English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne diyeceğim

Ne diyeceğim traduction Français

7,790 traduction parallèle
- Bak ne diyeceğim.
Pour "Up All Night." Ca sonne bien pas vrai?
Bak ne diyeceğim?
Tu sais, je m'en tape.
- Bak ne diyeceğim?
Alors qu'en dis-tu?
Bak ne diyeceğim.
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim :
Tu sais quoi?
Ne diyeceğim. Bunu bir analiz eseri olarak işe yarar hale getirebiliriz.
On peut en faire un article d'analyse.
Bak sana ne diyeceğim.
Tu sais quoi?
Ne diyeceğim bak.
Tu sais quoi?
Bak bana ne diyeceğim, Clint Eastwood nereye gittiğimizi söylersen, bir daha ağzını açanı siksinler.
Je vais te dire, Clint Eastwood, je la bouclerai quand tu répondras à ça... On va où comme ça?
Babam yumurtayla dönerse ne diyeceğim ki?
Si mon père revient avec l'oeuf, qu'est-ce que je vais lui dire?
Bakın ne diyeceğim. - Noorie'yle bir konuşayım.
Vous savez quoi... je vais parler à Noorie.
Bak ne diyeceğim. Hadi çatıdan inip ayaklarımızı yere bir basalım, olur mu?
Descendons de ce toit, et posons nos pieds sur la terre ferme.
Bak sana ne diyeceğim.
Je vais vous dire.
Bakın size ne diyeceğim.
Je vous l'aurait dis.
Bak ne diyeceğim, hadi eski ofisime gidelim.
Tu sais quoi? Nous allons aller à mon ancien cabinet, d'accord?
Bak sana ne diyeceğim.
Vous savez quoi?
Ne diyeceğim sana?
Je t'appelle comment?
Ona ne diyeceğim ki yahu?
Qu'est-ce que je vais lui dire?
Bak ne diyeceğim Suzie. Sanırım çok vaktini aldım.
J'ai beaucoup trop abusé de votre temps, Suzie.
Bak ne diyeceğim.
Voilà.
Evet bak ne diyeceğim.
Oui, donc le truc c'est que.
- Bak ne diyeceğim... olanlar hakkında...
- Bon écoute... À propos d'avant...
12 Maymun ordusunu duydunuz mu hiç? Bak ne diyeceğim.
Avez-vous déjà entendu parlé de l'armée des 12 singes?
Bak ne diyeceğim, gece yavaş geçiyor.
Je vais te dire, c'est une nuit tranquille.
Bak ne diyeceğim.
Il faut que je te dise ça.
- Ne diyeceğim bak.
Tu sais quoi?
Eğer tanımıyorsan, bak sana ne diyeceğim.
Si vous ne le connaissez pas, laissez-moi vous dire un truc.
Bak ne diyeceğim.
Je vais te dire.
Gidip ne diyeceğim onlara şimdi?
Que dois-je leur dire?
Bak ne diyeceğim.
Et devine.
Bak sana ne diyeceğim, gidip Skipjack'le ağabeyin ve Lizzie hakkında konuşacağım.
Je vais parler à Taupin de votre frère et Lizzie.
Bak ne diyeceğim dinle.
Tu sais quoi... écoute.
Çıktığından beri bazen artık seni tanımıyormuşum gibi geliyor. Bak ne diyeceğim.
Depuis que t'es sortie, j'ai parfois l'impression de ne plus te connaître.
Bakın ne diyeceğim, haydi hepimiz çılgınlık yapalım.
Vous savez quoi, soyons fous.
Bakın ne diyeceğim.
Vous savez quoi?
Bak ne diyeceğim.
Tu sais quoi.
Ama büyükannem gidemezsiniz dedi. Bak ne diyeceğim ;
- Mais mamie ne veut pas qu'on y aille.
Ama bak ne diyeceğim
Tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim...
Je vais te dire,
Bak ne diyeceğim, yatırımcı şu anda buraya geliyor. Ve projede başı çekecek birilerine ihtiyaçları var.
Je vais te dire, l'investisseur arrive en ce moment même, et ils recherchent quelqu'un pour diriger le projet.
Bak ne diyeceğim, ben önce bir duş alayım sonra...
Je vais aller me doucher, et puis...
Bakın ne diyeceğim, bunların hepsini alıp daha çok parçalayacağım ve hepiniz için mozaikler yapacağım.
Je vais prendre tout ça, le casser encore plus, et faire une mosaïque pour chacun de vous.
Bakın ne diyeceğim.
Je vais te dire.
Bak ne diyeceğim?
Hé, tu sais quoi?
Bak ne diyeceğim, bunları seninle konuşmamam gerekiyor.
Tu sais quoi, je ne suis même pas censée te parler.
Bakın ne diyeceğim, kongre komitenizin bir adı, gerçek bir amacı ve celp yetkisi olduğunda beni görmeye gelirsiniz.
Je vais vous dire, quand votre commission du Congrès aura un nom, un but réel, et le pouvoir d'appeler à comparaitre, alors venez me voir.
Bay Frank'e ne diyeceğim?
Je dis quoi à M. Frank?
Bilmesem, namuslu bir delikanlı diyeceğim.
Si je ne le connaissais pas mieux, je penserais que c'est un jeune garçon honnête et intègre.
İskelede gördüklerini bize anlatırsan bu hamburger senindir. Bak ne diyeceğim.
Vous savez quoi?
Diyeceğim şu sanırım, en son baktığımda iman suç değildi bu ülkede.
Ce que je veux dire, c'est que je ne crois pas que la foi soit un crime dans ce pays.
Bak ne diyeceğim?
Vous avez un temps libre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]