English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bu doğru olmaz

Bu doğru olmaz traduction Portugais

196 traduction parallèle
Bir şey olmamış gibi davranamayız. Bu doğru olmaz.
Não podemos ir descansados para casa.
Onunla sadece söz verdiğin için evlenirsen eğer, mecbur olduğun için evleniyor olacaksın ve bu doğru olmaz.
Se você se casar com ela por causa de uma promessa... será como se casar por obrigação. Não seria certo.
Bu doğru olmaz. Belki izliyordur.
Ele pode estar vigiando.
Bence bu doğru olmaz.
Não me parece muito boa ideia.
Bu doğru olmaz.
Não estaria certo.
Bu doğru olmaz bir adamı uygun giysileri olmadan gömmek olmaz.
Não está certo, enterrar um homem sem um fato.
Bu doğru olmaz, değil mi? - Hayır!
- Ora, isso não está certo, pois não?
Bence bu doğru olmaz.
Acho que não é bom.
Bu doğru olmaz.
Não seria certo.
Sahiden de bu doğru olmaz galiba.
Talvez seja verdade que não está certo.
- Hayır, bu doğru olmaz.
Não, isso não está certo.
Bu doğru olmaz! Asla olamaz!
És uma vergonha para o chapéu.
Bu doğru olmaz.
Não é conveniente.
Bu doğru olmaz.
Não está certo.
Bu doğru olmaz.
Não se pressupõe.
Bu doğru olmaz.
- Não está certo.
Hayır, bu doğru olmaz.
Nah, isto não é certo.
Onların böyle şeyleri nasıl karşıladıklarını dürüstçe anlatmazsam... bu doğru olmaz, değil mi?
Se não lhe mostrasse honestamente como eles julgam estes assuntos, não seria justo da minha parte, pois não?
Bu doğru olmaz.
Não seria justo.
Onu öylece bırakamayız. Bu doğru olmaz.
Não está certo.
- Hayır, bu doğru olmaz.
- Isso não seria certo.
Bu doğru olmaz.
Eu não devia.
Sarhoşsun bu doğru olmaz.
Estás bêbada. Não é correcto.
Bunları sana anlatmamam gerekir. Bu doğru olmaz.
Não te devia estar a contar isto tudo, não é justo.
- Hayır, bu doğru olmaz.
- Acho melhor não. Não consigo.
Elbette, bütün bunlardan dolayı itibar kazanmam gerek, ama bu doğru olmaz.
Até gostava de ter o crédito por tudo isto, mas não seria certo.
Hayır. Bu doğru olmaz.
Não, isso não seria...
Doğru kişi yaptığında... -... bu kaçırma işi hiç de sinir duyulacak bir şey olmaz, değil mi?
Acho que rapto não... é nada para se ficar chateado quando é feito pelo raptor certo, não achas?
- Ne? - Bu şekilde değerlendirmek doğru olmaz.
Não é um modo simpático de perguntar isso.
Bu sizin için dogru olmaz.
Nao seria correcto para voces.
Korkarım, bu elbiseleri değiştirmek için çıkarttığında, seni seyretmemiz çok doğru birşey olmaz.
Temia que quando se trocasse, não ficaria tão bonita.
Kan bedeli olan bu parayı tapınak kasasına koymak doğru olmaz.
Não é permitido lançá-lo no tesouro sagrado... pois se trata de preço de sangue.
Benim için doğru olmaz ikinizi de bırakıp gitmek bu canavarın eline o hiç sizin gerçek oğlunuz olmadı.
... e não seria decente abandoná-los sem mais nem menos à mercê desse monstro que nunca se portou como um verdadeiro filho.
Küçük bir çocuk olması daha iyidir, ama bu da, doğru türden... bir yetişkin kadar etkili olmaz.
Um menino é melhor, mas muito menos efectivo que o tipo adequado de adulto.
Bu şartlar altında doğru olmaz.
Dadas as circunstâncias, isso parece-me apropriado.
Bu pek doğru olmaz.
É verdade, mas não está correcto.
Bu pek doğru bir hareket olmaz, dürüst olmak gerekirse.
Honestamente, isso seria uma coisa porca se o fizesse.
Göstermek için de mi zamanın yok? Bu doğru olmaz.
Não me parece bem.
Bu ekolojik açıdan doğru olmaz.
É ecologicamente prejudicial.
Ama Tanrı şahidimdir, Kate, ne sararıp solabilirim... ne dil dökebilirim, ne de kandırıcı sözler edebilirim... yüzü güneşe çıkmaya layık olmayan... aynaya baktığında orada gördüklerini hiç beğenmeyen... bu karakterde birini istiyorsan... beni al ; aksi halde, ölürüm demem doğru olacaktır... ama senin aşkın için, Tanrım, olmaz... yine de seni seviyorum.
Mas, perante Deus, Catarina, não sei parecer ingénuo... não sei suspirar nem protestar com habilidade. Se podes amar alguém... que não olha no espelho por amor de quem ali vê... deixai teu olho ser teu cozinheiro. Falo como soldado.
Belki yardımcı olmaz ama bunu sana doğru yerde verseydim, belki bu kocaman trajediyi engelleyebilirdim.
Não consigo deixar de pensar que se eu to tivesse... dado da primeira vez... esta tragédia horrível podia ter sido evitada.
- Böyle olmaz. Bu ses tonu doğru değil.
- Não me soa bem.
Başkan henüz bu küçük sırrı bilmiyor ve söylemen de doğru olmaz.
O Presidente ainda não sabe dessa parte ainda, e... eu acho que não é prudente para ti lhe dizeres.
Bu doğru olmaz.
Não é correcto.
Gelin bakalım gece haydutları böyle olmaz bu iş. - Doğru cezaevine.
Vamos deixar os vossos pais conversarem.
Evet, böyle de diyebilirsin, Shirley, ama bu tamamen doğru olmaz.
Bem, isso não é verdade, Shirley.
Bu akşam bir şey yapmamız doğru olmaz.
Estaria muito errado se fizéssemos algo esta noite.
Bu doğru. 1500 frank borcum var ve 1500 frankım olsa hayatım kurtulabilir ama olmaz.
É verdade. É certo que a minha vida se resolvia se tivesse 1500 francos, mas...
Aslında, bence bu haberi yayınlamak doğru olmaz. Ama ne gam?
Pessoalmente, acho um erro divulgá-la, mas que diabo...
Olmaz, bunu ona yapamam, bu doğru değil. - Peki ne öneriyorsun?
Ainda me sinto esquisito em ouvi-los.
Eğer şimdi değişirsem, bu doğru veya dürüstçe olmaz.
Se eu mudasse agora, não seria correcto ou honesto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]