Nasılsa traduction Français
2,657 traduction parallèle
Haftasonu döneceğim nasılsa.
Je reviens ce week-end.
Ama her nasılsa şu anda, neden bilmiyorum ama sanırım haklı.
Mais quelque part, en ce moment... Je sais pas pourquoi mais... Je pense qu'elle a raison.
- Dede, Selenia'ya bişey olursa nasılsa ölücem
Beaucoup y ont perdu la vie. S'il arrive quelque chose à Sélénia, j'en mourrai.
Nasılsa kiralık araba.
- C'est une voiture de location.
- Birlikte son davamıza baktık nasılsa.
Notre dernière enquête commune est bouclée. Déjà lu!
Nasılsa bir daha bu pencereden bakamayacağım.
Je ne regarderai plus jamais par cette fenêtre.
Nasılsa okumayı bilmediğin için de işine yaramaz.
De toute façon, tu ne sais pas lire, ça ne t'est d'aucune utilité.
Yolun sonuna geldik nasılsa.
Car c'est fini de toute façon.
Yani Jonah Hex hâlâ hayatta ve her nasılsa, o adi herif benim de hayatta olduğumu biliyor.
Alors Jonah Hex est en vie. Et je ne sais comment, ce fils de putain sait que je le suis aussi.
Farketmeyecek nasılsa. Atlantik ookyanusunu nasıl gececeksin?
Ça ne fait aucune différence, j'ignore comment acheminer ça là-bas.
Nasılsa bir yılda ya ölür ya da eğitimine evde devam edersin.
Tu seras mort ou scolarisé à domicile à la fin de l'année.
Onun kibri, her nasılsa, fotoğrafta kanıtlanmış, ve en önemlisi, onunla yaptığımız röportaj dolandırıcı olduğunu kanıtlıyor.
Malgré ça, sa coqueterie est évidente sur les photos, et le plus important, notre interview a été une tromperie.
Yemek için nasılsa ara verecektim, kendime şöyle dedim : "Kızları arayayım."
Et tant qu'à prendre une pause pour déjeuner, autant appeler les filles.
Ve her nasılsa günü sihirli bir şekilde kurtarıyor. Klasik Grace Rollins. Sonraki Durak :
Et d'une certaine façon il à encore sauvé la mise typique de grace Rollins.
Çürüyüp gideceğiz nasılsa.
Nous mourrons ici.
Üç adam ölüyor ve her nasılsa senin cüzdanın doluyor.
3 cadavres, et les poches pleines d'argent?
Bu hain karı nasılsa ölecek.
- Elle voit rien. Amusez-vous.
Bu bebekleri ben alıyorum, nasılsa artık sana lazım olmazlar.
Je prends ça, t'en auras plus besoin.
Nasılsa susmayacaksın
T'es con. On sait que vous cherchez Tugz.
Beni çok seviyorlar nasılsa.
Ils m'adorent, là-bas!
Sen nasılsa birahaneye gidersin.
Apparemment tu vas dans un Berni Inn sur ton chemin
Nasılsa hapse gireceğim hepimiz sakinleşelim Tamam mı?
Moi, je vais en taule. Zen!
Onu nasılsa kurtarırım.
Je vais le retrouver.
Babam, beşinci doğum günümden sonraki gün terk etti ve her nasılsa onu bir daha görmeyeceğimi biliyordum.
Mon père est parti le lendemain de mes cinq ans, et j'ai su que je ne le reverrai jamais.
Her nasılsa, hayatımın en kötü üç ayını hayatımın en güzel üç ayına çevirdi.
Grâce à elle, les trois pires mois de ma vie sont devenus les trois meilleurs.
Aslında bir önemi yok. Nasılsa hatırlamayacaksın.
Vous allez oublier de toute façon.
Doğuştan yalancıyım nasılsa.
Je suis un menteur né.
Nasılsa tekrar yapacak.
Il recommencera.
Siz nasılsa gençsiniz.
en plus de son fils, elle perdait aussi son mari.
Her nasılsa, sen diğer deneklerin hepsinden farklısın.
Mais toi, tu es différente des autres sujets-test.
Nasılsa o yöne gidiyoruz.
C'est notre route de toute façon.
Bir şey yapmasak da edecekler nasılsa.
Si on ne fait rien ils nous envahiront aussi.
Er ya da geç nasılsa beni bulacak.
Il finira par me retrouver.
Nasılsa beni göremezdi.
Il n'aurait pas pu me voir.
Suikast silahları ile dört isabet ve her nasılsa Sugar hala nefes alıyor.
Quatre impacts de balles tirées par des fusils d'assaut et Sugar respire encore. J'ai parlé au médecin.
"Sadece bir seferlik nasılsa çok da önemli değil" demiştim.
Tu vois, du genre, " Oh, ce petit ensemble? Jette toi dessus.
Yarın kazanırsak, nasılsa özgür kalacağız.
Si on gagne demain, on est libre.
Er ya da geç onu alacak nasılsa.
Il l'aura de toute façon, tôt ou tard.
Hayat nasılsa öyle gider tamam mı?
C'est la vie, pas le paradis, pas vrai?
Nasılsa hedefte olacağız.
Aucune idée.
Bir gün nasılsa ortaya çıkmak zorundaydı. Zorunda mı?
- Ça devait se savoir un jour.
Nasılsa son şakamı yapacaktım!
Il ne me reste qu'une blague, de toute manière.
İnsan gücünü nasılsa paylaşırız.
Plus tard, les histoires de personnel.
Beni duyamıyor nasılsa.
II ne m'entend pas. Il est sûrement devenu sourd.
Tamam, nasılsa beni tutuyorsunuz. Gerisi spekülasyon.
Vous avez la détention de drogue, rien d'autre.
Boz ayı ona doğru yaklaşmış, ve pençeleriyle ona vurmayı denemiş fakat her nasılsa, Joe o anda ayının arkasına geçmeyi başarmış,... sonra da ayıyı bir boğa gibi yakalamış.
Elle se rua sur lui, à grands coups de griffes et de crocs, et d'une certaine manière, Joe parvint à se retrouver sur le dos de l'ourse, et il roula à travers la grotte comme sur un taureau au rodéo!
Hepimizin durumu nasılsa, onunki de öyle.
À peu près comme nous, je dirais.
Bırak gitsin.Geri gelir.Karanlıktan korkacak nasılsa.
Il va revenir.
- Sana böyle bağırılsa nasıl olurdu?
- Tu aimerais qu'on te crie dessus?
Nasılsa yetenek bende. İzleyin.
Regardez jouer!
- Nasılsa sigortan var.
- T'es assurée, non?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701