Başarısız traduction Portugais
6,945 traduction parallèle
Yeni Atina başarısız olursa o gün gelirse, yandığını görmeyi tercih ederim.
Se Nova Atenas falhar? Se esse dia chegar, prefiro vê-la em chamas.
Daha ilk sınavınızda başarısız oldunuz.
Acabou de chumbar no primeiro teste.
Görev başarısız olmuş.
A missão falhou.
- Başarısız oldu.
Que falhou.
Sonunda ailem için adaleti sağlayabileceğimi sanmıştım. Ama başarısız oldum.
Pensava que finalmente conseguiria justiça para a minha família, mas falhei.
Whistler gemi şirketine yaptığım bir teklif muhasebecimin parayı transfer etmeden önce ölmesi yüzünden başarısız oldu.
Parece que uma proposta feita à Whistler Cruise Line, não foi entregue porque o meu contabilista morreu, antes de fazer a transferência.
Son iki fırlattığınız roketin başarısızlıkla sonuçlandığı alenen bilinen bir gerçek.
Não é nenhum segredo que os seus dois últimos lançamentos de foguetes foram fracassos espectaculares.
Başarısız oldum.
Desapontei-te.
Başarısız olacaksın elbette.
E falhar, claro.
Bana da saldırman gerekecek tabii. Başarısız olacaksın elbette.
Preciso que me ataque também e falhe, como é óbvio.
Gönderilen ilk adam başarısız olursa, iş hallolana kadar adam yollamaya devam eder.
Se o primeiro tipo não conseguir, continua a enviar homens até que o trabalho esteja feito.
- Arkadaşlar büyük ihtimalle başarısızlıkla sonuçlanacak bu plân için bir B plânımız olması lazım.
Pessoal, deviamos ter uma estratégia de recurso, dadas as fortes possibilidades de falhanço.
Başarısız olma gibi bir lüksümüz yok.
Falhanço não é uma opção!
Başarısızlıklarımızın gözünün içine bakıp demeliyiz ki...
Temos de olhar os nossos fracassos nos olhos e dizer : " Hoje, não.
Eğer başarısız olursa o zaman binaya baskın yapabilirsin.
Se ele falhar, podes invadir o edifício.
Burada başarısız olsam bile umutlu olabiliyorum. Çünkü ağacın o tarafa gidersem ve herhangi bir şeyi farklı yaparsam bunun değişebileceğini biliyorum.
Posso ter esperanças aqui, mesmo se falhar, porque sei que se for até ali, perto daquela árvore, pode ser diferente, algo pode ser diferente, alguma coisa que eu faça pode fazer a diferença.
Verdiğim herhangi bir görevi reddeder veya başarısız olursan ya da beni memnun etmezsen güzel eşini parçalara ayırırım.
Alguma vez que recuses uma tarefa ou falhes ou me desagrades de alguma forma, vou cortar um pedaço do lindo corpo da tua mulher.
Bütün bunlar ölümsüzlük ilacını bulmak için yapılan başarısız girişimler için miydi?
Que isto era o resultado de algumas tentativas falhadas para criar um droga da imortalidade?
- Başarısız olmamızı mı istedi yani?
Estás a dizer que ele queria que falhássemos?
Pyria Donanması'na yapılan başarısız saldırının sorumluluğunu üstleniyorum.
Estou a assumir a responsabilidade pelo ataque à Armada Pyrian.
Her şeyde olduğu gibi, bunda da başarısız oldun.
Falhaste, assim como com tudo o resto. Wexler, o que é que se passa?
Ve başarısız olduk.
E falhamos.
- Başarısızlıklarımıza karşılık canlarımızı almamız...
Se tivermos de morrer pelas nossas espadas, pelos erros...
Planlı bir sosyalist toplum yaratma girişimi, başarısız olmuştu.
A tentativa de criar uma sociedade socialista planificada tinha fracassado.
2006'yla birlikta İngilizler ve Amerikalılar anladılar ki Afganistan'a demokrasi getirme projeleri başarısız oluyordu, ve ülkenin büyük bölümü anarşinin içine düşüyordu.
Em 2006, os britanicos e os americanos perceberam que o seu projeto de trazer democracia para o Afeganistão estava a falhar, e grandes partes do país estava a tornar-se em anarquia.
Amerikalılar demokrasi düşüncesinin başarısız olduğunu biliyorlardı.
Os americanos sabiam que a ideia de democracia estava a falhar.
Sakın başarısız olma.
Não falhes.
Başarısız.
Fracasso.
Başarısız.
fracasso.
Odin bile başarısız olmandan korkardı.
Até Odin temia por teu fracasso.
Görevimde başarısız oldum.
A minha missão foi um fracasso.
Onları geri yollamada başarısız oldu!
Ela falhou em trazê-los de volta.
Evet efendim, başarısız olduğunun farkındayım.
Sim, senhor, estou ciente de que falhou.
Görevin yavaş yavaş başarısız olması sizin için, direk başarısızlığı itiraf etmenizden daha iyi olur.
Porque é melhor para si se a missão começar a falhar lentamente, do que se admitir que falhou logo desde o início.
Senin gibi başarısız olup dördüncü sınıftan ayrılmadım.
Não chumbei na 4ª classe, como tu.
Başarılı olmazsa diye. Senin önünde başarısız olmak istemedim.
Caso não resultasse não queria fazer figura de parvo à tua frente.
Max, başarısız bir avukat olarak mı tanınmak istiyorsun?
Queres ser conhecido como um advogado de segunda?
Sizler, CIA'nin size verdiği her görevi berbat ettiniz. Yani, bu görevi reddederseniz ya da başarısız olursanız bizzat ben, bir daha hiçbirinizin casusluk işinde olmamanızı sağlayacağım.
Vocês estragaram todas as missões que vos demos, e se recusarem ou falharem esta missão irei garantir pessoalmente que nunca mais trabalharão em espionagem.
Eski hayatımda başarısız olduğum gerçeğiyle yaşayabilirdim ama yeni hayatımda da başarısız olmaktan çok korkuyorum.
Podia viver como um fracasso na minha antiga vida. Mas tinha demasiado medo de ser um fracasso nesta nova.
Başarısız olmak istemedim.
E não queria que me vissem falhar.
Bunu yaparsan programım başarısız olacak.
Se fizer isso, o meu programa falha.
- Yok olmak. Bu zaman kristali iki olasılıkta da olduğu için ve bunda başarısız olmam imkansız olduğu için iki olasılıkta da aynı anda bu düğmeye basacağım.
Como este cristal temporal existe em ambas as possibilidades e é impossível não ter feito isto bem, devo estar a premir este botão em ambas as possibilidades em simultâneo.
Önemli çünkü siz, bizim amacımızın başarısına karşı iddiaya girdiniz!
Interessa porque estão a apostar no falhanço da nossa missão!
Başarısız olmuş bir ayartma gibi geldi.
Posto assim, soa a uma sedução falhada.
56'ya basar mısınız lütfen?
Pressione 56, por favor?
- İyi denemeydi ezikler, başarısız oldunuz.
Meteram água.
Başarısız olmayacağız, olamayız.
Não podemos falhar.
İş yapmakta başarılısınız, sanırım bunun da bir bedeli var.
Você é bom demais para não cobrar nada.
Başarısız olursan seni öldürürler.
Se fracassares, eles matam-te.
Başarısız.
Fracasso...
Joe, beni büyük ve zengin sporcularla iş bağlamam paralarını korumam ve affınıza sığınarak söylüyorum ki dev ekranınızı açıp Red Zone izlemeniz dışında hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir dünyadaki adamların başarılarını kendi menfaatimize çevirmemiz için işe aldı.
Contratou-me para trazer jogadores importantes, proteger os valores e rentabilizar o sucesso de homens num mundo do qual, com todo o respeito, o senhor não sabe nada. Exceto quando vê o resumo da jornada no seu ecrã plano.
başarısız oldum 33
başarısız oldu 30
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başarısız oldu 30
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başaramayacaksın 18
başaracak 37