English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir dakika içinde

Bir dakika içinde traduction Portugais

1,603 traduction parallèle
- Bir dakika içinde ikinizde umursamayacaksınız.
- Daqui a um minuto, já não interessa.
Bir dakika içinde hakkından gelirler, dostum.
Não sobrevivias um dia, meu.
Bir dakika içinde burada olur.
Está quase a chegar.
Bir dakika içinde buradan çıkmış olacağız.
Vamos sair daqui num minuto.
Bir dakika içinde de alkolden boğulmuş.
Afogou-se em álcool em menos dum minuto.
Bir dakika içinde çok ölü birisi olacaksın.
Vai ser um homem muito morto daqui a pouco.
Bir dakika içinde burada olacak!
Ele vai chegar aqui a qualquer minuto.
- Bir dakika içinde seninle ilgileneceğim.
- Eido com você num instante.
- Sabırsızlanma, bir dakika içinde başlar.
Calma, vai dar a qualquer momento.
Bir dakika içinde geliyorum Lenny. Anlaştıklarından emin olmak istiyorum.
Já vou ter contigo, só quero ver se se dão mesmo bem.
Pekala, bir dakika içinde orada olacağım.
Sabem o que é isso?
Bir dakika içinde, lütfen.
No próximo minuto.
Seni bodruma götüreceğim. Bir dakika içinde, kocanı arayacaksın. - Onu mümkün olduğunca uzun süre hatta tutmanı istiyoruz.
Temos que lhe telefonar da cave e mantê-lo ao telefone o mais que pudermos.
Bir dakika içinde, harika hassas bayanlar çarpmak ve eziyet için yanınızda olacak, Ne isterseniz yapın ama sakın arkalarından şaplamayın...
Já a seguir chegarão as nossas jovens tenrinhas, um de cada vez, para a dança do ventre e nada de palmadinhas!
Bir dakika içinde döneceksin!
Estarás de volta em menos de um minuto.
- Bir dakika içinde, artık siz olmayacaksınız.
- Daqui a um minuto não será o mesmo.
İlerleyin. - Bir dakika içinde geliyorum.
Vou ter convosco num minuto.
Bir dakika içinde sana gelirim.
Estou a lavar a loiça, já te vou mudar.
Bir dakika içinde Rezervasyonumu kontrol ediyorum
Um minuto, estou checando minhas reservas.
- Bir dakika içinde döneceğim, Helena.
Só mais alguns minutos, Helena.
Pardon, Bir dakika içinde dışarıda olacağım.
- Desculpem. Saio já.
Bir dakika içinde yağmur yağmaya başlayacak.
Vai começar a chover dentro de um minuto.
Ona bir dakika içinde geleceğimi söyle.
Diga-lhe que eu já volto.
"Beş dakika içinde eriyen tatlı bir şey."
"Algo doce, que derrete em 5 minutos."
Birkaç dakika içinde genç zenci bir erkek gördün mü?
Viu algum negro adulto nos últimos minutos?
Afedersin, bir dakika içinde geliyorum.
- Desculpe, volto já.
Tek bir kelimeyle, bulunduğu bölgeye... üç dakika içinde bir füze gönderebilirim.
Basta uma palavra minha e a nave é atingida... por um míssil em três minutos.
Bir dakika içinde dönerim.
- Volto já.
10 dakika içinde bir vapur kalkıyor.
Há um barco a partir dentro de 10 minutos.
Fakat bir kaç dakika içinde, kızımı bulacağız.
Mas em breve vamos encontrar a minha filha.
Tamam, şimdi kovaya bırakmaya çalış. Bir insanın dünyada bir kaç dakika içinde yapacağı bir iş Mars'ta saatler alır.
Uma tarefa que pode levar dois minutos na Terra e pode levar horas em Marte.
Şükürler olsun, teşekkür ederim. Üzgünüm, Rick. Evet, bir kaç dakika içinde uydu bağlantısı olacak.
tem visto na televisão, o seu movimento lento do fluir da matéria derretida é bastante destrutivo no seu lento caminho muito lento.
Beş dakika içinde akşam yemeği gelecek. - Bir daha söylettirmeyin. - Sonra görüşürüz, Maggie.
O jantar estará aqui em 5 minutos e não quero ter que repetir isso.
Tamamen hareketsiz bir insan bile oksijensiz bir ortamda dört dakika içinde boğularak ölür.
Até uma pessoa totalmente calma sufocará em quatro minutos sem oxigénio.
Bir dakika içinde dönerim.
Volto já.
"Bir şey hissetmez, altı dakika içinde ölürsünüz" dedi.
Ele disse : " Você não saberá de nada, no prazo de seis minutos, morres.
Önümüzdeki bir iki dakika içinde uydu görüntülerine erişebilecek miyiz?
Terei cobertura satélite nos próximos dois minutos?
15 dakika içinde Van Nuys'ta bir helikopter ayarladığını öğrendik.
Soubemos que alugou um helicóptero que o vai buscar a Van Nuys dentro de 15 minutos.
Önümüzdeki bir iki dakika içinde uydu görüntülerine erişebilecek miyiz?
Vou ter cobertura por satélite no próximo minuto ou dois?
Bir dakika içinde.
Dá-me um minuto.
5 dakika içinde bir Raptor ve askeri taarruz takımı hazır olsun.
Quero um destacamento armado num Raptor daqui a cinco minutos.
Bir kaç dakika içinde kendini daha iyi hissedeceksin.
Vais te sentir melhor dentro de uns minutos.
Fakat 20 dakika içinde mahkeme izni geldiğinde gizli bir şeyin kalmayacak.
Ainda não.
Kısa bir hatırlatma, 10 dakika içinde güneş parlaması olacak.
Um aviso, temos uma erupção solar dentro de 10 minutos. Obrigado a todos.
Büyük olasılıkla birkaç dakika içinde devreye girecek bir yedeği vardır.
Deve ter um gerador de emergência que a ligará em minutos.
Bir dakika içinde size döneceğim efendim.
- Já trato de si.
Bir kaç dakika içinde orada olurum.
Volto dentro de uns minutos.
Üç dakika içinde ana girişte bir limuzin ayarlatabilirim.
Posso ter uma limusina na entrada principal, em três minutos.
Sana bir içki ikram etmek isterdim, ama on dakika içinde bir toplantım var.
Desculpa, oferecia-te uma bebida, mas tenho agora uma reunião.
Birkaç dakika içinde izleyeceklerinizde sansasyon yaratacak sapıkça bir gösteriyi değil ancak hakiki, bilimsel bir ispatı sunuyoruz.
O acto que vão ver dentro de momentos não é uma oferta de pura sensação, mas sim uma demonstração científica bonificada.
Güzel bir soru M.E.birkaç dakika içinde burada olur.
É uma boa pergunta. O médico legista deve estar a chegar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]