Ona ne söyleyeceğim traduction Français
188 traduction parallèle
Ona ne söyleyeceğim?
Que vais-je lui dire?
- Ona ne söyleyeceğim?
- Et lui dire quoi?
- Ona ne söyleyeceğim, efendim?
- Va trouver Doc Witherspoon.
Ona ne söyleyeceğim?
Je dis quoi?
Adam valizinin bu hale geldiğini görünce ona ne söyleyeceğim.
Je vais lui dire quoi quand il verra sa valise comme ça?
Ona ne söyleyeceğim?
J'en suis malade. Qu'est-ce que je vais lui dire? Qu'est-ce que je vais lui dire?
Ona ne söyleyeceğim ben?
Qu'est-ce que je dois lui dire?
Ama ona ne söyleyeceğim?
Mais je ne sais pas quoi lui dire.
Annemi ne diye arayacağım? Ona ne söyleyeceğim?
Qu'est-ce que je suis censé lui dire?
Ona ne söyleyeceğim?
Qu'est-ce qu'il faudrait que je lui dise?
Ona ne söyleyeceğim ki?
- Je vais lui dire quoi?
Ona ne söyleyeceğim?
Qu'est-ce que je lui dis?
- Ona ne söyleyeceğim?
Je lui dis quoi?
Haklı, bilmeyi hak ediyor ama ona ne söyleyeceğim?
Il a le droit de savoir. Mais que vais-je lui dire?
Ona ne söyleyeceğim?
Lui parler, oui!
- ona ne düşündüğümü söyleyeceğim!
Je lui dois. Je vais lui dire ce que je pense!
- Ona daha fazla şey söyleyeceğim.
- Je ne lui dirai pas que ça.
Onu artık sevmediğimi söyleyeceğim ona.
Je lui dirai que je ne l'aime plus.
Ona hepinizin hasta olduğunu Beni uyandıramadığınızı mumların hazır olmadığını ve Tawny'nin nalının düştüğünü söyleyeceğim
Je lui dirai que Mère était malade, que personne ne m'a réveillée. Que les cierges n'étaient pas prêts. Que mon cheval n'était pas ferré!
- Ona söyleyeceğim!
- Je lui dirai! - Elle ne te croira pas.
- Ne oldu ki? Ona, Elmacı Annie ile tanıştığı için çok şanslı olduğunu söyleyeceğim.
Je lui dis qu'il a de la chance de rencontrer Annie.
Bunu yapacağım. Ama ona umurumda olmadığını söyleyeceğim.
Je lui dirai qu'elle ne me plaît pas.
Ona söyleyeceğim, ama bu sandığın kadar kolay olmayacak.
Mais ça ne sera pas facile.
O kıza ne dedin bilmiyorum ama onu tekrar gördüğümde ona söyleyeceğim.
J'ignore ce que tu as dit à cette petite, mais dès que je la vois, je parle.
- Ona ne söyleyeceğim?
- Comment vais-je le lui apprendre?
Ama ona nasıl söyleyeceğim? Neden mutsuz olacağımı düşündün ki?
Pourquoi ça ne devrait pas me faire plaisir?
Ona ne söyleyeceğim?
Mon Dieu!
Ona ne söyleyeceğim?
Je lui dis quoi?
Ona zarar vermeyeceğinize söz verirseniz söyleyeceğim.
Ne le blessez pas et je vous le dirai.
Ve büyüdüğünde ona Kizzy'nin ne anlama geldiğini söyleyeceğim.
Et quand elle aura grandi... je lui expliquerai ce que Kizzy veut dire.
Ona evliliğimi bitirinceye kadar birlikte olamayacağımızı söyleyeceğim.
Je lui dirai qu'on ne doit plus se voir. C'est immoral.
Soracaktır. Benim yaptığım şu. Kapıdan gireceğim, Peg bir şey söylemeden önce yani çok hızlı olmam gerekiyor ona ne kadar muhteşem gözüktüğünü söyleyeceğim.
- Dans ces cas-là... avant que Peg ouvre la bouche, je dois donc faire vite... je lui dis qu'elle est belle.
Ve ona Sürtük Edie'ninkiyle değiştirmesini söyleyeceğim biliyorsun lisedeyken seni reddetmişti.
On va échanger avec mon amie Edie La Facile... celle qui ne voulait pas de toi au lycée.
Söyleyeceğim hiç bir şey ona yardımcı olmayacak.
Rien de ce que je dis ne l'aidera.
Ben ona, oğlunu ne kadar takdir ettiğimi söyleyeceğim.
Ce qui justifie leur déclaration de guerre.
- Ona ne mi söyleyeceğim?
Ce que je lui dirai?
- Ona söyleyeceğim ama onu göremedim.
- Je lui dirai, mais je ne l'ai pas encore vue.
Ben, ona senin hakkında her şeyi söyleyeceğim ve onu ikna edeceğim.
Si tu ne peux pas, je parlerai avec lui.
Meraklanma. Ona söyleyeceğim.
Ne vous inquiétez pas, elle le saura.
Ona nasıl söyleyeceğim? Ne diyeceğim?
Comment je vais lui annoncer ça?
Peki ne söyleyeceğim ona?
Que dois-je lui dire?
Gelmediğimizi ona söyleyeceğim.
Je lui dirai qu'on ne va pas.
Eve gittiğimde, ona hastalığının tekrar nüksettiğini... ve eğer kemik iliği nakli olmazsa öleceğini söyleyeceğim...
Je ne veux pas lui annoncer qu'il a rechuté et qu'il va mourir si on ne lui fait pas une greffe.
Ona, onu ne kadar, şey... çekici bulduğumu.. ... söyleyeceğim.
Je vais lui dire que... je la trouve jolie.
Babasının ne yaptığını bana sorduğu zaman... ona onun basit bir balıkçı olduğunu söyleyeceğim.
Quand il demandera ce que faisait son père, je dirai que c'était un pêcheur.
Onun bulunacağına inanıyorum. Bulunduğunda, ona, ailesinin onu hiç unutmadığını söyleyeceğim.
Je pense qu'on le retrouvera... et je veux qu'il sache qu'on ne l'avait pas oublié.
Ne söyleyeceğim şimdi ona?
Qu'est-ce que je vais lui raconter?
Ona ne yaptığımı söyleyeceğim sana.
Je vais te dire ce que je lui ai fait.
Ne söyleyeceğim ona?
Je dois lui dire quelque chose, non?
- Ona bu gece söyleyeceğim. - Ne?
- Je lui dirai ce soir.
Ona artık çocukla görüşmemesini söyleyeceğim.
Je vais lui dire de ne plus le voir.