Sorun değil traduction Français
34,000 traduction parallèle
- Sorun değil. - Üzgünüm.
- Ce n'est rien.
- Hayır, sorun değil.
- Pardon, pardon.
Sorun değil.
C'est pas grave.
Sorun değil.
C'est bon.
Sorun değil, sorun değil.
Ça va, c'est bon.
Hayır sorun değil.
- Non, ce n'est rien.
Sorun değil. Kendisine Chuck denilmesini istiyor.
Ça va, ça va, il s'appelle Chuck maintenant.
Sorun değil Sam. Siz gidin. Ne?
- C'est bon Sam, allez-y.
Sorun değil Sam.
- Tu peux partir, Sam.
Kimse birbirini sevmiyor. Bu sorun değil.
Personne ne s'aime, c'est pas important.
Bu senin için sorun değil mi?
T'as rien contre?
Tamam sorun değil. Başka fikirler gerekiyor.
Bon, pas grave, il nous faut d'autres idées.
- Sorun değil. Ben götürürüm.
Je la raccompagne.
- Evet, sorun değil.
- Ouais, ça me dérange pas.
- Sorun değil.
C'est bon.
- Sorun değil.
Oh, c'est pas grave.
Ve hiç sorun değil çünkü burada bir şey yok.
Et ça ne me fait rien, - parce qu'il n'y a rien dessus. - Ouais.
- Sorun değil, Mike.
C'est rien, Mike.
- Evet, sorun değil.
- Ouais d'accord
Sorun değil.
Ce n'est pas grave.
Sorun değil.
C'est super.
Sorun değil. Hey, hey, hey.
C'est bon.
Sorun değil.
C'est bon, ne t'inquiètes pas.
Hiç sorun değil.
Pas de soucis.
Sorun değil baba.
C'est pas grave.
- Numara falan yapmıyorum. - Sorun değil. Sorun değil.
Ça va, je fais pareil pour Jordan.
Sorun değil. - Ben de aynı şeyi Jordan için yapıyorum.
Je fais pareil pour Jordan.
- Sorun değil.
C'est pas grave.
Sorun değil.
Tout va bien.
Ama sorun değil.
C'est rien.
Sadece... Yok, sorun değil.
Je vais continuer à chercher, mais...
Yok, sorun değil.
- Non, c'est bon.
- Sorun değil.
- Non, c'est rien.
Yok, yok ya, sorun değil.
Non, c'est bon.
Yok, sorun değil.
- Ce n'est pas grave.
- Özür dilerim. - Sorun değil.
Je suis désolée.
- Bu... - Sorun değil.
C'est bon.
Bu mühendissel ya da mekanik bir sorun değil yani "izninle".
Ca n'a rien avoir avec du mécanique ou technique, so pardonne.
- Çok üzgünüm. - Sorun değil.
- Je suis tellement désolé.
Sorun değil. Ben gidiyordum zaten.
J'allais justement partir.
- Çok teşekkürler. - Hiç sorun değil.
Je n'avais même pas remarqué l'avoir lâché.
Sorun değil.
Cool.
Sorun sende değil onda.
Ce n'est pas toi, c'est lui.
Evet sorun değil, ben ölüyorum.
- Je suis mourant.
O kaybeder, çünkü benim flörtüm... onunkinden çok daha güzel. Sorun değil.
C'est rien.
Hayır, hayır, hayır, sorun değil.
Non, non, non, non. Hey, non c'est bon.
Hiç sorun değil.
Pas de souci.
- Sorun değil.
Pas de souci.
- Cath'le aranızda sorun yok, değil mi?
C'est réglé avec Cath?
Bir sorun olsa bana söylerdin, değil mi?
Vous me diriez si quelque chose n'allait pas?
Nanomoleküler reaksiyonun sürekli sorun çıkarmasının sebebi yinelenmenin üssel değil...
La réaction nanomoléculaire ne cesse de se décomposer parce que la réplication est séquentielle, pas...
sorun degil 26
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
sorun değil tatlım 17
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25