Söylemeliyim traduction Français
5,594 traduction parallèle
Ölme ihtimalimizin inanılmaz derecede yüksek göründüğünü söylemeliyim.
Je dirais que la probabilité que nous mourrions tous est extrêmement élevée.
Kusuruma bakma ama söylemeliyim ki burada en havalı piliç sensin.
Excusez-moi, mais je dois dire vous êtes certainement le plus cool et chique ici.
Biz daha önce de birkaç grup buluşmasına katılmıştık ve şunu söylemeliyim ki, gerçekte de profilleri kadar hoş insanlarla tanışmak güzel bir değişiklik oldu.
Je veux dire, nous avons eu quelques rencards en groupes avant, et je dois dire, c'est vraiment rafraîchissant d'être avec des gens qui est aussi cool en personne qu'il l'est en ligne.
- Öyle olmadığını söylemeliyim.
- En effet. - Que voulez-vous dire?
Bir şey söylemeliyim.
Il faut que je te dise quelque chose.
Alexis geçen gece yemekteki tavrından ötürü sana çok kızgın. Benim de katıldığımı söylemeliyim.
Alexis est furieuse contre toi de ton comportement à ce dîner l'autre soir, et je dois dire que je suis d'accord.
Başarılı bir şekilde depresyondan çıkmamı sağladığını söylemeliyim.
et je suis heureux de vous dire qu'elle vient juste de guérir ma dépression.
Parmak ısırtan bir yüzünüzün olduğunu söylemeliyim Dedektif.
Si je peux me permettre, vous avez un visage magnifique, détective.
Şunu açık yüreklilikle söylemeliyim ki bugünkü konuğumuz bu şehirde benden... daha çok önem verilen tek kişi.
Je peux honnêtement dire l'invité d'aujourd'hui est la seule personne dans cette ville qui est plus importante que moi.
Bunun bir önsezi hareketi olduğunu söylemeliyim.
Tu dois bien avouer c'était instinctif.
Söylemeliyim ki ; Pearl Harbour günü, beni hep hüzünlendirir. Her sene.
À chaque fois, cette commémoration pour Pearl Harbor m'affecte, chaque année.
Ancak şunu söylemeliyim ki ; tüm savaş boyunca hain ilan edilen Japon-Amerikalılar tarafından bir tek olay bile yaşanmadı.
Mais laissez-moi vous dire une chose : tout au long de la guerre, aucun acte de traîtrise n'a été commis par un nippo-américain!
Sana şunu söylemeliyim dostum, Rigby denen adam, hiçbir ayrıntıyı kaçırmamış.
Je dois te dire, mec ce type Rigby n'a pas manqué un tour
Daha çok söylemeliyim.
Je devrais te le dire plus souvent.
Anlaşmamızı biliyorum ama ölmeden önce ona söylemeliyim.
Je sais ce que nous avons convenu, mais avant que je parte, je dois lui dire.
Bekle-bekle-bekle-bekle-bekle Bayan Small Söylemeliyim ki... Gayrımeşru yaz hayatımı değiştirdi.
Attendez Mme Small, je dois vous dire que Misbegotten Summer a changé ma vie.
- Fikrini beğendiğimi söylemeliyim. - Beğenmene sevindim.
Je dois dire que j'aime bien votre idée.
Söylemeliyim ki ; geri dönmek beni maziye götürdü.
Je dois dire que le fait d'être là... Ça me rend nostalgique.
Çok iyi olmadıklarını üzülerek söylemeliyim.
Elles ne sont pas bonnes.
Ona şeyi söylemeliyim.
Je dois lui dire...
Söylemeliyim, Lisa,... senin "nallarının çakıldığını" görmek eğlenceliydi.
Je dois dire Lisa que c'était amusant de te voir descendre de tes grands chevaux.
Ve söylemeliyim ki yaptığınız o tasarımla bir bağlantı kurabilirsiniz.
Et, si j'ose dire, vous pouvez devenir très attaché à votre création.
Bunu söylemeliyim Max. Bir sürü turta tattım ama en güzeli seninki.
Sincèrement, j'ai goûté beaucoup de tartes et les tiennes sont délicieuses.
Alice, sana bir şey söylemeliyim. Babanı yanımızda götürmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Je dois te dire que je ne pense pas qu'emmener ton père avec nous soit une bonne idée.
Sanırım söylemeliyim.
Je devrais le faire.
Sanırım sana yavaş olmanı söylemeliyim.
Je devrais probablement vous dire de ralentir.
Belki de onlara gerçeği söylemeliyim.
Peut-être que je devrais juste leur dire la vérité.
Sana şunu söylemeliyim ki, Alan, hiçbir önyargın olmadan ameliyatla cinsiyet değiştiren birisiyle çıkman çok açık görüşlü bir davranış.
Alan, je dois te dire, que tu sortes avec un transexuel, sans aucun jugement, c'est vraiment bien.
- Biliyorum, bir şeyler söylemeliyim.
Je sais, je devrais dire quelque chose.
Yalnız şunu söylemeliyim, Jordan muhteşem bir araştırmacıdır.
Mais, pour information, Jordan est une brillante chercheuse.
Şunu söylemeliyim koklarsam hissedemiyorum.
Je dois te dire, si ça sent, je ne touche pas.
Şunu söylemeliyim, bir terapistin hastası için böyle bir fedakârlık yaptığını görmek harika. Ne demek.
Vous savez, je dois dire que c'est merveilleux de voir un thérapeute faire un tel sacrifice pour sa patiente.
Biraz kıskandığımı da söylemeliyim.
Je suis un peu jaloux.
Söylemeliyim Pat, Çocuk seni mutlu etmiyor.
Je vais te dire, Pat, les enfants ne font pas le bonheur.
Ona, kendsine çok benzeyen bir polis gördüğümü söylemeliyim.
Il faudra que je lui dise qu'il y a un flic qui lui ressemble.
Ona, kendisine çok benzeyen bir pizzacı eleman gördüğümü söylemeliyim.
- Je dois dire à Mike qu'il y a un livreur de pizzas qui lui ressemble.
İçecek fikrine. Peki, söylemeliyim ki, bravo.
L'assurance de la compagnie oblige seulement une évuacuation obligatoire de quatre minutes pour toutes alarmes incendies, vous avez donc 25 secondes
Evet, oldukça etkilendiğimi söylemeliyim.
Je reconnais que la tentation est grande.
İsviçrelilerin çok sinsi herifler olduklarını söylemeliyim.
Je dois reconnaître que ces Suisses sont de vrais crapules.
Söylemeliyim ki sana çok yakıştı.
Et il te va très bien.
- Ona ne yapmasını söylemeliyim?
Que feriez-vous dans son cas?
- Sana bir şey söylemeliyim.
Je dois te dire un truc.
- Sana bir şey söylemeliyim.
- Une dernière chose. - Quoi?
Ama sana söylemeliyim ki bir aktris olarak o kadar da iyi değilsin.
Mais franchement, t'es pas une bonne actrice.
- Sana bir şey söylemeliyim Maggie.
- Je dois te dire un truc.
Sana söylemeliyim orada beden öğretmenim gibiydin.
On aurait dit mon prof de sport au collège.
Bu sefer ben söylemeliyim, sonraki sefer de Thistletwit.
La c'est mon tour et la prochaine fois ce sera a Capucine de lui dire
- Frank! Aslında size şunu söylemeliyim. Biz sizin kim olduğunuzu biliyoruz.
En fait, je dois vous dire, on sait qui vous êtes.
Ve eczanenizin gördüğüm en iyi, koleksiyona sahip olduğunu söylemeliyim.
Je dois dire que cette pharmacie a une collection exceptionnelle de poires vaginales.
Bunu söylemeliyim...
Je dois dire...
- söylemeliyim...
- avant de partir pour Katmandou.
söylemeliyim ki 66
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305