Sayın yargıç traduction Français
5,536 traduction parallèle
Savunma masasında Franklin Nelson, Sayın Yargıç.
Franklin Nelson pour la défense, M. le juge.
Yeniden inceleme yok, sayın yargıç.
Pas de contre-interrogatoire, madame.
- Tabii ki, sayın yargıç. Bay Miller'ın eşi, Polis Memuru Ellie Miller'ın, bilgisayar ele geçirilmeden önce bu bilgisayara erişimi vardı, değil mi?
La femme de M. Miller, le sergent Ellie Miller, avait aussi accès à l'ordinateur bien avant sa saisie, non?
Sayın yargıç, kanıt nerede?
Madame, où est la preuve?
Ben de oraya geliyorum, sayın yargıç.
J'y viens, madame.
Sayın yargıç, Bay Latimer'ın verebileceği cevabın davamızla bir ilgisi yok.
Cela ne concerne pas le témoignage de M. Latimer.
Gayet de alakası var, sayın yargıç.
Bien au contraire, Mme la juge.
Sayın yargıç, kanun sorgulaması yapılmasını istiyorum.
J'aimerais soulever un moyen de droit.
Sayın yargıç, davayı düşürmenizi talep ediyorum.
Mme la juge, je vous demande de classer cette affaire.
Teşekkürler, sayın yargıç.
Merci, Mme la juge.
Sayın yargıç, talihsiz bir olay yaşandı ama adaletin işleyişi hala devam edebilir.
C'est un malencontreux incident mais la justice peut suivre son cours.
Davacının sunacakları bu kadar, sayın yargıç.
La Couronne en a fini, Mme la Juge.
Sayın yargıç, KY Miller'ı mugayir tanık olarak çağırılmasını talep ediyorum.
Mme la juge, je la considère comme témoin à décharge.
Başka sorum yoktur, sayın yargıç.
Pas d'autre question, Mme la juge.
Teşekkür ederim, sayın yargıç.
Merci, Mme la juge.
Her zamanki gibi, Sayın Yargıç, tutukluya yaklaşmıyorsunuz.
Comme d'habitude, votre Honneur, vous ne devez pas approcher le prisonnier.
Sayın Yargıç, müvekkilim suçsuzdur.
Votre honneur, mon client plaide non coupable.
Sayın Yargıç, bana bunlar iletilmedi...
Votre honneur, personne ne m'a informé...
Sayın Yargıç, hükümet sizin Bay Egan'ın tutuklanmasının yeterli olası nedenini kanıtlamanızdan ziyade yeminli ifadeye inanıyor.
Monsieur le juge, le gouvernement pense que la déclaration écrite sous serment, devant vous, justifie une raison évidente d'arrêter Mr Egan.
Yok Sayın Yargıç fakat böyle durumlarda yaygın olan olay şüphesiz ki bizleri...
Non Monsieur le Juge, mais la fréquence de ces évènements nous mène à croire sans aucun doute...
Sayın Yargıç, buradaki yeminli ifadede tutuklama emri için yeteri kanıt var.
Monsieur le Juge, il y a assez dans cette déclaration sous serment pour nous accorder un mandat.
Sayın Yargıç, benimle ve ailemle kalma kararı konusunda Callie'nin kafası karışmış hissetmesini anlıyorum.
Votre honneur, je comprends que caille puisse se sentir confuse à propos de sa décision de venir vivre avec ma famille et moi.
Evet Sayın Yargıç.
Oui, votre majesté.
Yok Sayın Yargıç.
Oui, votre honneur.
- İtirazımız yok Sayın Yargıç.
- Aucun problème, Mme le Juge.
- Delil A7 Sayın Yargıç.
Pièce A7, Mme le Juge.
Sayın Yargıç, yeni deliller ışığında Chad Bryson aleyhindeki tüm suçlamaları çekiyoruz.
Mme la Juge, à la lumière de nouvelles preuves, le Peuple lève les accusations contre Chad Bryson.
Sayın Yargıç, tanığım Carrie Cooke'un yerini saptamada sorun yaşıyoruz.
Votre honneur, nous avons des soucis pour trouver mon prochain témoin, Carrie Cooke.
- Bir şey daha, sayın yargıç.
Encore une chose, Votre Honneur.
- Lütfen sayın yargıç, her duruşmaya gelir...
- Votre Honneur, il peut revenir pour chaque audience...
- Ediyoruz Sayın Yargıç.
- Oui, Mme la juge.
Sayın yargıç, bu sözlüğün Kanıt A olarak kayda geçmesini istiyorum.
Monsieur le Juge, je voudrais déposer ce dictionnaire comme pièce à conviction A. C'est votre première pièce à conviction?
Sayın yargıç, davalının başka sorusu yok. - Davacı.
- Le ministère public.
Sayın yargıç, izniniz olursa herkesin gözünü kapamasını ve bir anımda bana katılmasını istiyorum.
M. le Juge, si la cour le permet, j'aimerais que vous fermiez tous les yeux, pour faire un flash-back avec moi.
- Sayın Yargıç! - Şimdi bana göre Whitney, Trevor Martin ve Stacey'nin annelerinin tam velayetinde çok daha iyi durumda olacaklarına dair kesinlikle hiçbir şüphe, soru her neyse yok.
- Pour moi, il n'y a aucune question, ni doute que Whitney, Trevor, Martin et Stacey se porteraient beaucoup mieux avec la garde permanente de leur mère.
- Evet, Sayın Yargıç.
- Oui, M. le juge?
Yorum yok, Sayın Yargıç.
Aucun commentaire, M. le juge.
Bu inkar edilecek şey değil, Sayın Yargıç. Müvekkilim kamusal bir figür.
Il n'y a aucun déni, M. le juge, mon client est une figure publique.
Sayın yargıç Mitchell Ellis geliyor.
L'honorable Juge Mitchell Ellis préside.
Hayır, Sayın Yargıç.
Non, votre Honneur.
Teşekkür ederim, Sayın Yargıç.
Merci, votre Honneur.
- Sayın Yargıç...
- Votre Honneur...
Burada bir hikaye var, Sayın Yargıç oldukça da rahatsız görünüyor.
Il ya une histoire ici, Votre Honneur, aussi inconfortable que cela puisse être.
Müvekkilim suçunu kabul etmiyor, Sayın Yargıç.
Mon client plaide non coupable, Votre Honneur.
Bu son derece saçma, Sayın Yargıç.
Cela est franchement ridicule, Votre Honneur.
- Sayın Yargıç, burası jimnastik salonu değil.
- Il n'y a pas de seconde chance.
Sayın Yargıç, iddia makamı, müvekkilimi ülkeye 1.3 milyon dolarlık eroin sokma konusunda işbirliği yapmakla suçladı.
Mon client est accusé d'avoir importé 1,3 million de dollars d'héroïne dans le pays.
Sayın yargıç, bu tanığa bir sorum yok.
M. le Juge, je n'ai pas une question pour ce témoin.
Öyle, Sayın Yargıç.
Oui, M. le juge.
Sadece geçici olarak, Sayın Yargıç.
C'est temporaire, M. le juge.
- Korkarım hayır Sayın Yargıç.
Je crains que non.
yargıç 383
yargıçlar 18
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
yargıçlar 18
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27