Anlamadınız traduction Portugais
616 traduction parallèle
Sanırım anlamadınız. Kendimden geçtiğimde benimle ilgilenen kadını kastediyorum.
Refiro-me à senhora que tomou conta de mim enquanto estive desmaiada.
Lütfen, anlamadınız.
Por favor, não compreende.
- Anlamadınız. Birini geri getirdim.
Infelizmente a senhora não compreendeu.
Anlamadınız galiba efendim.
Não deve estar a perceber bem, senhor.
Sanırım beni doğru anlamadınız.
Eu acho que vocês não me ouviram bem.
Beni anlamadınız galiba.
Não me compreendeu.
Bedeker, size söylemeye çalıştığım şeyi anlamadınız mı?
Bedeker, entendeu o que eu te disse?
Belki de anlamadınız. Evet anladım.
Talvez não tenha compreendido.
Bayan McLintock, umarım yanlış anlamadınız.
Sra. McLintock, espero que não entenda mal.
Sanırım, anlamadınız.
Acho que não está a perceber.
Neyi anlamadınız?
O que é que não percebe?
Anlamadınız mı?
Percebe?
Hiç anlamadınız onu!
Nunca o compreenderam.
Bayan belki de anlamadınız.
Sra, talvez não tenha entendido.
15 kere anlattım, 5 kere aksırdım, hiç bir şey anlamadınız!
- Longe! Estou farto de lho dizer. Espirrei cinco vezes e não percebeu nada!
Gördük ki, siz bunları anlamadınız.
Descobrimos agora que não entendem isto.
- Beyefendi, anlamadınız mı?
Oiça lá... - Não está a perceber? - Não!
- Hâlâ anlamadınız mı?
Se o senhor não percebe...
Gerisini, belki de siz anlamadınız.
É a nossa. Quanto ao resto, talvez você não tenha percebido bem.
Ne dediğimi anlamadınız galiba...
Não, receio que não tenha compreendido o que eu disse...
Tam olarak anlamadınız.
Ah, não. É que o senhor não entende.
Şimdi anladınız mı, anlamadınız mı?
Então, é pegar ou largar.
Anlamadınız.
Não entende.
Gördünüz Komutan ve anlamadınız.
Você viu, Comandante, mas não compreendeu.
Anlamadınız.
Não está a entender.
- Yok canım, hiçbir şey anlamadınız.
Não, tu estás por fora.
şakayı anlamadınız mı?
Não perceberam a piada?
Efendim, galiba anlamadınız.
Meritíssimo, eu...
- Anlamadınız mı?
- Qual vodka? Revoluçäo!
- Anlamadınız mı?
- Não sabe?
Artık kendim için çıkarmayı amaçladığınızı anlamadım.
Não quiz acreditar que você se arriscasse por mim novamente.
Adamınız herhalde anlamadı, çünkü Sara gemiyi kaçırdı.
Talvez não tenha compreendido, porque ela o perdeu.
Leydi, sizin onun ne istediğini anlamadığınızı söylüyor.
Ele diz que você não entende o que ele quer.
Anlamadığınız şu ; şimdi bir an önce harekete geçmek zorunda.
Mas agora, sabe que tem que agir sem demora.
Haydi, kızı bulmalıyım. Burasını ben de anlamadım.
Vamos lá, tenho de a encontrar.
Hiçbir şeyi anlamadığınızı görüyorum.
Vejo que ninguém aqui entende nada.
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
Bem, acho melhor você ler primeiro e se não entender algo, tentarei explicar.
Şimdi genç Bayan bana pokerden anlamadığınızı açıkça belirttiniz.
Agora, jovem Sra... tem a ousadia de me dizer que não sabe nada sobre pôquer.
Anlamadığınız bir şey olursa, bana hemen söyleyin.
Se não perceber alguma coisa, diga.
Kız mısın, oğlan mısın anlamadım.
Não sei se és rapaz ou rapariga.
Bakıyorum da Bayan Prudy, kartlarını açık oynamaktan hoşlanan bir genç hanımsınız. Çok şaşırdım. - Anlamadım?
Vejo que é uma moça... que gosta de jogar com as cartas na mesa.
Anlamadığınız tamamlanmamış gerçekler üzerinden resmi açıklama yapıyorsunuz.
Fazem declarações sobre factos que nem sequer entendem.
- Onlar, benim ve kocanın şeytan olduğunu söyleyen insanlarla aynı kişiler çünkü ne yapmaya çalıştığımızı anlamadılar.
- Sim, e são os mesmos médicos que disseram que ele, e eu somos malévolos porque não entendem o que tentávamos fazer.
Anlamadığınız işlere burnunuzu sokmayın.
Não metas o nariz onde não és chamado.
Benim anlamadığım şey, burda tam olarak ne oldu... yani - anlarsınız, Eğer... burada bir anahtar var idiyse... - Evet?
Eu só quis dizer que se ali estivesse uma chave e o Bryce soubesse, claro que ele usaria a chave para entrar pela porta principal.
Şimdi, bakın, ben size bir şey açıklayacağım ve de anlamadığınız bir ayrıntıyı, beni istediğiniz an durdurabilirsiniz.
- Vou explicar-lhe uma coisa. Se não perceber alguma coisa, fique à vontade para me interromper.
Anlamadıysanız, eşyalarınızı toplayın ve defolup gidin buradan!
Bom! Senão, levem as vossas coisas e saiam daqui!
Yeni durumu anlayıp anlamadığınızı kararınız bana gösterecek.
Sua decisão irá me mostrar se você entendeu a nova situação.
Anlamadığım şey, FBI bu dinleme olayının ayrıntılarını bilebilecek insanlarla konuşmadı bile. Ve görüşmeleri neden BYSK merkezinde yaptınız da evlerinde yapmadınız çünkü orada daha rahat konuşabilirlerdi.
Porque é que sabendo... das operações de espionagem, o FBI não as interrogou... e interrogou o pessoal da CREEP... na sua sede... em vez de em casa deles, onde podiam falar mais à vontade?
O kızın gördüğünü söylediği şeyi hala anlamadım.
Nunca soube o que aquela rapariga disse que tinha visto.
İyi ki onun kendi kızı olmadığını anlamadı.
Ainda bem que ele nem desconfiou que ela nem era sua filha.
anlamadınız mı 20
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamsız 76
anlamı ne 66
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamına geliyor 59
anlamıyormusun 20
anlamı ne 66
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamına geliyor 59
anlamıyormusun 20
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamalısınız 22
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamalıydım 30
anlamaya çalış 103
anlamıyorsunuz 352
anlamalısınız 22
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamalıydım 30
anlamaya çalış 103