English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Söylemem gerek

Söylemem gerek traduction Français

1,455 traduction parallèle
Söylemem gerek, muhteşem bir adamsın.
Je dois l'avouer, tu es un homme incroyable.
Öncelikle, sana bir şey söylemem gerek, tamam mı? Evet.
Tout d'abord, il faut que je vous dise quelque chose.
Bunu kaç kere söylemem gerek bilmiyorum.
Combien de fois faut-il que je te le répète?
- Bir şey söylemem gerek. - Şimdi olmaz.
J'ai quelque chose à dire.
Ona söylemem gerek.
- Je devrais simplement le lui dire.
Chuck'ın babasının ölmesi benim suçum. Ona söylemem gerek.
La mort du père de Chuck est ma faute.
Sana bir şey söylemem gerek.
J'ai quelque chose à dire.
Sen bir şey demeden önce bunu söylemem gerek.
Avant que tu dises quoi que ce soit, laisse-moi parler.
Fakat sana söylemem gerek, Tek bir şanşımız var çünkü beyninin çorba olma ihtimali var - ve kalbi durabilir.
Mais je dois te prévenir qu'il y a un risque que son cerveau s'emballe quelque peu et euh... provoque un arrêt cardiaque.
Tanrım, size kaç kere söylemem gerek beyler bu işte bütün fark detaylarda ortaya çıkar.
Bon sang, combien de fois vais-je devoir vous le répéter, les gars? Les détails font toute la différence dans notre boulot.
- Sana bir şey söylemem gerek.
- Je dois te dire quelque chose.
Sana bir şey söylemem gerek.
Je dois te dire quelque chose.
Sana kaç defa çocukların önünde böyle konuşmamanı söylemem gerek?
Combien de fois je t'ai dit de ne pas parler comme ça devant les enfants?
peki nasıl söylemem gerek?
Et je dois le dire comment, Nikki?
Bir gün kendimi kaybettim ve... Ergenlik çağımın berbat geçtiğini söylemem gerek yok.
Puis j'ai perdu les pédales, et... je vous raconte pas ma puberté.
Aklımdan geçeni söylemem gerek
Je dois te dire ce que j'ai sur le cœur
Söylemem gerek, aynı anda pek çok duyguyla baş edebilirim.
A vrai dire, je peux éprouver plein de trucs à la fois.
Söylemem gerek alışmam zaman aldı.
Je dois dire, cela va me prendre un certain temps pour m'y habituer.
Ona söylemem gerek.
Il faut que je lui en parle.
Matt, üzgünüm. Ama söylemem gerek, bunlar biraz çılgınca geliyor.
Matt, je m'excuse, mais je dois dire que c'est un peu dément, tout ça.
Ona söylemem gerek.
C'est mon devoir de le lui dire.
Söylemem gerek, Tobey... sıçarsan, parmalıkların arkasına gidersin.
Je dois dire, Tobey... Quand vous foirez, c'est pas à moitié.
Babanın büyük bir hayranı olmaya başlamadığımı söylemem gerek.
Je dois admettre que je n'étais pas un grand fan de ton père.
Ailesini arayıp onlara söylemem gerek.
Il faut que je prévienne ses parents.
Bak adamim sana söylemem gerek.
Écoute, mec, je...
- Hayır, ben... önce, kendi arkadaşlarıma söylemem gerek.
C'est que... Je dois d'abord l'annoncer à mes amis.
Ona bir şey söylemem gerek.
Je dois lui dire un truc.
Şimdi sana bir şey daha söylemem gerek.
Merci. Tu dois encore faire une chose.
Söylemem gerek, sen haklıymışsın, Zack.
Je dois te dire que tu avais raison, Zack.
Ben bir erkeğim, bu tür şeyleri bilmem ve umursamam. Yine de bunu sana söylemem gerek diye düşünüyorum.
Je suis un mec, et je n'y connais rien à tout ça et je m'en fiche... mais j'ai l'impression que je suis censé te dire ça.
- Evet. Öncelikle mükemmel bir zevkinin olduğunu söylemem gerek.
D'abord, laissez-moi vous dire, vous avez un goût étonnant.
Sana bir şey söylemem gerek. Rüyaların senin hakkında ondan daha fazlasını söylüyor. Neden başka biriyle ilgili genç kızlara bir şey yapanlarla ilgili rüyalar görmüyorsun.
Ca en dit plus sur toi que sur lui pourquoi rêverais-tu de quelqu'un faisant des choses à des jeunes filles?
Bir seks bağımlısı olabilirim, bunu söylemem gerek.
Je suis accro au sexe.
Gitmeden evvel bir şey söylemem gerek.
Avant de partir, je dois dire quelque chose.
- Dosyanın sabıka kaydı gibi olduğunu söylemem gerek.
Je dois dire que votre dossier se lit plus comme un casier judiciaire.
Gerçekte neler hissettiğini ve neler düşündüğünü söyleyen insanlara rastlamanın rahatlatıcı bir şey olduğunu söylemem gerek.
Je dois vous dire que c'est réconfortant de voir une personne qui arrive à dire ce qu'elle ressent et ce qu'elle pense vraiment.
Söylemem gerek, zarın gücünün bu kadar güçlü olduğundan haberim yoktu.
J'ignorais que le dé du pouvoir était si puissant.
Sana bir şey söylemem gerek.
J'ai quelque chose à te dire.
Güzel birşey söylemem gerek diye düşündüm.
Je voulais vous dire quelque chose de bien.
Sana açıklamak zorunda değilim. Sana söylemem gerek, Georgina o ve Dan'le birlikteymiş.
Même si je n'ai pas à me justifier, mais je devrais te dire qu'apparemment, Georgina est avec Dan.
- Ona söylemem gerek.
Maintenant je dois lui dire.
Ondan sonra bildiğim kadarıyla Brian'ı ve bavullarını ve söylemem gerek en iyi havlularımızdan birkaçını kaptığı gibi gitti.
Elle a pris Brian, ses bagages, et, pour tout te dire, nos plus belles serviettes.
Hakkınızda çok şey duydum. Size söylemem gerek.
On m'a beaucoup parlé de vous.
Söylemem gerek, birçok arkadas, arkadaslarini yüzüstü birakir ama sen öyle biri degilsin.
La plupart des gens laisseraient leur ami y aller seul, mais pas toi.
önce ondan birazcık daha bilgi almama gerek olduğunu söylemem izin verin.
Laissez moi voir si je peux avoir plus d'informations sur elle.
Sana hemen şu an bir şey söylemem gerek.
Sofia, je dois te dire quelque chose maintenant, parce que...
Sana söylemem mi gerek?
Et je devrais te répondre?
Onun burada olduğunu ne kadar daha söylemem gerek. Hala burada.
Encore là!
Sana bir şey söylemem lazım. Ağzımdan çıkarmam gerek bunu.
Je dois vous le dire, faut que ça sorte.
Size... söylemem... gerek...
Il... faut... vous... dire...
Size... söylemem... gerek...
- Il... faut... vous... dire...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]