Bir kadın olarak traduction Portugais
939 traduction parallèle
Tüm bunları yapan bir kadın olarak kendinizi bilerek mi tehlikeye attınız?
E para uma mulher que fez tudo isso, você estava tentando correr perigo?
Bu tutanaklar sayesinde, gerçek Jeanne'ı keşfedebiliyoruz ; zırhlı ve silahlı haliyle değil, en sade haliyle. Ülkesi uğruna ölen bir kadın olarak.
Lendo este registo vemos Jeanne tal como ela era, não de elmo e armadura, mas simples e humana, mas uma jovem que morreu pelo seu país
- Bir kadın olarak ben hatırlıyorum.
- Bem, por ser mulher, lembro-me.
İşe yaramaz, ve bir kadın olarak, buna seviniyorum.
Não vai funcionar e fico muito feliz.
- Peki bir kadın olarak ben anlatayım.
- Sou uma mulher e lembro.
Bir kadın olarak, bir sürü ahmakla dans etmek zorunda kalmak onlar ayağına basarken şakalarına gülmek berbattı.
É horrível ser mulher, ter de dançar com homens chatos, rir das piadas deles, enquanto nos pisam.
Elbette yaşlı bir kadın olarak kanunlardan pek anlamam... ama suçlamaların mahkemede kabul edilmesi için şahit gerekiyormuş.
Claro que, por ser uma velha, pouco percebo de leis, mas dizem que é preciso ter testemunhas para que algo seja válido em tribunal.
Gönlüm böylesine zenginlikler ile dolu iken muhtaç ve kimsesiz bir kadın olarak anılmam ne kadar garip!
É estranho considerarem-me uma mulher carente quando tenho todos esses tesouros trancados no coração.
Ben kendimi çok ama çok zengin bir kadın olarak görüyorum.
Considero-me uma mulher muito, muito rica.
- Bir kadın olarak çıkarsam beni öldürürler.
Saia daí. - Se sair vestida de mulher, eles matam-me.
Sen de öyle düşünmüyor musun? Bir kadın olarak yani.
Como mulher, nâo concordas?
Ruth, bir kadın olarak, gittiğimiz yeri merak etmediğini söyleme.
Ruth, não me diga, que como mulher... não está curiosa sobre o nosso destino.
Babamla evlenmiş bir kadın olarak Kirby'yle evlenmeyi nasıl düşünürsün?
Como pode se casar com Kirby tendo sido a esposa de meu pai?
Bambaşka bir kadın olarak mutlu olabilirsiniz.
Pode ser feliz sendo uma mulher comum.
Bir kadın olarak seni her görüşümde, efendim, yani dalgalı saçlarınla...
Sempre que o vejo como mulher, Sr, eu, eu, quero dizer, esses cabelos soltos...
Yapayalnız bir kadın olarak yaşlanacağımı ve dans öğretmeni olacağımı. Şimdi seni tanıdım.
Achas que me quero tornar numa velha que dá aulas de dança, agora que te conheço?
- Ona bir kadın olarak yardım edemem.
- Não posso ajudá-la.
Siyah bir kadın olarak, sanırım kendime hakim olamıyorum.
Como sou mulher, acho que näo tenho defesa.
Bir ayağı çukurda yaşlı bir kadın olarak... öbür dünya var mı bilmek isterim.
Como uma senhora idosa prestes a passar para o outro mundo... gostaria de saber se ele existe.
Seni hiçbir şeyden korkmayan bir kadın olarak düşünmüştüm.
Não me parecia uma mulher que tivesse pavor fosse do que fosse.
Beni bir kadın olarak mı, yoksa bir fahişe olarak mı isteyip istemediğine!
Depende se me vês como uma mulher ou uma prostituta.
Çünkü beni bir kadın olarak isteseydin, şu an benim gibi hissederdin.
Porque se me queres como mulher, vais te sentir como eu.
Sanırım seni tekrar kutlamalıyım. Fakat kanunlarla ilgili olarak unuttuğun bir şey var. Kadın mahkum almanın yasak olduğu.
Acho que tenho de voltar a dar-te os parabéns, mas esqueceste-te que há uma norma no nosso acordo... a proibir fazer mulheres prisioneiras?
Bu şekilde bir kadının, kocasına koruyucusu olarak daima saygı göstermesi gerekeceğine inanıyorum.
Acho que uma esposa deve ver sempre o seu marido como benfeitor.
Eğer güzel bir kadınla tanışmak istiyorsan... resmi işlerini bahane olarak kullanamazsın.
Se quer conhecer mulheres bonitas... não use assuntos oficiais como desculpa.
Evliliğimle göstermek istedim ki,... her ne kadar yoldan çıkmış olsa da, ben inanıyorum ki bir kadının sunduklarını reddetmesine engel olan..... doğuştan sahip olduğu şefkat ve inceliğidir. Tüm bunlara rağmen, ben kendisini ömrümün sonuna dek güvenebileceğim bir erkek olarak görüyorum.
Queria mostrar, com o meu casamento, que, embora tenha sido traído pela sua bondade e cortesia, que o impediam de repelir os avanços de uma mulher, o considerava um homem a quem podia confiar o que resta da minha vida.
- Lanetinden. Mahşer gününe dek hayalet geminin kaptanı olarak denizlerde dolaşmakla lanetlenmiştir. Ta ki onu uğruna ölecek kadar seven bir kadını bulana dek.
Está condenado a errar pelos mares até ao dia do juizo... como capitão de um barco fantasma, a menos que... encontre uma mulher que o ame ao ponto de morrer por ele.
Kadın sorunları üzerinde eski bir uzman olarak haklısın derim, efendim.
No que diz respeito às mulheres cada um faz, como gosta.
Mektup, onu, yalnız ve sevilmeyen sevimsiz bir yaşlı kadın olarak ölünceye değin ne denli toparlamağa niyetlendiğini, tabutunda uzanırken gelip, ona güleceğini anlatıyordu.
Ele dizia-lhe como pretendia mantê-la amarrada até morrer velha, amarga, sozinha e sem amor, como haveria de vir rir-se dela quando ela jazesse dentro do caixão.
Sonra üç gün önce bu gün, ilk kız temizlikçi kadın tarafından pijamaları içinde ölü, yepyeni bir naylon çorap boğazına dolanmış olarak ölü bulundu.
Então, faz hoje três semanas, a primeira miúda foi encontrada pela mulher-a-dias, em pijama morta, estrangulada, com uma meia de nylon, nova, atada à volta da garganta.
Bir zamalar biri şöyle demiş : "Birine olabilecek en kötü şey kadın olarak doğmaktır."
Alguém disse uma vez : "A pior coisa que pode acontecer a alguém é nascer mulher."
Bir kadın, bir erkeğin ona ilgi duyduğunu içgüdüsel olarak hissetmez mi?
Uma mulher não sabe instintivamente quando um homem a tenta engatar?
Eğer bir kadın, kısır olmadığı kanıtlanmış bir erkekle... cinsel ilişkiye girdiğini söylerse, kadının vücudunda delil bulunmadığı halde... bir avukat, yani bir savcı... bunu kadının yalan söylediğine dair kanıt olarak kullanabilir mi?
Se uma mulher disser que teve relações sexuais com um homem... estéril, embora não se encontrem provas no corpo dela, um advogado de defesa ou de acusação... pode utilizar isso para provar que ela Está a mentir?
Bu yolculuğu yapmayı çok istiyor olabilirim,... ama yanımda yük olarak bir kadın taşımak da tam bir aptallık.
Até posso ser louco em relação a esta viagem, mas não sou estúpido. Transportar o "fardo" de uma mulher é uma completa estupidez.
Kadın erkeği özgecil, sadık bir kuvvet olarak görür.
Ela vê-o como um dedicado pilar de força, altruísta.
Erkek de kadını hassas ve merhametli bir melek olarak görür.
Ele vê-a tão terna e misericordiosa, como um anjo providente. - E que acontece?
Arkadaşın olarak bir gün senin de böyle bir kadınla tanışmanı isterim.
Como amigo, espero que tu, um dia também encontres uma mulher assim.
Kaledeki tüm kadın ve çocukları çıkarmak için tam olarak bir saatiniz var. Bu bir saat içinde tahliyeye başlamalısınız. Çıkanları istedikleri bölgeye götürmek için gerekli ulaşım sağlanacaktır.
Assim, têm uma hora para evacuar os não combatentes que receberão transporte para serem levados para destino da sua escolha.
Doğal olarak benim sihirlerimi bir kadın yapmış gibi gösterdiler.
Naturalmente, atribuíram a minha magia a uma mulher.
Seni bir arkadaş olarak sevdim tabii ki binlerce kadının birbirini sevdiği gibi.
Claro, eu amei você como uma amiga da maneira que milhares de mulheres se sentem sobre outras mulheres.
Güneyin kolektif onuru onu bir kadın kahraman olarak görmüş.
A honra meridional tinha encontrado sua heroína
Kadın olmasaydı bir entelektüel olarak değerlendirilebilirdi. "
Se não fosse mulher, seria considerada intelectual. "
Bir muhabir olarak, uzun dalgalı saçlı kadınları görünce heyecanlanan bir adamın hikâyesini hiç yazdınız mı?
Já fez alguma reportagem... sobre homens que gostam de mulheres de cabelos compridos? - Longos e soltos?
Kardeşim benim için bir şeyler yapmaya çalışıyor ama kadın olarak ben istemiyorum.
Meu irmão quer outra coisa para mim, mas como mulher, eu não.
Genel olarak infaz edilenler arasında 50 erkeğe 1 kadın şeklinde bir oran vardır.
Há uma proporção de 50 homens por cada mulher, nas condenações à morte.
Belki de bu, kadının güzelliği solduğunda ve kocası daha genç... bir kadına yöneldiğinde son çare olarak başvuracağı bir şey.
Bem, talvez sirva de recurso quando suas belezas acabarem e seus maridos se voltarem para alguém mais jovem.
Kendisini çok şanslı bir Yeryüzü kadını olarak gördü.
Considerava-se uma mulher terrestre com muita sorte.
Onu sıkıcı 52 yaşında ev kadını bir anne olarak tanıtmak zorunda değiliz.
Não temos de a apresentar como uma mãe-galinha de 52 anos de idade.
Bir gangsterin metresi olan bu kadın Suudi Arabistan Büyükelçisi olarak, senin mahiyetine hiç de uygun değil. Bir fahişe.
Como Embaixador dos EUA na Arábia Saudita, não é exactamente correcto incluir na tua comitiva a amante de um criminoso, uma prostituta.
"Sıradan bir tedbir olarak kadın tasfiye edilmiştir."
'A mulher foi liquidada como medida de precaução.'
Bir bilim kadını olarak, bunun mümkün olmadığını bilmelisin.
Como cientista, devias saber que isso não é possível.
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kadının 32
bir kadına 18
olarak bilinir 22
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kadın mı 37
bir kadının 32
bir kadına 18
olarak bilinir 22
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kuş 32
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kuş 32