fait ça?
Bunu nasıl yaptın?
Comment as-tu fait ça?
Bunu nasıl yaptın?
Comment t'as fait?
Nasıl yaptın?
En faisant comment?
Nasıl yaptın bunu?
Comment avez-vous fait?
Bunu nasıl yaptın?
Comment as-tu fait?
Ortada bir soruşturma yok gibi geldi bana. Tutuklamayı nasıl yaptınız?
Vous l'avez arrêté sans preuve?
Aman tanrım, Hide, nasıl yaptın bunu?
Mon Dieu, Hide, comment tu fais ça?
Bunu nasıl yaptın? Ne yapıyorsunuz?
Comment t'as fait ça?
- Ödemeyi nasıl yaptın?
Comment avez-vous payé?
Nasıl yaptın? - Ellerimle.
À mains nues.
"Nasıl yaptın bunu Conor?" demen gerekiyordu.
Comment tu as pu me faire ça?
- Bunu nasıl yaptın?
- Comment as-tu fait?
Doğruyu söyle, o kuşlu numarayı nasıl yaptın?
Honnétement, comment avez-vous fait, avec l'oiseau?
İş sizindir. Nasıl yaptınız bilmiyorum.
Vous avez le spectacle.
Bunu kendine nasıl yaptığını hala anlamıyorum.
Je ne comprends toujours pas comment tu t'es fait ça.
Annemin kusuruna bakma ve eğer yapabilirsen nasıl yaptığını bana da söyle.
Veuillez excuser ma mère, Et si vous y arrivez, dites moi comment.
Aaron, bunu nasıl yaptığını söylemen gerek.
Aaron, dis-moi comment tu as fait.
Nasıl yaptığını bilseydim sence şimdiye kadar durur muydum?
Tu penses que si je savais comment faire, je ne l'aurais pas déjà fait?
Eğer buradan çıkabilirsem hayatımı nasıl değiştirdiğini sana anlatmam için bir yer ve zaman bulacağım ; hayatımı dağınık, karmaşık odaklanmamış mantıksız harika yaptın.
Et si jamais je sors d'ici, je trouverai l'endroit et le moment pour vous dire que vous rendez ma vie désordonnée, déroutante confuse, irrationnelle et merveilleuse. "
Bu çocuğun neyi, nasıl yaptığını bilmiyorum.
Je ne sais pas comment ce gamin a fait ce qu'il a fait.
Bunu nasıl yaptığını çözemedim.
J'arrive pas à savoir comment il fait.
Dedem telefonların nasıl çalıştığına kafası basmazken annem de Kremp ailesine yaptığı mangal davetlerinin neden reddedildiğini anlamamıştı.
Pendant que Papy ne comprenait pas comment le téléphone marchait, ma mère ne comprenait pas pourquoi les Kremp n'arrêtaient pas d'esquiver son invitation au barbecue.
Efendim, benim için ne yaptığınızı beni kurtarmak için hayatınızı nasıl riske attığınızı biliyorum.
Monsieur, je sais ce que vous avez fait pour moi, comment vous avez risqué votre vie pour me sauver.
Onu nasıl belediye başkanı yaptığını anlatıyordu.
Il m'expliquait comment devenir maire.
Bana hayatımı büyümemi nasıl izlediğini anlatarak yaptığın aptallığa bak.
Mais quel idiot, me racontant l'histoire de ma vie, comment tu m'as regardé vieillir.
Hâlâ kendimi, nasıl yaptığını bilmesem de, Redbox'ı haraca bağladığı için suçlu hissediyorum.
Je me sens toujours aussi coupable d'avoir du secouer la machine de location de DVD pour avoir le DVD de "I don t know how she does it".
Nasıl yaptığını öğrenin.
Trouvez comment il fait ça.
Pardon, ama biz de bunu nasıl yaptığını merak ediyorduk.
- Je te réchauffe le siège?
Bu kişinin yaptığı yalnızca Gavin'e Tanrı korkusunu aşılamayı istemek değil yani ama bunu onu öldürmeden nasıl yapacağını kesinlikle biliyor.
Non seulement cette personne voulait faire peur à Gavin, mais il savait exactement comment le faire sans le tuer.
Bakın, gerçek şu ki, nasıl yaptıklarını bilmiyorum.
Ecoute, la vérité c'est que, je ne sais pas comment ils ont fait ça.
Mr. Radford, belki Mr. Carlson'a Max'in geçen sene ne kadar harika bir öğrenci konseyi başkanı olduğunu anlatırsınız, ne kadar geliştiğini ve nasıl iyi yaptığını.
Mr Radford, pourrais peut être parler à Mr Carlson de l'année dernière et combien Max était merveilleux comme président du conseil, combien ça lui a réussi, et combien il était bon.
Şimdi de gelin, erkek ve kadının nasıl aşk yaptığından söz edelim.
Mais maintenant voyons comment un homme et une femme font l'amour.
Bu çocukları yapmadıkları bir şeyi itiraf ettirmek için kanun yaptırımının nasıl işlediğini hatırladın mı?
Vous vous souvenez comment les agents ont fait avouer à ces enfants des choses qu'ils n'ont pas faites?
Ancak istersen Salata Süsleme ve Pislikten Heykeller'in arasına bir sandalye atıp yoldan geçenlere nasıl Broadway'de yıldız olmayı hayal ettiğini ama sonunda Olympia Dukakis'in genitalinden yapılmış bir peruk gibi gözüken saçlarla lise öğrencilerine rap yaptığını anlatabilirsin.
Cependant, si tu désires t'installer un stand entre l'art de la salade et... la sculpture fécale, tu es plus que le bienvenu d'amuser les passants avec ton histoire si passionnante où tu rêvais de devenir une star à Broadway pour finir par rapper pour des lycéens avec une coupe de cheveux qui ressemble exactement au postiche pubien d'Olympia Dukakis.
O şeyin bana ne yaptığını ve nasıl düzeltileceğini anlat.
Dis-moi ce que cette chose m'a fait et comment arranger ça.
- Nasıl yaptığını anlatmadı.
- Elle n'a pas dit comment.
Lanet olası işini her zaman övündüğün, beni duyarsızca sıktığın, monoton olarak kirli işleri nasıl yaptığın, bana nasıl arka çıktığın gibi yapmana ihtiyacım var.
J'ai besoin que tu fasses ton foutu travail, comme te vanter sans cesse, me cassant les oreilles, à te plaindre que tu fais le sale boulot, de comment tu couvres mes arrières!
- Nasıl yaptın?
Comment as-tu fait?
Üniversitede neler yaptığını merak ediyorum sınavlarıni yani sınavın nasıldı?
J'étais tellement excitée à l'idée d'entendre parler de la Fac et comment tes exams se sont passés, enfin, ton exam.
Şimdi ne yaptığını Raj'a nasıl söyleyeceksin?
Comment tu vas le dire à Raj?
Young Do'nun ona kafeteryada yaptıklarını görmene rağmen bunu nasıl söyleyebilirsin?
Tu peux dire ça après voir vu le coup puéril de Choe Yeong Do dans la cafétéria?
Benim için nasıl iş ve okul anlaşması yaptın?
Quel genre d'arrangement travail-étude as-tu fait pour moi?
İşlerin nasıl yapıldığından haberdar değiller. Bunları nasıl yaptığını
Vous ne voudriez sans doute pas expliquer pourquoi.
Onun yanında olmak için elimden geleni yaptım. Nasıl onu korumanın tek yolu bu olur?
J'ai utilisé toutes mes forces pour rester à ses côtés, mais pourquoi est-ce la seule façon de la protéger?
Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum.
J'ignore comment vous faites.
Ve ne yaparsan yap, nasıl yaparsan yap çocuğunun hayatını nasıl düşlersen düşle, nasıl bir anne olacağını düşünürsen düşün 29 sene sonra bir psikiyatristin odasında sen ne kadar çabalasan da seni, yaptığını veya söylediğini hatırlamadığın bir şeyle suçlarlar.
Et peu importe ce que tu fais, ni comment, tu auras beau imaginer sa vie, et le type de parent que tu es, 29 ans plus tard il t'accusera chez le psy d'avoir fait quelque chose dont tu n'as aucun souvenir.
Yaptığın işe kendin inanmıyorsan onlar nasıl inanacak?
Si vous n'y croyez pas, comment vont-ils y croire?
Kimi tanıdığını, Nereye gittiğini, Ne yaptığını, eldiven ölçüsünü istiyorum... Ne yer, nasıl uyur...
Je veux savoir comment il sait, où il va, ce qu'il fait, la taille de ses gants... ce qu'il mange, comment il dort... sous une couverture?
nasıl yaptın bunu 38
yaptın 100
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
yaptın 100
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41