Yorgunluk traduction Français
326 traduction parallèle
- Ya yorgunluk?
Et vous? - Non plus.
- Sadece tatlı bir yorgunluk.
Délicieusement lasse!
Ama yorgunluk kroniklesirse, isleri biter.
Mais quand la fatigue devient chronique, c'est qu'ils sont cuits.
Schneider'ïn kronik-yorgunluk çizgisine dayandï.
Vous avez atteint le seuil critique de fatigue, ce matin.
El yazısını bir ya da iki saat gizleyebilir belki daha uzun süre ancak yorgunluk başlar başlamaz gerçek el yazısına dönecektir.
Cette écriture, il peut la dissimuler une heure, ou deux heures. Peut-être davantage... Mais la fatigue aidant, elle reviendra obligatoirement sous sa plume.
Dinle, sen bir hekimsin. Eğer kliniğine gelen bir adam sendeki semptomları gösterse... yorgunluk sonucu oluşan histerisinin sinirlerinin bozulmasından ötürü olduğu... teşhisini koymayacak mıydın?
Si un homme ayant vos symptômes venait ici, ne diriez-vous pas qu'il souffre d'une dépression nerveuse due à l'épuisement?
Beni mazur görün, biraz yorgunluk hissediyorum.
Excusez-moi. Je suis fatigué.
Bu yorgunluk hissini iyi bilirim.
Je ne connais que trop bien cette sensation d'épuisement.
Ancak bir doktor ve psikiyatr olarak histeriye yaklaşan bir yorgunluk durumunda telkine karşı oldukça hassas olunduğunu kabul edersiniz.
En tant que psychiatre, vous admettrez que dans un état de faiblesse proche de l'hystérie, un homme peut être facilement influençable.
Ben de yorgunluk hissediyorum.
Je commence aussi à être fatiguée.
Biraz bile yorgunluk hissetmeden çok sıkı çalışabilirim.
Je peux travailler longtemps sans être fatiguer.
Üzerimde acayip bir yorgunluk var.
Je suis très fatiguée.
Sabah kalktığınızda yorgunluk ve halsizlik duyuyor musunuz?
Vous réveillez-vous le matin fatigué et vidé?
Kadınlarmızdan uzakta olmamız açlık, soğuk, yorgunluk.
la faim, le froid, la fatigue.
Uykulu görünüyorsun. Gözlerinin altında yorgunluk işaretleri var.
Vous avez des ombres et la fatigue sous les yeux.
Ama çok hoş bir yorgunluk.
Agréablement fatigué.
Keşke ilk aşamalarda bedensel yorgunluk çok önemli olmasaydı.
Malheureusement, il est essentiel de les affaiblir au début.
Vücutta müthiş bir yorgunluk yaratıyor çok onur kırıcı bir tecrübe vesaire, vesaire, vesaire.
Ca fatigue le corps... abaisse l'âme... etcetera, etcetera, etcetera.
Çadırıma gelip yorgunluk at.
Viens à l'ombre de ma tente.
Oh, sadece biraz yorgunluk.
Je suis juste un peu fatiguée.
Ön tarafta bir müşteriyle oturabilir ya da burada arka tarafta dostlarımla yorgunluk atabilirim.
Je peux m'asseoir dans le square si j'en ai envie ou je peux me relaxer et profiter de la vie.
Birliklerin ne ister : ... yorgunluk mu ölüm mü?
Que préfèrent-ils... être épuisés ou morts?
Bir de üzerine yorgunluk eklenince...
Et puis la fatigue...
Dr. Carroll, Russell'ın iki hafta boyunca her türlü yorgunluk ve heyecandan uzak durması gerektiğini söyledi.
Le Dr Carroll a dit qu'il ne fallait pas que Russell s'énerve sans raison pendant deux semaines, à cause de sa santé.
Çok derin bir yorgunluk hissi.
Une impression de fatigue profonde.
Mürettebattan bir kişi stres ve yorgunluk belirtileri gösteriyormuş.
Un membre d'équipage souffre de stress et de fatigue.
Teşhisim, bu yorgunluk, aşırı çalışma ve suçluluk duygusuyla oluştu.
Je diagnostique une fatigue due au surmenage et à la culpabilité.
Bilirsin, ışık körlüğü, albinoluk... Psikozlu yanılsamalar, geçici uyuşukluk, yorgunluk. Matthias ve insanları gibi.
Cécité dans la lumière, albinisme... hallucinations, torpeur, comme la secte de Matthias.
Adam yorgunluk ve ateşten hasta olmuş.
Cet homme souffre d'insolation et de déshydratation.
Pilotların refleksleri sağlamdır. Yorgunluk, kötü hava veya görüş eksikliği.
La fatigue, mauvais temps, les derniers instants d'une approche aux instruments, sans visibilité, de nuit.
Hele ki yorgunluk ihtimalini asla göz ardı edemeyiz.
On ne peut pas exclure non plus la fatigue normale
Kronik yorgunluk.
Mauvais état général.
Yorgunluk sırasında seni sorgulamaları istemeden kendini suçlaman konusunda ciddi bir müzakereye kapıyı açar.
Le fait qu'il vous ait questionné dans un tel état de fatigue peut justifier un aveu de culpabilité involontaire.
Rahatlamaya, yorgunluk atmaya...
Nous relaxer... nous détendre.
İlk belirtiler yorgunluk, iştah azalması ateş çıkması ve soğuk algınlığı.
Les premiers symptômes sont la fatigue et la perte d'appétit, de la fièvre en soirée et un léger rhume.
Kuru soğuk. Yorgunluk. Açlık.
Un froid rigoureux, la fatigue, la faim...
Baltar, dostum bu ateşkes konferansı senin yorgunluk bilmeyen çalışmaların olmasaydı mümkün olmazdı.
Baltar, mon ami... cette conférence d'armistice n'aurait pas été possible... sans votre travail inlassable.
Lanet yorgunluk.
Je suis bien trop fatigue.
# Mide ülserleri, yüksek tansiyon... #... uykusuzluk, yorgunluk... #... aşırı huzursuzluk.
Les ulcères de l'estomac, les hypertensions artérielles. Ils aboutissent à l'insomnie, à la fatigue, au mal-être.
Tüm bu tasalanmalar boşuna yorgunluk yarattı.
S'en faire c'est de la foutaise et une perte d'énergie.
Mampe'nin brendisini iç kendine gelirsin, yorgunluk kalır mı hiç?
"va chez Mampe et jette-t-en un derrière la cravate."
Nasıl isterseniz Bay Knight. Fakat hala iyileşme süreciniz devam ettiği için, yorgunluk yüzünden biraz rahatsız bir durumda olduğunuzu algılıyorum.
Puisque vous n'êtes pas encore sur pied et que la fatigue vous rend irritable, puis-je suggérer le pilotage automatique?
- Hastalık, yorgunluk, gevşeklik istemiyorum, tamam mı?
Finies les maladies!
Plak şirketinin sözcüsü... Vicious'un sinirsel bir yorgunluk geçirdiğini belirtti.
Un porte-parole de sa maison de disques a déclaré que Vicious souffrait d'épuisement nerveux.
Sabır. Bu yorgunluk değil. Ben kuvvetliyimdir.
C'est pas la fatigue qui m'accable a ce point.
Belki de bir yorgunluk belirtisidir.
C'est peut-être un symptôme de fatigue.
Birazcık yorgun düşmüş. - Sadece yorgunluk, hepsi bu.
Non, juste un peu fatigué.
Sadece yorgunluk hissediyorum.
Simplement lasse.
Yılların verdiği yorgunluk, galiba.
C'est l'âge je suppose.
- Bence yorgunluk.
- Un coup de fatigue?
Zihinsel yorgunluk herkese olur.
Comprenez bien une chose :
yorgunum 408
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgundum 29
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgundum 29
yorgun değilim 53
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgun olmalısınız 27