Ben senin traduction Portugais
20,727 traduction parallèle
Ben senin bu insanların nereye gittiklerini bilip bilmediğini soruyorum? Tek tek her kişinin?
Aquilo que lhe perguntei é se sabe para onde é que estas pessoas estão a ir, cada uma delas, individualmente?
Ben senin kardeşinim.
Sou teu "irmão". Sou teu "irmão".
- Ben senin dediklerine uyuyorum.
- Estou a perceber.
Ben senin ne dediğini biliyorum. Sen benim ne dediğimi biliyorsun.
Sei o que dizes, sabes o que digo...
Kocanım ben senin!
Sou teu marido!
Ve ben senin acı çektiğini görmek istemiyorum.
E não te quero ver sofrer.
Hay ben senin...
Filho da mãe!
Bunu kimse yapamazdı. Ben senin adına yaptım.
Nenhum de vós conseguiu fazê-lo, portanto eu tive que detê-lo por vós.
Yalnız ben senin paraya önem verdiğini hiç zannetmiyorum.
Pois... Não me parece que se importe com o dinheiro.
Tamam mı, ben senin gibi saklana- - Kes şunu.
- Não me posso esconder como tu...
İşte yine beni evden atan annemi düşünüyorum, ve ben senin doğum gününü bile bilmiyorum.
Estou a pensar na minha mãe que me expulsou de casa e nem mesmo sei o dia do teu aniversário.
Yani ben senin tuzağına düşmedim.
Sabe, eu não entrei na sua armadilha.
- Ben senin kocanım ve seni korumak için her şeyi yaparım.
- Sou o teu marido, e farei tudo para proteger-te.
- Ben senin malın değilim.
- Não sou propriedade tua.
Ben senin bebeğim falan değilim, her şey bitti.
Não sou o teu amor. Acabou.
Ve ben de senin geleceğini biliyordum, Cisco gediğe girip buraya doğru....... yola çıkmadan önce.
E eu sabia que vinhas, Cisco, mesmo antes de entrares na fenda e pores os pés neste mundo.
Ben de senin... - Noah!
Noah!
Burası istediği kadar göz korkutucu olsun senin hiçbir zorluktan kaçtığını görmedim ben.
Por muito intimidativo que este sítio possa ser, nunca te vi voltar as costas a um desafio.
Hızlı olabilirsin, ama ben de suda senin kadar hızlıyım!
Podes ser rápido, mas não tanto como eu na água.
Ben de senin kadar endişeliyim.
Eu sei. Estou tão preocupada como tu.
Ben hala senin annenim, nerede olursak olalım, ya da nasıl görünürsek görünelim, ben her zaman annen olacağım, tamam mı?
Eu ainda sou tua mãe, não importa onde estivermos ou aquilo que pareça, irei sempre ser a tua mãe, está bem?
Çünkü senin aksine ben gerçekten bir bebek doğurdum.
- Porque, ao contrário de ti, já tive um bebé.
Ben yarın senin evine gelirim.
Está bem? Passo por sua casa amanhã.
Bak, o canavarın yaptığından sonra Jay'i ben de senin kadar durdurmak istiyorum...
Depois de tudo o que esse monstro fez, quero deter o Jay tanto quanto tu.
Kanka senin bu nazik teklifin karşısında şimdi ben biraz nankör gibi gözükeceğim ama lütfen şimdi söyleyeceklerimi daha önceden hazırladığımı bil.
Devo dizer, meu que a tua gentil oferta vai fazer com que eu pareça ingrato, mas aviso-te que já pensei no que vou dizer.
Onları en az senin kadar ben de istiyorum.
Quero apanhá-los tanto como tu. Está bem?
Senin gibi ben de bunun aptalca olduğunu düşünüyorum.
Olhe, também acho que é uma ideia idiota.
Ben de senin Uluslararası Oyunları kazanabilmen için dua edeceğim.
E eu peço que lute bem no campeonato internacional.
Ama tanıman gerekiyor. Senin hatalarından biriyim ben.
Eu sou um dos seus erros.
Senin pislik halini seviyorum ben.
Só gosto de ti quando és otário.
Ben Ben senin...
- Pensei...
Çünkü ya sen gideceksin ya da senin hakkında bir şeyler bulamazsam ben.
- Porque me está a contar isto? - Porque ou vai você, ou vou eu. Se eu não encontrar nada.
Peşin nakit para haricinde teklif edebileceğim bir şey yok ama bana inan ki, senin yaptığın şeyi ben de yapmak isterdim, yani
Não tenho nada para oferecer exceto dinheiro na mão. Mas acredita, deixaria que fizesses o que quer que seja que faças...
Chip, ben gerçeğin senin düşündüğün gibi iyi bir arkadaşın olduğunu sanmıyorum.
Chip, só não acho que a verdade é a boa amiga que pensas que é.
Senin gibileri çok gördüm ben.
Sabes, já vi tipos como tu antes.
Ben yeni bir iş buldum diye senin hayatın raydan mı çıktı yani?
Aceito um emprego e a tua vida descarrila?
O asla senin yanında olmadı. Sadece ben vardım.
Fui apenas sempre eu.
Sen kafamın içindeyken ben de senin hakkında bir şeyler gördüm.
Quando estavas na minha cabeça, também vi coisas sobre ti.
Senin dairene taşınmasını isteyen kişi ben olabilirdim öyle mi?
Podia ter sido eu a dizer-lhe para morar no teu estúdio?
Beni mutlu edecek tek şey ben öldükten sonra yerime senin geçeceğini bilmek olurdu.
A única coisa que me faria feliz é saber que ias tomar posse quando eu morresse.
Yanlış bir şey yaptığım için kâbuslar gördüğümü senin davanın erdemli olduğunu söyleyebilirsin ama ben de davamın erdemli olduğuna inanıyordum.
Podem dizer que tenho estes demónios porque fiz algo de errado, que a vossa causa está certa, mas acredito que a minha causa também estava certa.
Ben sadece arayıp senin adına sevindiğimi söylemek istedim.
Queria ligar a dizer que estou contente por ti.
Kadın, çeneni kapayamıyorsan, senin için ben kapatırım.
Se não calares essa boca, eu faço-te calar essa boca.
Zora, Ben... senin en büyük hayranınım.
Zora, eu sou o teu maior fã.
"BEN SENİN TARAFINDAYIM"
ESTOU DO TEU LADO
Ama önemli olan senin oğlumun hayatını kurtarmış olman, ve günün birinde Caleb sana bunun için teşekkür edecektir, ama o zamana kadar ben ve ailem adına sana teşekkür ederim.
Mas, em boa verdade, salvaste a vida do nosso filho. Um dia o Caleb poderá agradecer-te por isso, mas, por enquanto, agradeço-te, em nome da nossa família toda.
Ben de senin harika olduğunu söyledim. Tabii huyuna gittiğimiz sürece. Yoksa çekilecek çile değilsin.
E eu digo-te que és maravilhosa desde que não te pisemos os calos, porque caso contrário, és uma chata do caraças.
Onlar beni tutuklamadı, ben kendimi tutukladım. Destekleyen insanların duaları, senin kanıtlarına isyanlarına bağışıklık kazanmış sanki.
Eles não me prenderam eu é que me deixei apanhar os meus simpatizantes estão imunes às suas maldições e provas.
- Hayır, yapmıyorsun. Sen yapmazsan senin yerine ben yaparım.
E se não o fizeres, certifica-te que o fazes.
Annen, gitmeni sağlamak için beni kullanıyor. Ama ben, senin kalmanı istiyorum.
A tua mãe está a usar-me para fazer com que te vás embora, mas quero que fiques.
Ben de senin gibiyim.
Sou como a Julia.
ben seninim 27
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin kocanım 27
ben senin gibi değilim 42
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben senin arkadaşınım 45
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin kocanım 27
ben senin gibi değilim 42
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben senin arkadaşınım 45
ben senin yaşındayken 21
ben senin kardeşinim 25
ben senin tarafındayım 26
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
ben senin kardeşinim 25
ben senin tarafındayım 26
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle mi 82
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle mi 82