Devam traduction Portugais
91,898 traduction parallèle
Ona söyledim ama kullanmaya devam edecek.
Eu disse-lhe. Mas ele vai continuar a usá-lo.
Dünya dönmeye devam etti ama.
E o mundo não acabou.
Geri dönüp kaldığımız yerden devam etmek benim için ne kadar kolay olsa da tekrar şirket avukatlığına dönersem, aynada kendime bakamam.
Era a sério. Embora fosse fácil voltar e retomar tudo, não conseguiria olhar-me ao espelho, sabendo estar a regressar para o Direito Empresarial.
Dünyanın bileceği tek şey Jessica'nın bizim yeteneklerimize oldukça güvendiği ve bu sebeple kariyerine başka bir alanda devam etmeye karar verdiği. Kılıfına nasıl uyduracağın umurumda değil.
Apenas se saberá que a Jessica confiava tanto em nós, que decidiu partir para outra fase da carreira.
Louis, sadece Harvard'lı saçmalığını devam ettireceğini söylemiyorsun bana değil mi?
- Então? Louis, isso ainda é a treta de só aceitares Harvard?
İçine atıp hayatına devam etmeye çalışacaksın ama -
Vais reprimir tudo e tentar avançar, mas...
Onun yerini almak mı istiyorsun, Bobby niye devam etmiyorsun?
Queres assumir o lugar dele? Força nisso.
Parçası olmadığın bir hayat burada devam ediyor.
Há uma vida inteira a acontecer aqui da qual nem sequer fazes parte.
Ama, onu evde tutmak için bir yol aramaya devam edeceğimi söylemiştim ve sanırım buldum.
Mas disse-te que não ia parar de tentar arranjar forma de a manter em casa. E acho que encontrei uma.
Yaptığın şeyden nefret ediyorum, muhtemelen etmeye de devam edeceğim ama senden etmem.
Odeio o que fizeste e provavelmente sempre vou odiar. Mas não te odeio.
Bu hikâyenin devamı olmalı yoksa beni buraya çağırıp şantaj yapmazdın.
Se não estivesse a esconder algo, não me chantageava para fazer isto.
Hikâyenin devamı şu ki ahlaki açıdan şüpheli bir geçmişin var bu iş de bunu gerektiriyor.
O que estou a esconder é que o senhor tem uma ética ambígua e é algo necessário para isto.
Devam et, bir şeyler sor.
Pergunta alguma coisa.
Riley devam et.
Força. Ismat Zahad.
Bak Javier, bunu bütün gece devam ettirebilirim...
Posso fazer isto a noite toda...
Hiç. Devam et sen.
- Nada, volta ao que estavas a fazer.
Devam et.
Continua.
Haydi, sov devam etsin
Vamos prosseguir com o espetáculo
Ertesi gun soyunma odana Koca bir yildiz asarlar sova devam edelim Devam edelim
No dia seguinte, no teu camarim Penduraram uma estrela Vamos continuar com o espetáculo Prossiga o espetáculo
- sova devam edelim - sova devam edelim
Vamos continuar com o espetáculo
Gülmeyi bitirdi sanıyorsun ama gülmeye devam ediyor.
Quando pensamos que ele parou de rir, ele continua a rir mais.
Devam edin.
Pode seguir.
Ama devam et, ağır ağır anlat çünkü çok hoşuma gidiyor.
Mas continua, e lentamente, porque eu gosto.
Lütfen devam et.
Por favor, continua.
Hayatıma devam ettim.
Por isso, segui em frente.
Sözlerin devamını bilmiyorum.
Não sei o resto da letra.
Bu, işe yaramaya devam ediyor.
Caramba, essa dá pano para mangas.
Tahmine devam et.
Continua a tentar.
Bana yalan söyledin ve söylemeye devam ettin.
Depois, mentiste-me! Continuaste a mentir-me.
Sen bütün detayları anlatmadan, devam edemem.
Não consigo avançar sem saber pormenores.
- Baştan beri mi devam ediyordu?
- Aconteceu o tempo todo?
Ne olduğunu biliyor gibi yapmaya devam mı edeyim?
Devo continuar a fingir que sei o que isso é, ou...?
Eğer buna devam ederseniz avukatlık büronuza öyle bir evrak işi yığarım ki başınızı kaşıyacak vaktiniz olmaz.
Se continuar, enterro a clínica em tanta papelada que vos sufocará.
- Seni buraya çağırdım ki buna devam edersen o adamların ve senin elinizde hiçbir şey bırakmayacağımı gör.
Para lhe mostrar que, se continuar, aqueles homens ficarão sem nada. E o senhor também.
Bana haber vermeden kafana göre iş yapmaya devam mı edeceksin?
Continuarás a agir assim?
Saat 9 ve zaman akmaya devam ediyor bu işi tamamlamamız gerekiyor.
São 21 h. Temos pouco tempo.
Bu dava sürdükçe stokların darbe almaya devam edecek.
Por cada dia que isto se arraste, as ações sofrerão.
Şirket kurulu her toplandığında soracakları ilk soru bu olacak ve senin için baş ağrısı olmaya devam edecek.
Sempre que os acionistas se reunirem, perguntarão por isto, o que será uma dor de cabeça para si.
Çekip gittin. Hayatına devam ettin.
Seguiram em frente e a vossa vida continuou.
Sular çekildi ama acılar arttı, keder devam etti.
As águas baixaram, mas a dor subiu, o luto continuou...
Tabii. Devam et.
Claro, à vontade.
Bu arada madem hayatınıza devam ettiğinizi söylüyorsunuz, devam edin öyleyse.
Entretanto, dizes que estás a seguir em frente, por isso, segue.
Böyle devam edersen kısa zamanda tek başına ev satmaya başlarsın.
Bem, continua assim. Daqui a nada, estarás tu a vender essas casas.
- Hayır hayır. En iyisi senin burda çalışmaya devam etmen tamam mı?
A melhor coisa é continuares a trabalhar aqui, está bem?
Ama tartışmaya devam edeceksen...
Mas se vais continuar a discutir...
Sen, erkek arkadaşın arkadaşların, bu bar, evin. Devam edeyim mi? Şimdi...
Tu, o teu namorado, os teus amigos, o teu bar, a tua casa.
Bu böyle devam ediyor.
A lista é interminável.
Bakmaya devam et.
Continue a procurar.
Sen çalışmaya devam et ben kahve alayım.
Vou buscar café.
Devam etmemiz gerekiyor.
Só temos oito minutos.
Devam et.
Continue.
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
devam etmelisin 17
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
devam etmelisin 17