Ne olur traduction Français
21,534 traduction parallèle
Ya kaçmazsam ne olur?
Et si je ne m'étais pas échappé?
Khlyen RAC'yi çalıştırmazsa ne olur?
Et si Khlyen ne dirigeait pas le RAC?
Ne olur ne olmaz diye.
Au cas où.
- Ciddiysek ne olur?
Et si on l'était?
Sahip Tom öldürülürse sence ne olur?
Il va arriver quoi si Maître Tom est tué?
Ne olur hep burada kalacaklarını söyleme bana.
Dis-moi qu'ils ne vont pas rester vivre ici.
- Ne olur bana o zamanlar tozluk giydiğini söyle.
S'il te plait, dis moi que tu portais des jambières.
Kahramanlara ne olur bilirsin.
Tu sais ce qui arrive aux héros.
- Bunlardan biri patlarsa ne olur?
Que se passe-t-il si l'un d'eux seulement explose?
- Bunlardan biri patlarsa ne olur?
Que se passera-t-il si l'un d'eux seulement explose?
- Ne olur yapma!
- Non, s'il te plaît.
- Oldukça eminim. Ama ne olur olmaz.
Presque certain, mais juste au cas où...
Ne olur sence? Kaç saniye dayanabilir?
Selon toi, elle tiendra combien de secondes?
Ne olur yapma, bahane üretme.
S'il te plait. Ne cherche pas d'excuses.
Ne olur çabuk olun!
S'il vous plait, dépêchez-vous.
Ne olur ki?
C'est quoi ce bordel?
Anne ne olur!
Maman, s'il te plait!
Eve, ne olur.
Eve, s'il te plaît.
Kraliçesi yanında olmayan kralın hâli ne olur?
Qu'est-ce qu'un roi sans sa Queenie à ses côtés?
Sizi kullanmaya çalışacak ama endişe etmeyin ne olur ne olmaz diye size koruyucu büyü yaptım.
Il essaiera de vous utiliser, mais pas d'inquiétudes, je vous ai jeté un sort de protection, au cas où.
Kameraların önüne geçtiğim anda Conway ve Brockhart'ın haklı olduğunu ve İHO meselesini yüzüne gözüne bulaştırdığını söylesem sence Dunbar'ın durumu ne olur?
je leur dirai et que vous avez fait n'importe quoi avec l'OCI. Quel score fera Dunbar alors?
- Rehineleri bırakmazlarsa ne olur?
Et s'ils gardent les otages?
Bana bir dakika versen de sonra tekrar başlasak olur mu?
Ça ne te gêne pas d'attendre un instant pour qu'on recommence?
Buna ne sebep olur, biliyor musun?
Tu sais ce qui a provoqué ça?
Hayatında istediğin en son şey Federal oğlunun yaptığımızı öğrenmesi olur.
Tu ne voudrais pas que ton fils découvre ce qu'on a fait ensemble.
Benim için dükkana göz kulak olur musun? Kara... Onu açmayacaksın... değil...
Tu peux surveiller la boutique? Attends, tu ne vas quand même pas... répondre.
Kabileyi dahil etmeden rehineleri getirip götürmek zor olur.
Ça serait dur de faire entrer et sortir des otages d'ici sans que toute la tribu ne s'en rende compte.
Evet, yakında ortaya çıkarsa iyi olur gideli saatler oldu,... ve Zoom hızını isteyene kadar fazla vaktimiz yok.
Il ferait mieux de se montrer, il est partit depuis des heures. Et il ne nous en reste plus beaucoup avant que Zoom ait besoin de la vitesse.
Velocity-8 ne zaman hazır olur?
Le Velocity-8 est prêt?
Bana bir kez daha ne kadar akıllı olduğunu gösterin, Ve sonra... o zaman adios muchacho olur. Mm.
Vous me faites une ultime démonstration de votre intelligence supérieure et ensuite... ensuite, c'est adios muchacho.
Bir deneme, öngörülebilir bir son ile uzun bir sefalet olur, Daha büyük bir aşağılanma ile sonuçlanır.
Et que l'éventuel procès ne serait qu'un long calvaire, à l'issue prévisible qui me mettrait dans une position plus humiliante encore.
Elde edeceğin tek şey bela olur.
Tu ne vas trouver que des ennuis.
Bana kızma yani, olur mu?
Ne sois pas fâchée contre moi, okay?
Arabanız birazdan burada olur.
Le chauffeur ne devrait pas tarder.
Ne ima ettiğine dikkat etsen iyi olur.
Fais attention à ce que tu insinues.
Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur.
Le plus tôt sera le mieux.
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur.
Le plus tôt sera le mieux.
Ben de artık denemesek daha iyi olur diye düşünmeye başladım.
Et je commence à penser que c'est mieux de ne pas essayer.
Eğer Dr. Cannerts beni iyileştiremese bile, senin hala büyükannen ve büyükbaban var, ve kuzenlerin, Sally teyzen, ve belki bir gün baban da iyileşir ve olması gerektiği gibi bir baba olur.
Si le Dr Cannerts ne peut pas me guérir, tu as toujours ta grand-mère et ton grand-père et tes cousins et tante Sally, et peut-être qu'un jour ton père ira mieux et sera le genre de père qu'il devrait être.
Hepsinin tamiri ne kadara mal olur sizce?
Combien pour tout réparer, à votre avis?
İyi olur.
Il ne vaudrait mieux pas.
Bu durumu ne kadar erken anlarsan o kadar iyi olur senin için.
Plus vite tu le comprendras, mieux ce sera.
Ne olur kapıyı açın.
S'il vous plaît, ouvrez!
- Baş tanığımı çıkarmamak daha büyük hata olur.
Ne pas citer mon témoin clé à la barre, c'est pire.
Tamam, bak, seni daha iyi hissettirmek için söylüyorum o yüzden yol boyunca konuşmasak olur mu, acaba?
J'ai seulement dit ça pour que tu te sentes mieux, on pourrait ne pas parler pendant le reste du trajet, s'il vous plaît?
Hayır. Anneciğim ne olur!
Maman, s'il te plaît!
Bunları duymasa iyi olur.
- Je ne veux pas qu'il entende ça.
Ne olduğunu öğrenin olur mu?
Vois de quoi il s'agit, d'accord?
Ne yapacağımı söyle olur mu?
Dis moi juste quoi faire, ok?
Mükemmelin altında olan her şey felaket olur.
Il faut que ça ne soit rien de moins que parfait.
Efendim, sırf acaba uygun olur mu diye bakmak için hikâye uydurmam ve tiraj da umurumda değil.
Je ne brode pas d'histoires pour voir si elles tiennent, et je n'ai rien à foutre des ventes.
ne olursun 26
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne olurdu 32
ne olursa 291
ne olur ki 25
olur 2653
ölür 44
olurum 97
ölürüm 63
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne olurdu 32
ne olursa 291
ne olur ki 25
olur 2653
ölür 44
olurum 97
ölürüm 63
ölürsün 95
olursun 23
olur mu 2534
ölürüz 22
oluruz 16
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olursun 23
olur mu 2534
ölürüz 22
oluruz 16
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105