English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bir şeyler var

Bir şeyler var traduction Portugais

5,111 traduction parallèle
Abi, tuhaf bir şeyler var.
Irmão, algo está errado.
Bence konuşacak bir şeyler var.
- Não há nada para falar.
- 17 yıldır. Sanırım onunla hala bitmemiş bir şeyler var.
dois filhos duas hipotecas e está na lista principal de Cientologia graças a mim.
Burada bir şeyler var.
Há alguma coisa no chão.
Burada ters giden bir şeyler var.
Há aqui alguma coisa de errado, sinto-lhe o cheiro.
Clark'ın açıklaması gereken bir şeyler var.
O Clark tem explicações a dar.
- Yanlış bir şeyler var.
Sozinho. - Alguma coisa está mal.
Aramızda özel bir şeyler var.
Nós temos algo especial.
Tamam sorun Gabe. Hâlâ içime sinmeyen bir şeyler var.
Continuo a ter este pressentimento estranho sobre ele.
Yiyecek bir şeyler var mı?
Há alguma coisa para comer? Sim.
Yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Alguma coisa não está certa.
Altında siyah bir şeyler var. Yayan durumda.
Calça preta.
Sadece... Jessica'da bir şeyler var.
É só que, há algo na Jessica
Belli ki aranızda bir şeyler var.
Obviamente, passa-se alguma coisa entre vocês os dois.
Dinleyin bakalım! Hazmedemediğim bir şeyler var. Bütün gece dönüp durdum.
Há uma coisa que eu não entendo por mais voltas que dê.
Orada bir şeyler var.
Há pessoas ali.
Son zamanlarda ters giden bir şeyler var mıydı?
Havia alguma coisa fora do comum a acontecer-lhe, ultimamente?
Andreas'a gelince içimde onunla ilgili kuşku uyandıran bir şeyler var.
Já Andreas... Não sei porque, mas sinto que há algo errado com ele.
Bana söylemediğin bir şeyler var.
Há alguma coisa que não me estás a contar.
Ama bir şeyler var.
Mas há alguma coisa.
Başka olağandışı bir şeyler var mı?
Há mais alguma coisa que não está no livro?
Sana söylüyorum, yanlış bir şeyler var.
Estou-lhe a dizer, há alguma coisa errada.
O bellek sürücüsünde işine yarayacak bir şeyler var mıydı?
Havia alguma coisa de útil naquela "flash drive" que te arranjei?
Bizans döneminden bir şeyler var mı?
Tem alguma coisa da era bizantina?
Bu beni gerçekten şaşırttı çünkü onda özel bir şeyler var sanmıştım.
E chateia-me muito, sabes? Porque... pensava que ela era uma pessoa especial.
Aslında erken kalktım çünkü burada birlikte yaşayabileceğim bir şeyler var mı diye bakınıyorum.
Por acaso, eu levantei-me cedo para poder perceber se há alguma coisa aqui dentro com que eu suporte viver.
Erken uyandım ki beraber yaşamaya katlanabileceğim bir şeyler var mı göreyim diye.
Levantei-me cedo para ver se há algo aqui com que possa suportar viver.
Burada bir şeyler var Bob.
Passa-se algo aqui, Bob.
Ters bir şeyler var.
Alguma coisa está mal.
Fotoğrafla ilgili bir şeyler var.
Há alguma coisa nesta foto.
Bunda doğru olmayan bir şeyler var.
Há alguma coisa que não está certa nisto tudo.
Ters giden bir şeyler mi var, Bayan M?
Passa-se alguma coisa Sra. M?
Ciddiyim dostum, hayatında bana söylemediğin yeni bir şeyler mi var?
A sério, tens uma gaja nova e não me queres contar?
Ters giden bir şeyler mi var?
A vida não te corre bem?
Evet, var ; söylenmemiş bir şeyler bıraktın.
Sim, há. Está a deixar alguma coisa por dizer.
Bu dünyada bir caniden çok daha fazla şeyler var
Entre todos os bandidos no mundo, podem eles lhe fazer frente?
- Sende var bir şeyler...
Olha...
Özel bir şeyler var mı, bak.
Veja se tem algo único no material.
Bir şeyler yemeye ihtiyacın var gibi görünüyor.
Parece que estás a precisar de comer alguma coisa.
Cadıya karşı kullanabilecek bir şeyler bulabilmek için bütün ormanı talan ettiler. Ama elde var sıfır.
Têm vasculhado a floresta à procura de objectos encantados para a destruir, mas... não encontraram nada.
Bir şeyler yiyecektim. Yakınlarda çok iyi bir hamburgerci var.
Ia agora jantar, faz-se um bom hambúrguer aqui perto.
- Kaçırdığım bir şeyler mi var?
Está-me a escapar alguma coisa?
Elinde kan örneği ve spermi var. Yani herhangi bir testi yapmak için yeterli şeyler.
Você tem o sangue e o esperma dele, deve ser suficiente para fazer qualquer teste...
Sıradan şeyler var. İlgi çeken bir şey yok.
Nada que levantasse bandeiras vermelhas.
Aklıma takılan şeyler var. Alec orada, Piron'da tamamen bir başına.
Estive a pensar, o Alec está sozinho na Piron.
Hey, ana hatta bir apartman yöneticisi var. Davayla ilgili bir şeyler bildiğini söylüyor.
Há um engenheiro na linha principal, que diz ter informações sobre o caso.
- Kafanda bir şeyler mi var?
Estás a pensar em alguma coisa? Sempre.
Alerjisi var mıydı ya da önceden bir şeyler?
Sabe se ela tem alguma alergia ou condições pré-existentes?
Sonra bir iş bulup mutlu olmak falan, öyle şeyler, endişelenecek bir sürü şey var.
E arranjar um emprego e ser feliz e toda essa merda vejo muitas preocupações.
Hayvanı var mı diye sorduğumda bir şeyler saçmaladı.
Gozou comigo quando lhe perguntei se tinha animais de estimação.
Hadi bakalım. - Bir şeyler söylemek isteyen var mı?
Alguém tem algumas palavras que gostaria de dizer?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]