Bana bırakın traduction Portugais
1,180 traduction parallèle
- Dick Tracy'yi bana bırakın.
- Deixem o Tracy comigo.
Bay Provolone'nu bana bırakın.
Deixe ser eu a tratar do Mr. Provolone.
Onu bana bırakın.
Deixem-no comigo.
Bu adamı bana bırakın gençler.
Deixem-me esse homem, camaradas, eu próprio o matarei.
Bana bırakın.
- Um camião.
Bana bırakın.
Permite-me.
Herşeyi bana bırakın.
sim. Deixe por minha conta.
Gerisini bana bırakın.
Agora, é comigo!
Bana bırakın.
Deixem-me tratar disto.
Komutan, her şeyi bana bırakın.
Comandante, deixe tudo comigo.
Jubei'yi lütfen bana bırakın.
Deixai Jubei comigo.
Sharpe'ı bana bırakın efendim.
Deixe o Sharpe comigo, senhor.
- Bana bırakın.
- Deixe-me tentar.
Bana bırakın. Liderleri ile bir konuşayım.
Deixa isso comigo, vou falar com o líder deles.
Bana bırakın, Bayan Hudson.
Deixe comigo, Sra. Hudson.
Hepsini bana bırakın, lütfen
Deixe tudo comigo, por favor.
- Buyurun. Bana bırakın.
- Permita-me.
- Konuşma işini bana bırakın, anlaştık mı?
Devemos ir ter com eles? - Eu falo. Combinado?
Geri çekilin ve lütfen bana bırakın.
Sra. afaste-se, eu trato disto.
- Biraz da bana bırakın.
- Quero dar-lhe uma sova.
Biliyorum.Bana bırakın
Confiem em mim.
Archie'yi bana bırakın.
Deixe-me apanhar o Archie.
Adımı bana bırakın.
Deixem-me o meu nome!
- Bunu bana bırakın.
- Deixem isso para mim.
Kabadayılar arabalarını bırakırlardı ve Tuddy de park etmem için Cadillac'ların anahtarlarını bana fırlatırdı.
Os mafiosos apareciam e o Tuddy dava-me as chaves... e deixava-me estacionar os Cadillacs.
Bana dokunmayın! Rahat bırakın beni!
Não me toque, deixe-me em paz.
Başını eğ, bana bırak. Tamam.
Abaixe a cabeça.
Bana hemen otelin adını ver yoksa seni sonraki ışıkta bırakırım.
Dá-me o nome de um hotel ou expulso-te no próximo semáforo.
Konuşma kısmını bana bırakırsan, hala başarabiliriz.
É só deixares-me falar.
Hastings, dramatik bir şekilde burnuna vurmayı bırakıp bana bildiğin her şeyi anlatacak mısın?
Hastings, não se importa de parar de bater no seu nariz dessa maneira e dizer-me tudo o que sabe?
"Açılın biraz, bana biraz yer bırakın."
Afastem-se! Dêem-me espaço! "
- Bart, onu itmeyi bırak - demek ikinizde bana karşı cephe aldınız peki, kimse Bart Simpson'a yamuk yapmaya kalkışmasın.
- Bart, não o empurres! - Eu sabia, estão contra mim. Bem, ninguém consegue tramar o Bartholomew J. Simpson.
Rica ediyorum şu satıcı ağzını bırak ve bana karşı dürüst ol!
Por favor, poupa-me essas tretas e sê sincero comigo.
Bana da bırakın.
Deixem alguma para mim.
Bana mesaj bırakın.
Deixe seu recado, que eu falo-lhe depois.
Bana da sıcak su bırakın.
Guardem água quente para mim, meninas.
Bırakın ben de geçeyim. Bana da yer açın.
Dêem-me espaço.
Burada tekrarlıyorum bana "Bu işi bırakın" dedi.
As palavras dele foram : "Pare".
Bırakın bana, başçavuş.
Permita-me, Sargento-mor.
Bazen Teğmen Dan de geliyordu ama dua faslını bana bırakıyordu.
Às vezes, o Tenente Dan também ia, mas as orações ficavam a meu cargo.
- Bana bırak. - Nasılsın?
Como se sente?
Bison'nın hayatını senin almak istediğini biliyorum ama şu anda her şeyi bana bırak ve sadece iyi ol.
Sei que destruir Bison significa tanto para você como para mim! Deixa que dessa vez, eu me ocupo e você descansa!
Ama belki bu kez Obi-Wan Kenobi saçmalığını bırakırız ve bana biraz yardım edersin.
Talvez desta vez possamos cortar as tretas do Obi-Wan Kenobi e assim poupa-me o trabalho.
- Bana mı bırakırsın?
- Deixas-me mandar...
Bir gün biri bana şöyle demişti... "Hayatına ilişki sokma ki, polis baskını olacağını hissettiğinde... " 30 saniye içinde her şeyi bırakıp gidebilesin. "
Uma vez um tipo disse-me que não me prendesse a nada que não pudesse largar se visse a polícia por perto.
Bana bakmayı bırakın ve hareket edin!
Vamos! Mexam-se! Não olhem para mim!
Bana bırak, hazır mısın?
Lá vamos nós. Vamos.
Büyücü hakkında bilmen gereken bir şey var. Polislerden nefret eder. Yani konuşma kısmını bana bırak, tamam mı?
Tem uma coisa que precisa saber sobre o Warlock, ele odeia policiais... odeia mesmo, então, deixe que eu converse com ele.
İnanın bana binbaşı, tek istediğim bu görevin olabildiğince hızlı ve olabildiğince etkili sona ermesidir ve tüm ayrıntıları sizin yetkin ellerinize bırakıyorum.
Acredite, Major, só quero que esta missão seja concluída da forma mais rápida e eficiente possível. E deixo os detalhes nas suas mãos. Ainda bem.
Vali, rehineleri bırakırsanız, size karşı yapılan isyana kışkırtma suçlamalarının azaltılması konusunda bana güvence verdi.
O Governador assegurou-me que, se libertarem os reféns, atenua a acusação contra vocês para instigação de tumulto.
Yaşın 22 ve... Bana bırak, Albert.
Lá por estares com 22 anos e teres uma coisa grande...
bırakın 390
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın onları 26
bırakın geçsin 44
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırakın beni 769
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırakın geçeyim 78
bırakın gitsin 138
bırakın onları 26
bırakın geçsin 44
bırakın onu 283
bırakın geçelim 23
bırakın geçsinler 21
bırakın bizi 19
bırakın artık 17
bırakın gideyim 187
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bırakın bizi 19
bırakın artık 17
bırakın gideyim 187
bırakın konuşsun 19
bırakın çıkayım 20
bırakın gireyim 19
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28