Ne diyeceğimi bilemedim traduction Français
179 traduction parallèle
Daniel benimle konuştu ve beni Carolina'ya zarar vermekle suçlamaya başladı. - Ne diyeceğimi bilemedim.
Je me suis fait approché par Daniel, et à commencé à m'accuser d'avoir blesser Caroline.
Ne diyeceğimi bilemedim.
J'ai perdu la tête.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne sais pas comment le formuler.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi lui dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je n'ai pas su quoi répondre.
O kadar şaşmıştım ki, ne diyeceğimi bilemedim.
Stupéfait, je n'ai su que dire.
Başka ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire d'autre.
Size başka ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas comment dire.
- Ne diyeceğimi bilemedim.
- Je ne savais pas quoi dire.
Kat ne diyeceğimi bilemedim. Kapı zili çaldı, sen olduğunu sandım.
On a sonné, je croyais que c'était vous, et elle était debout, là.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Écoute, je ne savais pas quoi dire.
Ben bile ne diyeceğimi bilemedim.
Vous m'avez laissé sans voix.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais quoi dire.
Dr. Pollin de seni sordu. Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire au Dr Pollin.
o an kalakaldım, yani adama ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne sais trop quoi lui répondre.
Uyarıcılara bağımlı hale geldiğini söylediğinde ne diyeceğimi bilemedim.
Quand il m'a dit qu'il était accro aux stimulants, je suis resté muet.
Ne diyeceğimi bilemedim. Ameliyattan önce onu üzmek istemedim.
Je ne voulais pas la bouleverser avant l'opération.
Ne diyeceğimi bilemedim.
J'en étais tout confus.
Çünkü kızım bana onun erkek mi, olduğunu sordu. Ne diyeceğimi bilemedim.
Parce que si ma fille venait me voir et me disait que c'est un garçon... je sais pas ce que je ferais.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais plus quoi dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire à ce moment-là.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je savais pas quoi dire
Sana ne diyeceğimi bilemedim.
Je savais pas comment te le dire.
Ama ne diyeceğimi bilemedim.
Mais je ne savais pas quoi dire.
Gal özür dilerim. Ne diyeceğimi bilemedim.
Pardon, j'ai pas su quoi dire
Ne diyeceğimi bilemedim.
J'ai pas su quoi dire
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais vraiment pas quoi dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Non. Je ne sais pas quoi lui dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais quoi lui dire.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi répondre.
Ne diyeceğimi bilemedim çünkü ben hastayken siparişleri Carol vermişti.
J'étais perdue, car Carol les avait commandés pendant mon congé de maladie.
- Ne diyeceğimi bilemedim.
- Je n'ai pas su quoi dire.
Ben öyle deyince, seni unutmamın ne kadar sürdüğünü sordu bana. Ne diyeceğimi bilemedim.
Elle m'a demandé combien de temps j'avais mis à t'oublier.
Ne diyeceğimi bilemedim, ben de ona gülümsedim.
Je ne savais pas quoi dire, donc je Jui ai juste souri.
Polisler sen ve Richard hakkında sorular sordu. Ne diyeceğimi bilemedim.
Les flics m'interrogent sur vous, je ne sais pas quoi répondre.
Ama karınız ısrar etti ve ne diyeceğimi bilemedim.
Mais votre femme a insisté. Je ne savais pas quoi lui dire.
- Ne diyeceğimi bilemedim. - Buraya gelmemizin bir sebebi var.
- Je ne savais pas quoi penser.
Arayamadığım için özür dilerim. Sadece sana söylediğim onca kötü şeyden sonra ne diyeceğimi bilemedim.
Je suis désolée de ne pas t'avoir appelé mais après ma crise, je ne savais pas quoi dire.
Seni sorup durdu, ne diyeceğimi bilemedim.
Il te réclamait, je savais pas quoi dire.
Gerçeği söylemek gerekirse efendim, ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais pas quoi dire. Elle m'a prise au dépourvu.
Ne, ne diyeceğimi bilemedim. İkinizi de incitmek istemiyordum.
Je ne savais pas quoi dire, je voulais vous blesser ni l'une ni l'autre.
Ne diyeceğimi bilemedim. Bana sırt çantanı veriyorsun.
Oui, je vois ça.
- Ne diyeceğimi bilemedim.
- Elle a un grief. Je ne savais pas quoi lui dire.
Üzgünüm ama ne diyeceğimi bilemedim.
Désolé, je savais pas quoi dire.
Ona ne diyeceğimi bilemedim.
Je savais pas quoi lui dire.
Ne diyeceğimi bilemedim, ben de evet dedim.
Je ne savais pas quoi dire, alors j'ai accepté.
Amcama ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne savais plus quoi dire à l'oncle.
Ne diyeceğimi bilemedim.
Je ne sais quoi dire.
- Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemedim.
- Je ne savais que dire ni que faire.
- içeri girdi. Ne diyecegimi bilemedim.
Elle est rentrée, je savais pas quoi dire.
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
bilemedim 29
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyor bu 53
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
bilemedim 29
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyor bu 53
ne diyorduk 29
ne diyorum ben 45
ne diyorsunuz siz 31
ne diyorsunuz 336
ne diyecektim 16
ne diyorum 25
ne diyeyim 78
ne diyorlar 99
ne diyorsam onu yap 46
ne diyordun 171
ne diyorum ben 45
ne diyorsunuz siz 31
ne diyorsunuz 336
ne diyecektim 16
ne diyorum 25
ne diyeyim 78
ne diyorlar 99
ne diyorsam onu yap 46
ne diyordun 171