English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne olur ki

Ne olur ki traduction Français

846 traduction parallèle
Numara yapsa ne olur ki?
C'était un jeu, et alors?
Ne olur ki?
Qu'est-ce que ce sera?
Eskise ne olur ki Anne, en az 3 yıl giymek zorundayım.
Le mien l'est, maman.
Bir süre ucmasan ne olur ki?
Même si vous ne volez pas quelques temps...
Fakat o senin için ilave bir şarkı. Ne olur ki,
- C'est juste une chanson de plus.
Helen nasıl olsa gerçekleri duydu, devam etsek ne olur ki?
Helen a entendu les faits. C'est tout.
- Gelse ne olur ki?
- Et quand bien même?
Johnny, kadının siyasetinden ne olur ki?
Johnny, quelle importance l'opinion politique d'une femme?
Neyse, çekilişten çok da vazgeçmedim zaten, 600 kişi içinde şansım ne olur ki hem?
Je n'ai rien perdu en ne tirant pas. Une chance sur 600, c'est ça?
- Ne olur ki?
- Et alors?
Ne olur ki?
Et puis quoi?
Ne olur ki?
Et après?
O zaman burası aynı konumuna dönene kadar en azından en azından 14 gün kalmamız gerekir burada. 14 günden ne olur ki? Sakladığım biralarım var.
Faudrait attendre 15 jours pour retrouver une position favorable.
Bu yaşlı adama bir şey olsa ne olur ki?
Quelle importance a la santé d'un vieillard?
Bu yüzden o yaşlı kadın ve elmaları olmasa ne olur ki?
Un talent que j'ai. Tant pis si je perds la vieille et ses pommes.
Ölse ne olur ki, anlayacak yaşta değil.
. Même s'il meurt, il est si petit, il comprend rien.
Tabii ki olur! Önce yapmak istemedi ama ikna ettim.
Elle ne voulait pas, mais je l'ai persuadée.
Hala zevkli muhabbet ama, zaten bunları bırakıp hergün hırsız-polis muhabbeti yapmanın ne zevki olur ki?
J'ai raison. Ce diplôme, c'est pas pour jouer au gendarme et au voleur.
Ne zaman ki içki onu ele geçirse, işini yapamaz, gitmesi daha iyi olur.
Si ça doit l'empêcher de travailler, mieux vaut qu'il parte très vite.
Yemek saatinde buradan geçmek konusunda çok istekli. Bu da demek oluyor ki 9 gibi Barret Burnu'nda olur.
il ne voulait pas naviguer près de cette côte... à l'heure du dîner ce qui veut dire qu'il sera à la pointe Barret à peu près à neuf heure ce soir.
Misafirler? Misafirlerle ne işim olur ki?
Qu'est-ce que je ferais avec des visiteurs?
Ona ne yararı olur ki?
A quoi bon?
Motor hala çalışıyordu ve motoru kapatmayıp kapıyı üzerine kilitlesem ne olur diye düşündüm. Diyelim ki sigortan var ve bu monoksit işini yaptın,..... ofisimizde Keyes adında bir arkadaş var. Söyleyeyim.
J'ai pensé que je pourrais le laisser tourner, fermer la porte du garage et le laisser là.
Nasıl olur da oturup bekleyebilirim ki?
Comment puis-je ne rien faire?
O paranın tek bir kuruşuna bile dokunamam Bay Higgins, ama..... eğer ki alan sen olursan, bu tamamen yasal olur.
Je ne toucherai pas un sou de cet argent. Mais vous, vous le pouvez. Ce serait légal.
Francesco istemiyor ama ona dedim ki ; Don Pietro'nun bizi evlendirmesi, faşist işbirlikçilerin önünde evlenmekten çok daha iyi olur.
Francesco ne voulait pas, mais mieux vaut Don Pietro, qui est des nôtres, plutôt qu'un fasciste à la mairie.
Uçak inerken ki gürültüden kaçsak iyi olur.
Mieux vaut ne pas rester ici pendant l'atterrissage.
Bildiğimi anlatmanın bana ne zararı olur ki?
Je ne suis pas à une confession près.
En sonunda dersin ki, "Tanrım ne olur 5.000 Dolarlık bulayım,..."
Enfin tu dis : " Seigneur, fais-moi trouver 5 000 $
Uzak ihtimal ama düşün ki bunu yaptılar. Lucie ve Manfred'e ne olur, hiç düşündün mü?
Mais s'il y avait la moindre chance qu'ils le fassent, avez-vous songé à ce qu'il adviendrait de Lucy et Manfred?
Sırada ki araba ne zaman burada olur?
Quand arrive la prochaine diligence?
- Belki de tuzaktır. Niye öldürmüyoruz ki? Daha kolay olur.
Le tuer ne coûterait qu'une balle!
Bu kadar parası olan Chelm gibilerin vergilerle ne işi olur ki? Londra şehrindeki maddi açıdan en büyük ailelerden biri, uzun süredir güç sahibi bir aile olduğundan demek istiyorum yani.
Quelle importance des gens comme les Chelm accordent aux impôts avec leur fortune, quand une famille a une telle importance à La City depuis si longtemps.
Bunun başını belaya sokmaktan başka ne yararı olur ki?
A quoi ça me servirait, sinon à avoir des ennuis?
Bir erkekle ne işi olur ki?
Que fait-elle avec un homme?
Bunun ne yararı olur ki?
Vous êtes pris.
Annem derdi ki : "Beklenti ne kadar büyükse, hayal kırıklığı da o kadar büyük olur."
Ma mère me disait : "Plus grande l'espérance, plus cruelle la déception."
Sonra, düşündüm ki ne kadar çirkin olur... sabahları.
Puis j'ai pensé comment ça aurait été laid... au matin.
Tek sıkıntı şu ki, olur da olürse, her ikimiz de çok yaşlanmış olacağız, anlamı kalmayacak.
Le problème, c'est qu'elle y met le temps nous serons si vieux que cela ne servira plus à rien
Bunun sana ne faydası olur ki?
Qu'est-ce que tu achètes?
Bir adam karısının yaşadığını bile bilmeden nasıl olur da ihanet eder ki?
Je ne sais même pas si elle est en vie.
Burada bekleyip durdum biliyorsun ve düşündüm ki eğer eve gelirsen bizim için hiçbir şey mahvolmamış olur.
Tu sais, j'attendais, et je me disais que si tu revenais rien ne pourrait nous gâcher la vie.
Sen ve kocan yaşlandığınızda ki bu çok çabuk olur, oğlunuz size yiyecek getirecektir.
Il pourra vous nourrir, quand toi et ton mari serez vieux... ce qui ne tardera pas.
Ben size söylemeye çalışıyorum ki ne olursa olsun buradan Losworth'a kadar Cody'ye yakın kalın, ne olur,
Ce que j'essaie de vous dire, c'est que quoi qu'il arrive jusqu'au retour, ne quittez pas Cody d'une semelle.
İsa dedi ki : "Bana inanan bana değil,..." "... beni gönderene iman etmiş olur. "
Le Seigneur a dit : "Quiconque croit en moi ne croit pas en moi, mais en celui qui m'a envoyé."
Pekala, kaygılanmayın, Bay Owens, Eminim ki yakında burada olur.
Ne vous en faites pas, M. Owens, je suis sûre qu'il ne va pas tarder.
Ne kadar çok derine gidersen o kadar pahalıya mal olur ki. Vazgeçersin.
Des fois, ça te revient si cher que tu laisses tomber.
Gerçi topun size ne kadar sert çarptığını duyduğumda... Dedim ki, nasıl olur da...
M. Casey, vous êtes en parfaite santé.
Lafı mı olur? Ne yaptık ki?
Nous n'avons rien fait.
Albay, efendim. Ne yazık ki bu felaket olur.
Colonel, je crois que ce serait un désastre.
Bunda ne var ki, o hep küfelik olur.
- Elle a un tracas, et alors? - c'est pire qu'une cuite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]