Yürüyebiliyorum traduction Français
89 traduction parallèle
Yürüyebiliyorum, efendim.
Je peux marcher, monsieur.
- Yürüyebiliyorum, efendim!
- Je marche!
Yürüyebiliyorum.
Je peux marcher!
Düz çizgide doğru yürüyebiliyorum.
Et je marche droit.
Yürüyebiliyorum!
Je marche!
Nagamatsu'ya yaslanırsam biraz yürüyebiliyorum.
J'arrive à marcher en m'appuyant sur Nagamatsu.
Mein Führer, yürüyebiliyorum!
Mein Führer, je marche!
Yürüyebiliyorum.
Je peux marcher.
- Tabii yürüyebiliyorum.
- Naturellement, je peux marcher.
- Artık kendi başıma yürüyebiliyorum.
- Maintenant, je peux marcher toute seule.
Acaba sence neden benden nefret edilmesine rağmen bu avluda yürüyebiliyorum ve yine de kontrol bende?
Comment se fait-il, à votre avis, que je puisse arpenter ce terrain, entouré de haine, tout en étant le maître?
Ama ne yürüyebiliyorum ne de üstümü çıkarabiliyorum.
Mais pas marcher ni me déshabiller.
- Ah Tanrım, yürüyebiliyorum!
- Mon Dieu, je marche!
Malulen emekliyim, çok da zor yürüyebiliyorum ama...
Je suis en partie handicapée et j'ai du mal à marcher, mais je...
- Normie, yürüyebiliyorum!
- Normie, je marche!
Bacaklar! Yürüyebiliyorum.
Je peux marcher, les gars.
Rüyalarımda, yürüyebiliyorum.
Dans mes rêves, je peux marcher.
Yürüyebiliyorum!
Je peux marcher!
Yürüyebiliyorum!
Je marche.
Yürüyebiliyorum.Yürüyebiliyorum.
Je peux marcher. Je peux marcher.
O şeyi yedikten sonra dengem yerine geldi. Yürüyebiliyorum, kendime geldim.
Depuis que j'ai mangé l'autre machin, j'ai de l'équilibre, je marche et je me sens mieux.
Altı ay önce dinlenmeden iki blok yürüyebiliyorum.
Il y a six mois, je pouvais faire deux pâtés de maisons.
Yürüyebiliyorum.
Je peux marcher...
- Tabii ki, yürüyebiliyorum.
- Je sais marcher.
Artık başım dik yürüyebiliyorum, Hafid.
Je marche maintenant avec le dos droit, Hafid.
Tanrım! Yürüyebiliyorum!
Mon Dieu, je marche!
-... duvar içinden yürüyebiliyorum.
- ou bien les murs.
Dairenin bir ucundan ötekine altı saniyede yürüyebiliyorum.
Je traverse tout l'appartement en six secondes. Regarde.
Yürüyebiliyorum.
Je peux encore marcher.
- Yürüyebiliyorum.
Je marche... Les mecs!
- Bakın yürüyebiliyorum.
Regardez, je marche! Feu.
Onların arasında kendi halkımmış gibi yürüyebiliyorum, artık.
Montrons à ces Grecs quelle aisance j'ai avec mon peuple.
Yürüyebiliyorum.
Je peux aller à pied.
Bu donmuş dünyada özgürce ve fark edilmeden yürüyebiliyorum.
Dans ce monde figé je peux me déplacer sans me faire remarquer.
- Hala yürüyebiliyorum.
- Je peux encore marcher.
Lucas, ikide bir durup soluklanmadan güç bela yürüyebiliyorum.
Lucas, même en marchant, je m'essouffle en ce moment.
Zar zor yürüyebiliyorum.
Je ne peux plus marcher.
Musa, yürüyebiliyorum.
Je remarche.
- Yürüyebiliyorum!
- Je peux marcher!
Yürüyebiliyorum, dans edebiliyorum.
Je peux marcher, je peux danser.
Tekrar yürüyebiliyorum!
Je peux marcher à nouveau!
Yürüyebiliyorum!
Je peux marcher.
Zaten zar zor yürüyebiliyorum.
J'arrive à peine à marcher, alors le reste...
Böylece arkasında yürüyebiliyorum, manzara daha iyi oluyor.
Comme ça, je peux marcher derrière elle, la vue y est meilleure.
Eskisi gibi yürüyebiliyorum.
Je marche comme avant.
Sana çaktırmadan yürüyebiliyorum.
Je marche à ton insu.
Ben çok şirinim, bana bakın ellerimin üzerinde yürüyebiliyorum.
"Que je suis jolie, regardez-moi! Je sais marcher sur les mains!"
Yürüyebiliyorum.
Je marche!
Burada, yürüyebiliyorum.
Tu ne veux pas partir, hein?
Yürüyebiliyorum artık.
Si, beaucoup mieux. Je marche bien, maintenant.
Ben yürüyebiliyorum.
Je marche normalement.
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17