Ne korkunç traduction Français
2,719 traduction parallèle
Sana çok kızgınım. Beni oyuna getirdin. Dışarıdan bakınca yaşlısın, sevimlisin ama içinde bir yerlerde ne korkunç ne zalimmişsin meğersem.
Tu m'as piégée avec tes airs de vieux tout mignon à l'extérieur alors que t'es horriblement cruel à l'intérieur.
Fry, Leela'yı koruyamadı. Ne korkunç bir son.
Fry a effectivement sauvé Leela, mais il l'a payé cher.
Yüzüne korkunç bir maske takıp Bernadette'i opera çıkışı kaçır, kim olduğunu anlayamaz.
Kidnappe Bernadette à l'opéra en portant un masque flippant pour qu'elle ne te reconnaisse pas.
Suratları yayvan değil ve korkunç bakışları yok.
Leurs têtes ne sont pas aussi plates et aussi monstrueuses.
Korkunç bir evlilikten kurtulmak için bana gereken gücü veren neydi bilmiyor musun?
Tu es dangereuse et tu ne leur apprends rien de bon. Je me fous de ce que tu penses. J'ai un héritage à protéger.
Paiutelerin korkunç bir kabile olduğunu akarsu kenarındaki Flatheadlara hiç benzemediklerini söyledi.
Il dit que le Païutes sont une tribu redoutable, qu'ils ne sont pas comparables aux Flatheads.
Sizin de bildiğiniz gibi eşiniz fabrikayı korkunç bir hale getirdi...
Comme vous ne l'ignorez pas, votre mari précipite l'usine dans une situation catastrophique.
Ve bu ne kadar korkunç bir şey size göstereceğim.
Je vais vous faire payer... à un tel point.
Peki büyük, korkunç hayvanlara ne yapılır?
Que fait-on à un gros animal flippant?
Genellikle değer verdiğim insanlara korkunç şeyler yapmam. Yapmam.
D'habitude, je ne blesse pas les gens auxquels je tiens.
Korkunç mu görünüyorum, yoksa ne?
C'est pas beau?
Phil ve Lem korkunç bir bilim adamı olmanın...
Phil et Lem ne supportaient pas d'être des savants fous.
Korkunç, berbat ve büyük ölçüde çocukluğumu mahvetmiş bir baba olduğunu ve buraya gelişimin tek sebebininse onu gömülürken seyretmek olduğunu yazmaya ne dersin?
Qu'il était un père misérable et horrible, qui a ruiné mon enfance. Je suis là que pour le voir en terre.
Hiçbir günüm yok ki, diğer insanlara yaptığı korkunç işkenceyi ona yapmayı ve onu bitirmeyi düşünmeden geçsin.
Un journée ne passe pas sans que je pense à le soumettre à toutes les horribles tortures qu'il a infligé aux autres et ensuite l'achever.
Siz bu kanunsuz metropol bölgede kalmayı istediğinizden beri istatistiklere göre, biz yeniden karşılaşmadan önce trajik ve korkunç bir son ile öleceksiniz.
Puisque vous voulez rester dans cette métropole sans foi ni loi, les statistiques suggèrent que vous aurez connu une mort atroce avant que l'on ne se revoie.
- Burada durmanın, bana çok korkunç şeyler hissettirdiği kişisel problemlerimin varlığını bilmen bir fark yaratır mı?
Pas bouger. Ça ne change rien si je vous dis que j'ai un souci qui rend horrible ma présence ici?
Sanırım bu kadar korkunç yapan şey de yapılabilecek hiçbir şey olmamasıydı.
Ce qui la rendait si effrayante, c'est qu'on ne pouvait rien y faire.
Onu istiyorsun, elde edemiyorsun, korkunç olduğunu biliyorum.
Vous ne l'aurez plus auprès de vous, c'est dur.
Tüm yaptığım korkunç bir hatayı düzeltmek.
{ \ pos ( 302,220 ) } { \ $ } Je ne corrige qu'une terrible erreur.
Tanrım, bunu ne kadar söylersem söyleyeyim, hiçbir zaman daha az korkunç olmuyor.
c'est toujours aussi terrifiant.
Eminim ki şu an oyunculuğu bırakmanın ne kadar korkunç bir yanlış olduğunu düşünüyorsundur.
quelle terrible erreur d'avoir arrêté la comédie.
Çok korkunç ve yapamam... herşey yolunda mı?
C'est si terrible. Et je ne peux pas... Est-ce que tout va bien?
Sevilmemek korkunç bir şey.
" c'est affreux de ne pas être aimé.
Çünkü, yarı polonyalı, yarı arab birinin otuzunda bakir olmasından daha korkunç bir şey düşünemiyorum.
Parce que je ne trouve rien de plus effrayant qu'un moitié polonais, moitié arabe puceau à 30 ans.
Telefonda partnerimle patronunun ne kadar korkunç bir adam olduğunu konuşuyorduk.
- J'étais au téléphone avec mon ami. { \ pos ( 192,220 ) } On disait du mal de son patron. Le sien.
Küçük birer kız olduğumuz zamanları hatırlıyor musun? Agiel'lerin ne kadar korkunç olduğunu? Ne kadar acı verdiklerini?
Tu te rappelles quand nous étions petites, à quel point les Agiels étaient terrifiants, à quel point ils étaient douloureux?
Bundan daha korkunç ne var?
Ce serait ça, le pire.
Ne zaman dalsan korkunç bir rüya görüyorsun.
Tu cauchemardes souvent ces temps-ci.
Motele bu korkunç yerden kurtuluncaya kadar kalacağım. Ne?
Dans un motel, en attendant de m'envoler de cet endroit horrible.
Bilmiyorum, ama bir kedinin gözünden onun boğazını sıkıyorken, hayli korkunç görünüyordur.
- Je ne sais pas, mais quand tu regardes Cat's Eyes et qu'elles frappent dans la trachée, c'est plutôt horrible.
Korkunç bir şey değil ki, seksi.
Ça ne... fait pas peur. C'est chaud.
Çünkü insanların gerçeği ve yaşanan korkunç çarpıklıkların karmaşa ve düzensizlik doğurduğunu bilmeye hakkı vardır.
Parce que les gens doivent savoir ce qui est vrai et ce qui n'est qu'un miroir déformant qui ne sert qu'à embrouiller et mentir.
Pekala. Korkunç bir kazanın kurbanı olduğu gerçeğini unutmazsak Antonio biraz canının yanması normal.
Ne perdons pas de vue que vous êtes victime d'un terrible accident, la gêne est donc normale.
İşte, söylemesi her ne kadar korkunç olsa da hazırlandığınız o gün geldi çattı.
Bien que cela soit horrible à dire, aujourd'hui est le jour pour lequel vous avez été créés.
Korkunç adamların babasına mesajlar iletmesini istemeyeceğini bilmeye ihtiyacı var.
Elle doit savoir qu'aucun homme effrayant ne voudra qu'elle fasse passer des messages à son père.
Bilmiyorum Henry ama 17 yıl önce burada korkunç bir şey olmuş.
Je ne sais pas, Henry. Quelque chose est arrivé ici il y a 17 ans.
Daha geldiğini bile fark etmeden seni parçalarına ayırabilecek korkunç bir canavardır!
Un prédateur qui peut te couper en morceaux avant que tu ne réalises.
Kayla'nın yaşadıklarından sonra bunu istemek korkunç bir şey ama lütfen bunu yapma.
C'est affreux de devoir vous demander ça. Ne l'opérez pas.
Özür dilerim. O korkunç manzara daha ne kadar orada kalacak?
Excusez-moi, quand allez-vous enlever cette horreur de là?
O korkunç yaratıkla boğuşurken ; "Hazır fırsatını bulmuşken evde ne kadar zevksizlik abidesi eşyamız varsa parçalamanın tam zamanı" diye düşündüm öyle mi?
Alors, pendant que je repoussais cette horrible créature... je me suis arrêté et je me suis dit, " Tiens, voici l'occasion rêvée de détruire...
Başına gelenler o kadar korkunç ki sürekli lafını açıyor ama ne olduğunu anlatmıyorsun, öyle mi?
Il t'est arrivé quoi de si horrible que tu puisses pas le raconter alors que t'en parles sans arrêt?
Ama daha korkunç olan ne biliyor musun?
Mais tu sais ce qui fait encore plus peur?
Will, Noel'i kendi başına geçiremezsin, çok korkunç.
Tu ne peux pas rester seul. C'est affreux.
Ne de olsa korkunç bir ünü vardı.
Il traînait une réputation de cruauté.
Annenizin ikinci düğünündeki gözlerin dikildiği tek bekâr erkek olmanın ne kadar korkunç olduğunu sizlere anlatamam, çocuklar.
Les enfants, je ne peux que trop insister sur l'horreur d'être célibataire au second mariage de sa propre mère.
Tatlım benim, bunun ne olduğunu bulamasak da sanırım ikimiz de korkunç olduğu konusunda hemfikiriz.
Appelle ça comme tu veux, chéri. Mais c'est plutôt flippant.
İnsanın aklının kontrolünü yitirmesinin ne kadar korkunç bir şey olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est effrayant... de ne pas pouvoir contrôler son propre esprit.
Hayatına yabancı olmak korkunç bir şey.
Ne pas reconnaitre sa propre vie... C'est terrifiant.
Çocuklarıma ne kadar da, korkunç şeyler yapıyorum ben böyle.
Quelle chose horrible j'ai fait subir à mes enfants.
Vergi kaçırıp, dolandırıcılık yapan ve benden çok daha yaşlı biriyle birlikte olmaktansa deliler gibi ve tutkuyla sevdiğim ve benden biraz daha genç bir sanatçı ile birlikte yaşıyor olmam ne kadar da korkunç bir hareket.
Quel manque de responsabilité de ma part de vivre avec un artiste plus jeune dont je suis passionnément et profondément amoureuse, au lieu d'avoir piégé un multimilliardaire plus vieux traînant je ne sais combien de chefs d'accusation d'évasion fiscale et de fraude postale?
Paul, neden bilmiyorum... Neden aklıma bu korkunç fikirler geliyor bilmiyorum.
Je ne sais pas pourquoi... mon esprit est corrompu... par ces horribles pensées.
ne korkunç bir şey 16
korkunç 714
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç değil mi 20
korkunç şeyler 23
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
korkunç 714
korkunçtu 236
korkunç bir şey bu 27
korkunç görünüyor 30
korkunç değil mi 20
korkunç şeyler 23
korkunç bir şey oldu 46
korkunç bir şeydi 28
korkunç bir şey 150
korkunç görünüyorsun 50
korkunçsun 25
korkunç birşey 17
ne konuda 81
ne komik 90
ne kokusu 18
ne kötü 135
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17
korkunçsun 25
korkunç birşey 17
ne konuda 81
ne komik 90
ne kokusu 18
ne kötü 135
ne konuştunuz 16
ne köpeği 17