Söyler misiniz traduction Français
2,093 traduction parallèle
Yalnızca şu resimlere bir bakıp, herhangi birini tanıyor musunuz söyler misiniz?
Et me dire si vous reconnaissez quelqu'un?
Bir kocanın karısını aldattığını bilseniz, bunu karısına söyler misiniz?
Si vous saviez qu'un mari s'est montré infidèle, vous le diriez à sa femme?
Bunun bu şekilde yürümeyeceğini Danielle'e söyler misiniz, biz..
Voudriez-vous dire à Danielle que ça ne peut pas marcher et que...
Rahibe, koroya Cennette ilahisini söyleyeceğimizi söyler misiniz?
Vous pourriez dire au choeur qu'on chantera au paradisum.
Lütfen ona bu ameliyatı olması gerektiğini söyler misiniz?
Est-ce que vous pourriez lui dire qu'elle doit absolument se faire opérer?
Beni tam olarak neyle suçladığınızı söyler misiniz?
Pouvez-vous me dire exactement quel est mon crime?
Karavanın nerede olduğunu söyler misiniz?
Pouvez-vous me dire où se trouve cette caravane?
Babamın tam olarak yaşamak için ne iş yaptığını söyler misiniz?
Pourriez-vous me dire exactement ce que faisait mon père dans la vie?
Bırakmak için ne yapmam gerektiğini söyler misiniz?
Vous pourriez me dire ce qu'il faut faire pour l'abandonner.
Bay Mars, bize Bay Bitondo'nun dairesinde ne aradığınızı söyler misiniz?
Donc, Mr. Mars, ça vous gênerait de nous dire ce que vous cherchiez dans l'appartement de Mr Batando?
Aslında cezam ne kadardı söyler misiniz?
Puis-je avoir le montant original de mon amende, s'il vous plait.
Hangi gündeyiz, söyler misiniz?
Pouvez-vous me dire quel jour on est?
Bana bir konuda en dürüst fikrinizi söyler misiniz?
Est ce que vous pourriez me donner un avis sincère sur quelque chose
Kendi çocuklarına bu hikayeleri anlatmalarını söyler misiniz?
{ \ pos ( 192,210 ) } Vous leur direz de le raconter à leurs enfants,
Tamam, beni aramasını söyler misiniz, teşekkürler.
Ok, demandez-lui de me rappeler.
Verimlilik çok önemli bir kavram, ama söyler misiniz kafamdan atamadığım küçük birşey varsa nasıl verimli olabilirim?
La productivité est importante, mais comment pourrais-je être productif, si j'ai ce truc dans la tête que je n'arrive pas à me sortir.
Peki söyler misiniz, biriniz ölünce diğeri kendisini yakıyor hani, sizinki de o tarz bir evlilik mi?
Dans vos mariages, quand le mari meurt, la femme s'immole par le feu?
Bayan Hickock, bana nerenizi beğenmediğinizi söyler misiniz?
Mme Hickock, dites-moi ce que vous n'aimez pas chez vous?
Acaba kendisine söylediğim tüm şeyler için üzgün olduğumu ve... krakerleri ezen kişinin ben olduğumu söyler misiniz?
Est-ce que vous pourriez lui dire que je suis désolé pour toutes les choses que j'ai dites? Et que c'est moi qui ai écrasé Crackers?
Başka kimin bu işte olduğunu bize söyler misiniz?
Pouvez-vous nous dire qui d'autre est impliqué?
Bana şunu söyler misiniz, Bay McCrary, cheeerchik15, siz misiniz?
Dites-moi M. McCrary, Etes-vous cheerchik15?
Ona benimle Messa Pueblo köşesinde, saat 12 : 30'da buluşmasını söyler misiniz?
Vous pouvez lui dire de me retrouver à 12h30, à l'angle de Messa et Pueblo?
Onu gelip almak istiyorum. Ona hemen geleceğimi söyler misiniz?
Je viens la chercher, dites lui que j'arrive.
Hangi bankada olduğunu söyler misiniz?
Pouvez-vous nous dire où était ce coffret de sûreté?
Adı ne söyler misiniz?
Quel était son nom?
Evet, bebeğimi sünnet ettirmek için kiminle görüşeceğimi söyler misiniz acaba?
Oui... À qui je dois m'adresser pour faire circoncire mon bébé?
Her neyse, onu görürseniz, Lynette'i aramasını söyler misiniz?
Écoutez, si vous la voyez, vous pourrez lui dire d'appeler Lynette?
Cristina'ya rapor verdiğiniz zaman ona onu beklediğimi ve beklemeye devam edeceğimi söyler misiniz lütfen?
Quand vous ferez votre rapport à Cristina, pouvez-vous lui dire que je l'attends, je vous prie? Et que je continuerai à l'attendre.
Çıkmadan önce annenize nereye gittiğinizi söyler misiniz?
Vous dites vos parents ou vous allez quand vous sortez?
Şu sakar... İsmini söyler misiniz acaba?
Cette empotée, vous pourriez me dire son nom?
Lütfen ona kapıyı açmasını söyler misiniz?
Vous pouvez lui dire d'ouvrir la porte s'il vous plait?
Peki, efendim söyler misiniz... Herkesin bahsettiği bu isyanı nasıl bastıracaksınız?
Dites-moi, votre Altesse, comment comptez-vous mettre fin à cette rébellion?
Bütün bunların ne demek olduğunu söyler misiniz?
Vous voulez bien me dire ce qu'il se passe ici?
Albay, bu bir gövde gösterisi gibiydi. Bu işin arkasında kimin olduğunu söyler misiniz?
Beau spectacle colonel, vous voulez bien me dire qui en est responsable?
Bay Chase'e Screen Actor's Guild'in formlarını güncellemesi gerektiğini istediğini söyler misiniz?
Hé bien, vous direz à M. Chase que la Société des Acteurs lui demande de mettre ses formulaires à jour.
Beni iğnelemekten vazgeçip ne zaman tanıştığımızı söyler misiniz?
Jeter le gant alors que l'on s'est à peine présentés?
Gabi'ye babasının aradığını söyler misiniz?
Dis à Gabi que son père a téléphoné.
Yukarıdakiyle bir daha konuştuğunuzda erkek arkadaşımı bana geri göndermesini söyler misiniz?
{ \ pos ( 192,230 ) } Eh bien, la prochaine fois que vous "Lui" parlez, { \ pos ( 192,230 ) } pourriez-vous lui demander de me rendre mon petit ami?
Tam olarak ne dediğini söyler misiniz?
Il a dit quoi exactement?
Efendim, bana bunun ne anlama geldiğini söyler misiniz?
Pourriez-vous me donner des explications?
Afedersin bayanlar, Bay Pollack'a başka bir uçak bulmamız gerektiğini söyler misiniz?
Excusez-moi, mesdames, pourriez-vous dire à M. Pollack que nous prendrons un autre avion?
Sayın Belediye Başkanı Ben TMZ'denim, bir şeyler söyler misiniz?
M. le maire, je suis avec TMZ. Vous pouvez nous dire quelque chose?
Size beş dolar versem, polisin yanına gidip arabadaki adamın sizi kucağına oturtmayı denediğini söyler misiniz?
Je vous donnerai 5 $ chacun si vous allez le voir et lui dites que cet homme dans la voiture là-bas a essayé de vous faire asseoir sur ses genoux.
En azından ne söylediğini söyler misiniz?
Vous pouvez au moins me dire ce qu'il a dit?
Merhaba, adınızı ve nereden aradığınızı söyler misiniz?
Nous avons un appel! Bonsoir, quel est votre nom et d'où nous appelez-vous?
Ne bildiğinizi söyler misiniz müdür hanım?
Tu veux nous dire ce que tu sais, directeur?
Bunun davayla ne ilgisi olduğunu... söyler misiniz?
- Les gars, on a eu votre message. Vous pouvez nous dire en quoi c'est lié à... l'affaire?
Bu kızların güvenliğini nasıl sağlayabilirim söyler misiniz?
Comment suis-je supposée assurer la sécurité de ces femmes?
Dr. K, bu deliye bana söylediğinizi söyler misiniz?
Dr.
Uh, kim olduğunuzu tekrar söyler misiniz?
Je suis désolé.
Arabamı bulduğunuz halde neden hala buradayım söyler misiniz?
Si ils ont retrouvé ma voiture, pourquoi je dois rester ici? Tout cela commence à être pathétique.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylediğim gibi 241
söyleyin bana 123
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39