Bir şey var traduction Portugais
38,383 traduction parallèle
Evcilleştirmek istediğin bir şey var mı?
Gostarias de me acariciar?
Ama şu anda ayıların aklında başka bir şey var.
Mas, agora, os ursos têm algo mais em que pensar.
- Yapabileceğimiz tek bir şey var.
É a única coisa que podemos fazer.
Kesin olan bir şey var.
Uma coisa é certa.
Ne var ki hesaba katmadığı bir şey vardı. O da yiyecek sıkıntısı ve yayılan açlığın vebanın geri dönüşü için şartları hazırlamış olduğuydu.
Mas o que ele não previu foi que a escassez de alimentos e a fome criariam as condições perfeitas para o regresso da peste.
Ne var ki bilmediği bir şey vardı. O da güvendiği baş danışmanının avucundaki sevgili Roma halkının kaderi tehlikedeydi.
Mas o que ele não percebe é que nas mãos do seu fiável conselheiro, o destino da sua querida cidade está em perigo.
Ölmüş olan tek bir şey var o da Roma'nın size ihtiyaç duydugu yalanı.
Mas a única coisa que está morta é a mentira de que Roma precisa de vocês.
İstediğim bir şey var.
Há uma coisa que eu gostaria.
Başka bir şey var mı?
Mais alguma coisa?
İtiraf etmek istediğin başka bir şey var mı?
Existe mais alguma coisa que queiras confessar?
Her şeyden daha fazla arzu ettiğim bir şey var.
Há uma coisa, que desejo acima de tudo.
Ona söylemek istediğin bir şey var mı?
Gostaria de lhe dizer alguma coisa?
Ama başka bir şey var.
Mas há mais alguma coisa.
Kafanı kurcalayan bir şey var gibi.
Isso diz-me que está a magicar qualquer coisa.
Ve burada bir şey var bir kadının onunla konuşurken ki ses kaydı.
E isto é algo que tenho. Uma voz de mulher no exacto instante em que o sequestrou.
Taşağını kaldırıp sıra dışı bir şey var mı diye bak.
Levanta-lhe o saco escrotal e vê se há algo invulgar.
Büyük bir şey var.
Há uma coisa grande.
Resmen ağlıyorsun. Yapabileceğim bir şey var mı?
Já percebi que estás a chorar, mas posso fazer alguma coisa?
Sana sonra söylemek istediğim bir şey var.
E... quero contar-te uma coisa depois.
Daha küçük bir şey var mı?
Tem algum mais pequeno?
Çünkü ilk defa bilmediğin bir şey var.
Porque, pela primeira vez, há uma coisa que não sabes.
Yüzünde bir şey var.
Tens algo no teu rosto.
Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Há alguma coisa que me queiras contar?
Çabuk olun lütfen! Gemide bir şey var!
Por favor, apressem-se, há alguma coisa a bordo.
Görülecek bir şey var.
É algo belíssimo de se ver.
Ma, sanki böyle bir şey var, Belki o adam iyi olabilir mi?
Mãe, achas que é possível que aquele gajo esteja bem?
Yardım için yapabileceğim bir şey var mı?
Posso ajudar nalguma coisa?
Biliyor musun, bir şey var Bu konuda çok kolay.
Sabes, há algo fácil demais nisto.
Bu gece yapmam gereken bir şey var sonra yoluma gideceğim.
Tenho de fazer uma coisa esta noite e depois vou-me embora.
Bir şey var onun içinde Gizlenmiş sanki
Mas há algo nele Que antes eu nunca v ¡
Hatırladığınız farklı bir şey var mı bilmemiz gerek. Farklı olan ne olursa, herhangi bir yer.
Temos de saber se há alguma coisa diferente daquilo que se lembra, alguma coisa fora do sítio.
Düşkün olmadığın bir şey var mı?
Há alguém de quem não goste particularmente?
Gitmeden önce, bahçede bana yardım edebileceğini umduğum bir şey var. Yarınki kutlamadan önce.
Antes de ires, há algo no jardim que esperava que me pudesses ajudar antes da celebração de amanhã.
Yarın buraya ekmek istediğim oldukça özel bir şey var.
Há uma coisa muito especial que quero plantar aqui amanhã.
İçimde bir şey sakladığına dair bir his var.
Acho que ela está a esconder alguma coisa.
Şu "azizim" şeysi, bu, yeni denediğin bir şey mi, hep var mıydı?
Pois, esta história do "meu caro", é algo que estás a experimentar - ou já é definitivo?
Yokluğun farkedilmeden önce Kattegat'a geri dönmen gerek ama oraya gidince yapmanı istediğim bir şey daha var.
Tens de regressar a Kattegat antes que a tua ausência seja notada, mas... Quando voltares, há mais uma coisa que preciso que faças.
Ne? Yüzümde bir şey mi var yoksa?
O que foi, há alguma coisa na minha cara ou qualquer coisa assim?
Söyleyeceğin bir şey mi var, Narcissus?
Tens alguma coisa a dizer, Narciso?
- Unuttuğumuz bir şey var mı?
- Nada.
Ne var? Yine bir şey planlıyorsun değil mi?
Estás a tramar alguma outra vez?
Ancak gözlem yeteneklerinin keskinliği bir şeyi gözden kaçırıyor burada yaptığımız şey, senden de benden de uzun zamandır var ve benim tarafımdakiler işlerini biliyorlar.
Mas o que os teus aguçados poderes de observação não vislumbraram é que aquilo que fazemos é mais velho do que tu e do que eu e que as pessoas do meu lado sabem o que é.
Ama sana vermek istedigim özel bir sey var.
Mas tenho uma coisa especial que te queria dar .
Tam adlandiramiyorum ama sende farkli bir sey var.
Não sei dizer o que é , mas há algo diferente em si .
Eğer yanlış bir şey bulursak, insanlara inanacaklarını söyleyecek birine ihtiyacım var.
Se encontrarmos algo de errado preciso de alguém que denuncie e que acreditem nele.
Aklında bin bir türlü şey var tabii.
Tem muito em que pensar.
Bir şey var.
Há algo.
Çocuklar, önemli bir şey daha var.
Pessoal, mais uma coisa importante.
- Bilmem gereken bir şey mi var?
Há algo que eu deva saber?
Bir şey daha var.
Há mais uma coisa.
Can sıkan bir şey oldu. Duyarlı bir vatandaş merdivenlerden indi, emanet falan var elinde.
Tivemos um contratempo, o cidadão desceu todo artilhado.
bir şey var mı 140
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46