English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Daha çok genç

Daha çok genç traduction Portugais

338 traduction parallèle
Hem de daha çok genç.
É tão novo.
Beni iyi dinle, İngiliz : O daha çok genç, bizim kadar pişmiş değil.
Ela ainda é jovem e não é tão forte como nós.
Daha çok genç Henry.
Ele é jovem, Henry.
daha çok genç. ona göz kulak ol.
Ele é muito novo. Cuide dele.
Harold evlenmek için daha çok genç, üstelik kadın ondan büyük.
O Harold é jovem para se casar, ainda mais com uma mulher mais velha.
- Onlar daha çok genç.
- São apenas isso mesmo.
Daha çok genç ; dolandırıcıları tanımıyor.
Ela é jovem demais para topar um vigarista.
— İzin verin, o daha çok genç. Hadi.
Para isso é que é jovem.
- Tanrım, o daha çok genç.
- Meu Deus, ele é tão novo.
- Hem o, hem de Asteğmen T'Su daha çok genç.
- Ele eo tenente são muito jovens.
- Eğer 50 yaş daha genç olsaydım seni anında evleneceğin bu h -... evleneceğin ve sana çok iyi kocalık yapacak bu harika genç adamdan koparıp alırdım.
- Se eu fosse 50 anos mais novo... Eu a levaria bem para longe deste jovem esplêndido com quem se vai casar... e que vai ser um excelente marido para si.
- Esir bir kızın görevi sahibini mutlu etmektir. Eğer sahibi genç ve yakışıklı olursa çok daha iyi.
É o dever de uma escrava satisfazer o seu amo, e se esse amo é jovem e bonito,
Evin değeri bundan çok daha fazla ancak çok genç bir torunum var ve onun için bankaya koyacağım £ 1,200 içimi epey rahatlatacak.
A casa vale muito mais que isso, mas tenho uma neta muito jovem, e 1200 Libras no banco para ela... Sossegariam a minha mente considerávelmente.
- Bir anda çok daha genç göründün. - Öyle mi?
De repente parece mais novo.
Norma Desmond 17 yaşında genç bir kızken, günümüz gençlerinden çok daha yürekli, akıllı ve iyimserdi.
Não a conheceu quando era uma rapariguinha adorável de 17 anos, com mais coragem, espírito e coração do que qualquer outra.
Genç olanlar daha çok sabırsız gibi görünüyorlar
Parece que os jovens guerreiros estão ficando impacientes.
Elbette, o kız benden çok daha genç. Bunu inkar etmiyorum.
É certo que a rapariga é muito mais jovem que eu.
Birbirimizi uzun süredir tanıyoruz, Wayne. Benden çok daha genç olsan da.
Conhecemo-nos há muito tempo apesar de você ser muito mais novo do que eu.
Çoğunuz çok genç görünüyorsunuz, yine de, bu nedenle sanırım, daha sağlıklı bir şey bakmalısınız.
A maioria de vocês parece muito jovem, por isso acho que deveriam procurar alguma coisa mais proveitosa.
Şey, söyle söyleyelim, genç olsaydım, benden daha çok hoşlanırdın.
Bem, digamos que você gostaria mais de mim se eu fosse mais jovem.
Genç ve çekici biri ve göründüğünden çok daha gergin.
Ela é jovem e atraente. E muito mais tensa do que deixa perceber.
Daha genç ve daha zengin olsaydım, ve bu gece... yapmam gereken bir iş olmasaydı... sana söyleyecek... çok şeyim vardı.
Há muitas coisas que gostaria de lhe dizer, se fosse mais jovem, se fosse mais rico... e se não tivesse algo para fazer esta noite.
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
- O meu amigo, é muito simpático, mas para a minha filha pretendo um casamento mais auspicioso.
Genç hanım daha çok körpe. eğer aldatacak olursanız. kibar bir hanıma yapılabilecek en büyük ahlaksızlık olur.
Pois a donzela é jovem e, se a enganardes, será uma vil e mesquinha acção para com uma senhora.
Daha çok genç.
É jovem.
"Kız daha çok genç ve annesi bu konuyla ilgili olarak hiçbir şey söylemiyor,"
" apenas para que me ocupe dos meus própios assuntos.
Genç ve çok daha hassas olduğum yıllarda, babam aklımdan hiç çıkmayacak bir tavsiye vermişti.
Quando eu ainda era jovem e vunerável, meu pai me deu um conselho que trago comigo, desde então :
Genç birine daha çok yakışır.
E mais elegante para um jovem.
Kendisi çok genç daha. - Hayatını mahvedecek.
Ele ainda é tão pequeno... ele vai estragar a sua vida, só isso.
- Daha çok genç...
- Ele é tão jovem...
Ama, işe başka bir mühendis daha girdi. Ne çok genç, ne de zekiydi. Ama çok sinsiydi.
Mas outro engenheiro, não tão jovem nem tão brilhante, mas muito sorrateiro.
Biraz düşünüyordum da. Kodeste daha fazla zaman geçirmek için çok genç ve yakışıklıyım.
Estive a pensar e sou muito novo e giro para cumprir penas.
Yine de, eğer izin verirseniz bu genç adamın durumuyla daha çok alakalı olabileceğim.
Seja como for, e com a sua autorização, estou muito interessado em ouvir a versão dele.
Şeyy, Plato'nun birkaç teorisi vardı gerçi ama... fakat şimdi... daha çok... ee.. genç erkeklerin kampına takılıyor.
O Platão tinha algumas teorias, mas agora, praticamente, só leva rapazes jovens a acampar.
Genç olanlar için daha şans çok önlerinde uzun yıllar var.
E para os mais novos, pode ser a única hipótese.
Daha çok yemek yemelisin, genç bayan.
Devia comer mais, menina.
Genç bayan çok çekici ama ben onun şapkasıyla daha çok ilgileniyorum.
A jovem é muito simpática, sim, mas estou mais interessado no chapéu dela.
Daha çok genç.
É nova e precisa se dar com gente nova.
"Genç taze etten daha çok sevdiğim bir şey yok."
"Nada me agrada mais do que carne fresca."
Grubun önde gelen genç erişkin erkeği için bu, oyundan çok daha başka bir hale geliyor.
Para o jovem macho dominante do grupo, tornou-se muito mais do que uma brincadeira.
Oradan bakıldığında çok daha genç görünüyorsun.
Tem piada, mas vista lá de cima pareces muito mais nova.
Çok daha genç bir grupla çalışmalıyım.
Tenho de dedicar-me a um público mais jovem.
- Yani? - Yanisi, o senden çok daha genç.
- Ela é muito mais nova que tu.
Yarışa giren o adamlar babanın olduğundan çok daha genç ve güçlü.
Will, estes corredores eram mais jovens que o teu pai. E mais fortes.
Bu genç adam çok yakında Almanya'da bir mevzide savaşıyor olabilir Harper. Evinden şimdikinden olduğundan çok daha uzakta.
Este jovem poderá estar a lutar... contra os alemães em breve, Harper, bem mais longe de onde ele está agora.
Bizler genç Leninciler olarak efsanevi yüzbaşı iç savaş kahramanı hepimizden daha çok Bolşevik devrimine katkıda bulunmuş Stalin'in sadık takipçisi ve silah arkadaşı Yoldaş Kotov'un huzurunda ciddiyet ve vakarla yemin ederiz ki Lenin, Stalin ve büyük devrim kahramanlarının sadık takipçileri olacağız sırlarımızı asla açıklamayacağız...
"Nós, os jovens pioneiros de Lenine... " do destacamento com o nome... " do famoso comandante Kotov...
Jake ilk başta sadece diğer genç çocuklar gibi görünüyordu, ama onda çok daha fazlası var.
O Jake parecia igual a qualquer outro adolescente, no início, mas é mais do que isso.
Bir sürü küçük, genç ağacı kesmektense, böylesi çok daha kolay.
É muito mais fácil do que cortar árvores pequenas.
Kendinden çok daha genç olan bahçıvanı Rock Hudson'a âşık olduğunda hayatı tamamen altüst olmuştu.
- Olá, Gary, Doc. Que rumores são esses de...
Çok daha genç bir Matthew Terell ve çocuklar.
Fotografias de um Matthew Terell muito mais novo e crianças.
Onlar kraliçelerden çok daha genç.
São mais jovens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]