Tamam mı traduction Français
136,278 traduction parallèle
- Oraya gidip neden aileme o kadar kötü davranıyor diye sormaya gittim, tamam mı?
- Je voulais lui parler de la façon qu'il a de mal traiter ma famille, d'accord?
Tamam mı?
D'accord?
Mesaiye kaldım. Bir taraftan sizi düşünüyorum ve şunu bilmeni istiyorum... Sizi çok seviyorum, tamam mı?
Je travaille tard et je pensais à toi, et je veux que tu saches... que je t'aime très fort, ma grande, d'accord?
Bunların hepsini içeri geri koyacağım, tekrar sapasağlam olacaksın tamam mı?
Je t'en prie, meurs pas. Je vais remettre ça.
Denis'te kalacağız, motelde kaldığımızı öğrenirse beni hiç affetmez tamam mı?
Si on va au motel, il me le pardonnera jamais.
Marina, zamanın tükeniyor tamam mı?
Marina, ton temps est compté, d'accord?
Bir şovdaki karakter değil sadece, tamam mı?
Ce n'est pas juste un personnage de série.
Sadece bir dakika sürecek, burada kal, tamam mı?
Ça sera rapide. Ne bougez pas, d'accord?
Sen de aynı şeyi yapardın, tamam mı?
Vous auriez fait la même chose.
İçki biletleri başkasıyla gelenler için bir ödül niyetinde, ve siz ikiniz her zaman yalnızsınız, tamam mı?
Les tickets sont pour remercier ceux qui amènent d'autres gens et vous n'êtes toujours que toutes les deux, d'accord?
Bir garsona çığlık çığlığa bağırıyor, tamam mı?
Alors elle hurle sur le serveur de toutes ses forces.
İşlerim vardı, tamam mı?
J'avais des trucs à faire.
Evet ama bana ediyor, tamam mı?
Mais ça compte pour moi.
Kimse o kadar para etmez Gunth, tamam mı?
L'argent tombe pas du ciel.
- Onu istemiyoruz. Harelik'i istiyoruz yoksa anlaşma falan yok tamam mı?
C'est Harelik ou on s'en va.
Çünkü onlardan seçme kasedini göndermelerini istediğimi hatırlıyorum. Aktör yelpazesine eklemek için tamam mı?
Je voulais récupérer ses essais pour enrichir sa bande démo.
Hay sıçayım. Söylememem gerekiyordu tamam mı?
Je devais pas le dire.
Onun suçu yok tamam mı?
C'est pas de sa faute.
Jesse özür dilerim tamam mı?
Je suis désolée.
Bütün bu olanlar yüzünden çok zor bir durumda kaldım tamam mı?
Toute cette histoire m'a mis dans une position inconfortable.
Seni hiçbir şeyden vazgeçirmeye gelmedim tamam mı?
Je suis pas venu te dissuader de quoi que ce soit.
Ben kontrol edeceğim tamam mı?
Je vais aller y jeter un œil, d'accord?
- Hayır hayır. En iyisi senin burda çalışmaya devam etmen tamam mı?
La meilleure chose pour toi c'est de rester travailler ici, d'accord?
Sana yazarım. Tamam mı?
Je t'enverrai des messages.
Tamam mı, ben yakında dönerim.
Très bien, je reviens vite.
Hayır dinle beni tamam mı? Lütfen.
Écoute-moi, s'il te plaît.
Anlaşmayı yapmalıydım. Tamam mı? Ama yapmadım.
J'aurais dû m'incliner et je l'ai pas fait.
Tamam mı? Yirmi bin!
20 000!
Tamam, eroini azaltalım.
D'accord. Moins d'héroïne.
Tamam Louis, yapalım.
Ce n'est pas trop demander.
Tamam, eğlencemizi yaptık şimdi neden kitaplarımızı açmıyoruz?
Bon, maintenant qu'on s'est bien amusés, ouvrons nos manuels.
- Tamam. - Kizlar, Bay Wexler'a iyi davranin.
Soyez sages avec M. Wexler.
Tamam, belirli bir adı var mı?
Vous avez un nom précis?
- Tamam, ondan mı benden mi...?
- De lui ou de moi? - C'est partout.
Pes, tamam.
Tu m'as eue, d'accord.
- Tamam, hazır mısın?
- Tu es prêt?
- Tamam, sana anlatayım.
- Je vais te le dire.
Tamam. Ne yapacağımı biliyorum.
Je sais ce que je vais faire.
Tamam, tekrar başlayalım.
Repartons à zéro.
Tamam, çekil bakalım.
Dégage.
Tamam, yardım edeceğim.
Bon, je vais t'aider.
Tamam anladım.
Compris.
Tuhaf Kaavi'nin tasarladığım siteyi yapması, tamam.
Kaavi qui fait le site Internet, c'est fait.
Tamam. Sonunda araba yolculuğunun kirini attım ve bu yolculuğa yeniden başlamaya hazırım.
Me voilà débarrassée des saletés du trajet, je suis prête à repartir de zéro.
Peki, peki. Tamam. Anladığım kadarıyla uzun boylu, Yahudi, tamam, hatta belki biraz ruhani.
Donc grand, juif, avec du charisme?
Tamam peki, şu an uyandım. Ne diyorsun sen?
Tu as toute mon attention.
Tamam, anladım.
OK, t'es fâché.
Tamam, neden? Kilo mu almışım?
J'ai grossi?
Tamam, işe almayın.
Ne m'embauchez pas.
Tamam, tamirciyi çağıracağım, o da hemen gelir halleder.
- Oui. - Très bien. J'appelle un réparateur pour qu'il vienne rapidement.
- Tamam, onu motive etmek için başka bir şey bulmamız lazım.
Très bien, alors on doit essayer d'utiliser un autre angle. Il faut trouver un moyen de le motiver à parler.
tamam mi 103
tamam mıyız 25
tamam millet 88
tamam mısın 18
tamam mı tatlım 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
tamam mıyız 25
tamam millet 88
tamam mısın 18
tamam mı tatlım 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004