English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir şey söyleyemem

Bir şey söyleyemem traduction Portugais

424 traduction parallèle
- Bir şey söyleyemem.
- Não sei.
Şu anda Manchester hakkında bir şey söyleyemem.
Nesta altura não posso me comprometer sobre Manchester.
Hemen bir şey söyleyemem, en az birkaç aydır.
Não sei dizer assim, pelo menos há dois meses.
Bu konuda bir şey söyleyemem.
Não posso responder a isso.
Başka bir şey söyleyemem.
Não posso dizer-vos mais nada.
Kesin bir şey söyleyemem... ama üzeri kirlenmişti.
Não posso dizer o que exactamente, mas ele estava desarranjado.
- Şey, fazla bir şey söyleyemem.
- Não sei muito.
O kadar kötü yanmış ki, bir şey söyleyemem.
Está tão arrasado que não saberia dizer...
İstesem de bir şey söyleyemem.
Gostava de poder falar disso, mas não posso.
Olay çok kısa zaman önce olmuş size kesin bir şey söyleyemem.
E como recentemente teve um colapso... Bom, não posso assegurar nada.
Üzgünüm Bay Holmwood, ama ölümü hakkında size başka bir şey söyleyemem.
Perdão, Sr. Holmwood, mas eu não posso dizer-lhe mais nada sobre a forma como morreu.
Böyle bir yerde, bir şeyin bizden uzaklaştığı ya da bize yaklaştığı konusunda bir şey söyleyemem.
Nestes locais, não me atrevo a dizer algo como, está afastar-se... ou em direcção a nós.
Beni öldürsen bile bir şey söyleyemem.
Mesmo que me mate, não posso falar.
Şu an bir şey söyleyemem, Claire.
Não posso agora, Claire.
- Şu anda bir şey söyleyemem.
- Não vos posso dizer já.
Size hiç bir şey söyleyemem bayım.
Não posso dizer-lhe nada, señor.
Size bir şey söyleyemem.
Não posso dizer-lhe nada.
Şu an sana bir şey söyleyemem çünkü nasıl biteceğini bilmiyorum.
Não lhe posso contar agora, porque ainda não sei como vai acabar.
İkincisi için de bir şey söyleyemem.
Não posso explicar mais o segundo fenómeno do que o primeiro.
Bu şartlara fazla bir şey söyleyemem ama en azından bu senin büyük şansın.
As circunstâncias não são boas, mas esta é a sua grande oportunidade.
Size daha fazla bir şey söyleyemem.
Não vos posso dizer nada.
Bunlar analiz edilmeden bir şey söyleyemem.
Só saberei, depois disto ser analisado.
Şu anda ona bir şey söyleyemem.
Não posso contar-lhe nada agora.
- Kocamla konuşmadan bir şey söyleyemem.
Na verdade, não estou interessada. Preciso falar com meu marido.
Sana asla bir şey söyleyemem.
Nunca consigo dizer-te nada.
Sana zaten bilmediğin bir şey söyleyemem artık.
Não há nada que eu possa dizer agora que você não saiba já.
Daha fazla bir şey söyleyemem.
Não posso dizer.
- Kesin bir şey söyleyemem.
- Não posso precisar.
Güvenlikten dolayı Bakanım, başka bir şey söyleyemem.
Segurança, Sr. Ministro. E mais não digo.
Bir şey söyleyemem.
Sem comentários.
- Fazla bir şey söyleyemem demiştim.
- Eu avisei que ia ser chato.
- Bir şey söyleyemem.
- Não posso dizer.
Henüz bir şey söyleyemem.
- Ainda não sei.
Onunla tanışmadan bir şey söyleyemem.
Eu não sei, a menos que o encontre.
- Başka bir şey söyleyemem.
Não posso dizer mais.
dinledim bay Holmes. bazen asfaltlı, bazende taşlı yollardan geçtik, nerde olduğuma dair bir şey söyleyemem.
Ouvi, Sr. Holmes, por vezes parecia que andávamos em calçada, outras que parecia asfalto, mas não havia nada que me dissesse onde estava.
- Görmeden bir şey söyleyemem.
- Sem o ver, é difícil dizer.
- Gerçekten bir şey söyleyemem.
Bem... Não sei o que dizer.
Gerçekten bir şey söyleyemem.
Não sei o que te dizer.
Korkarım başka bir şey söyleyemem.
Não sei mais nada.
- Kesin bir şey söyleyemem.
- Não posso dizer com certeza.
Ona böyle bir şey söyleyemem.
Eu não conseguiria dizer-lhe uma coisa assim.
Kaldı ki, gerçekten sana fazla bir şey söyleyemem.
Além disso, não lhe posso dizer muito mais.
Trace'nin durumu ciddi. Net bir şey söyleyemem.
A Tracey está muito ferida, e em condição instável.
Henüz bir şey söyleyemem.
Neste momento, não te posso dizer nada.
Boyutsal geçiş çok dengesizdir efendim, bir şey söyleyemem.
O salto dimensional é instável, Senhor, por isso não posso dizer.
- Pek bir şey bildiğimi söyleyemem, neden?
- Não posso dizer que conheça. Porquê?
Hakkında sana bir şey söyleyemem.
- Não posso dizer-te nada, Rock.
Tecrübelerime dayanarak bunun programının dışında bir şey olduğunu söyleyemem.
Por experiência própria, não diria que está além da sua programação.
Ona inandığımı söyleyemem ama başka bir şey işe yaramazsa denemekten başka ne yapabilirim?
Não digo que acredite nele, mas se mais nada resulta, vou ter de tentar, não é?
İnsan ya da hayvan olduğunu söyleyemem,... ama sadece orada bir şey vardı sanki.
Não sei dizer se era um homem ou um animal, mas parecia-me ter visto algo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]