English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Biliyorum

Biliyorum traduction Portugais

179,755 traduction parallèle
Biliyorum.
Bem, de facto, sei.
- Biliyorum.
- Eu sei.
Sığacağını biliyorum.
Estou a dizer-lhe, vai caber.
Uyumadığını biliyorum.
Eu sei que não estás a dormir.
Biliyorum.
Eu sei.
- Biliyorum.
Eu sei.
Yani biliyorum. Her gün aldığı bir hap var.
Quer dizer, sim ele toma umas pílulas todos os dias.
Biliyorum ama nasıldı?
Eu sei, mas como foi?
- Çok keskin olmayacağını biliyorum ama bir şeyler vardır.
- Sei que não há algo afiado, mas tem de haver alguma coisa.
- Biliyorum.
- Sim. Eu sei.
Biliyorum dostum.
Eu sei.
Şuan bir olayımızın olduğunu biliyorum.
Força. Sei que temos problemas.
Eve ve Alex'in orada olduğunu biliyorum.
Eu sei que a Eve e a Alex estão lá.
Hayır, biliyorum, fakat bu olağanüstü bir durum.
Eu sei, mas enfrentamos circunstâncias extraordinárias.
Tabiki düzkontak yapmayı biliyorum.
Claro que sei.
Ama şunu biliyorum.
Mas eis o que sei.
Öyle olduğumu biliyorum.
Pelo menos eu estava.
Sayende ne yapmam gerektiğini biliyorum.
É por causa disso que sei... o que tenho de fazer.
Ben senin hakkında daha çok şey biliyorum, biliyorsun.
Sei mais coisas sobre ti.
Nereli olduğunu biliyorum. Ben...
Sei de onde és, sei...
Ben ailenin nerede olduğunu biliyorum.
Sei onde estão os teus pais.
- Biliyorum.
- Sei sim.
Biliyorum.
Sei sim.
Gelip bizden masa oyunu istediğini biliyorum.
- Sei que veio e pediu jogos de tabuleiro.
Biliyorum, çoğu insan bunu masum bir soru olarak görüyor. - Ama ikizler için çok saygısızcadır. - Kesinlikle.
Eu sei que isso parece uma pergunta inocente para a maioria, mas, para os gémeos, é desrespeitoso.
- Biliyorum.
- Pois é.
Dedim ki, " Bakın arkadaşlar, benim ölümümü gördüğünüzü biliyorum.
Disse : " Malta, sei que me viram ser morto.
Ben nasıl olduğunu biliyorum.
Eu sei como.
Evet, biliyorum, o yüzden buradayım.
Sim, eu sei, é por isso que aqui estou.
Öyle olacağını biliyorum baba.
Sei que sim, papá.
Beni özleyeceğini biliyorum ablacım... ama buradan kaçış biletini kaçıramazdım.
Sei que vais ter saudades, mana, mas não podia perder a oportunidade de me ir embora.
Robin, gitmek istediğini biliyorum... ama dışarıdaki dünyayı anlayamazsın.
Robin, sei que queres ir embora, mas tu não entendes o mundo lá fora.
Sürprizi mahvettiğimi biliyorum ama... ne diyorsun?
Sei que estraguei a surpresa, mas o que dizes?
- Ne yaptığımı biliyorum.
- Eu sei o que estou fazendo.
Doğu sahilindeki tüm haber ekiplerinin dışarıda olduklarını biliyorum.
Zip. E eu tenho todos os jornalistas na costa leste, parados do lado de fora,
Rehinecileri dışarıyla görüşmekten alı koyan buydu. Bir kilitleyicinin ne olduğunu biliyorum.
Isso é o que o impede os sequestradores de fazer ligações externas.
Komiser Yardımcısı, En azından müzakereye girişmek için bir şans istiyoruz. Biliyorum.
Comissário Adjunto, gostaríamos de ter chance de pelo menos tentar uma negociação.
Arkadaşının vurduğu adam, Tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. Biliyorsun, biliyorum.
O homem que o seu amigo atirou, ele precisa de cuidados médicos.
Silahsız çocuğu senin vurmadığını biliyorum, Teddy.
Eu sei que você não atirou naquele garoto desarmado, Teddy.
Annesinin kim olduğunu biliyorum. Ailesinin geçmişi göz önüne alındığında düşündüğün kadar istikrarlı olamayabilir.
Eu sei quem é a mãe dela, e ela pode não ser tão estável como você acha dada sua história familiar.
Bunun basit bir işlem olduğunu biliyorum.
Sei que é um procedimento simples.
Bekle, fenkslerin yarı hayvan yarı insan oldukarını biliyorum fakat onlar bilmece sorar, ok atmazlar.
Espera. Até eu sei que uma Esfinge é metade humano e metade animal que te lança enigmas, não flechas.
Üslerinin yerini biliyorum.
Eu sei onde eles têm estado a operar.
Mızrağı yok etmek için gitmemiz gereken yeri biliyorum.
Sei onde temos que ir para destruir a Lança.
Mistik yadigarları kullanmakla ilgili birkaç şey biliyorum. Ben onu kontrol edebilirim.
Eu sei uma ou duas coisas sobre manejar artefactos místicos.
Aramızda derin farklılıklar biliyorum. Hatta o kadar ki, aşılamaz olabilirler.
Sei que as divisões entre nós são profundas, que podem muito bem ser intransponíveis.
Biliyorum.
Ou agora mesmo.
Bir kaderim olduğunu ve zamana daha fazla zarar vermememiz gerektiğini biliyorum.
Sabem qual é a melhor coisa sobre a Lança ser destruída?
Hayır, değerliler ve onları dinletmek korkutucu ama dünyaya bakınca değişmesi gerektiğini biliyorum. Bence bunu yapmanın yolu müzik.
Não, são preciosas e tenho medo de as libertar, mas olho para o mundo e vejo que precisa de mudar e acho que isso se faz através da música.
Biliyorum.
- Sei.
Yardım ederken yaralandığını biliyorum.
Foi assim que te magoaste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]