English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Düsünmüyorum

Düsünmüyorum traduction Portugais

5,532 traduction parallèle
- Bağlantı ne? Patron, Üsteğmen Waters ve timini hariç tutmamız gerektiğini düşünmüyorum.
- Chefe, não acho que devemos excluir o Tenente Waters e a equipa dele.
- İlgisi olduğunu düşünmüyorum.
- Acho que ela não sabia.
Ama ben öyle düşünmüyorum.
Bem, eu não penso assim.
Ben böyle düşünmüyorum... Böyle bir şeyi sadece silmelisin.
Eu não acho que... podias enterrar alguma coisa assim.
Seninle bu konuda aynı düşünmüyorum, en iyisi bunu konuşmayalım.
Não concordo contigo nisso, não vamos falar mais disso.
Son seferden sonra Lord Grantham'ın bundan hoşlanacağını düşünmüyorum.
Por ela ser sua amiga. Acho que não agradaria ao Lorde Grantham. Não depois da última vez.
Kapamanın çok zor olacağını düşünmüyorum.
Acho que não há nada demasiado difícil de apertar.
Buradaki kişiler için çok sevilebilir biri olduğumu düşünmüyorum.
Mas acho que não sou dos que as pessoas aqui gostam.
Ayrıca O'nu yatağıma alırken, ona yalan söylemeyi düşünmüyorum.
Além disso eu não vou mentir-lhe sobre isto, enquanto a levo para a minha cama.
Bunun akıllıca olduğunu düşünmüyorum. İstedikleri her şeyi yaptık.
Fizemos tudo que eles pediram.
Renkli insanların ilerleme katetmesini candan destekliyorum. Lâkin bu ofisin ön planında oturmaları gerektiğini düşünmüyorum.
- Sou totalmente a favor do avanço das pessoas de cor, mas não creio que devam avançar até à receção desta agência.
Ancak yeterli nitelikte olduğunuzu düşünmüyorum.
Mas eu apenas não acho que você esteha qualificado.
- Hayır, tabii ki de öyle düşünmüyorum, ama,
- Não, claro que não, mas...
Ancak geçmişi unutmadan bunu yapmamızın mümkün olduğunu düşünmüyorum.
Contudo, acho que não o poderemos fazer, enquanto não esquecermos o passado.
Ben kendimi düşünmüyorum.
Não estou preocupada comigo, eu...
Northwestern'un temizlenmesi gerektiğini düşünmüyorum.
Na realidade, não acho a coisa em Northwestern precise de ser limpa.
~ Evet, ama..... ben öyle olduğunu düşünmüyorum Tommy.
Acho que não estou, Tommy.
Şahsen... ben öyle düşünmüyorum.
- Pessoalmente... acho que não.
Ben de düşünmüyorum.
- Acho que não.
Arkadaşlarımın, şaşaalı bir eşcinsel düğününde baba-oğul dansını görmek istemeyeğini belirtmekle uygunsuz konuştuğumu düşünmüyorum. Baba-oğul dansı diye bir şey yok, baba.
Não acho que esteja a exagerar ao sugerir que os meus amigos não querem ver um pai a dançar com o filho num grande casamento gay.
İşin aslı ise, senin bir dahi olduğunu düşünmüyorum.
A verdade é que não te acho um génio.
Andy, o uçağa binmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Andy, acho que não é boa ideia meteres-te naquele avião.
Beth'in buna değdiğini düşünmüyorum.
- Acho que a Beth não o merece.
Seni öldürmeyi düşünmüyorum.
Não te quero matar.
Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum.
Não me parece,'Mãe', que seja nada da tua conta.
Bu kadar fırtına ve coşkudan sonra çark olayının Elsa Mars Saati'ne uygun olacağını düşünmüyorum.
Quer dizer, depois de toda a tempestade e violência não creio que o número da roda giratória seja apropriado para a Hora da Elsa Mars.
- Öyle olduğumu düşünmüyorum.
Não acho que seja. É sim.
Leith Bayard, ama onun subay olduğunu düşünmüyorum.
Tenho uma lista dos oficiais a bordo.
İşlerin değişmesini ben de isterim ancak artık sadece siyah ve beyaz düşünmüyorum.
Gostava que as coisas mudassem, mas já não penso que tudo é preto ou branco.
- Doğru duyduğumu düşünmüyorum.
Não posso estar a ouvir bem.
- Sorun yapacağını düşünmüyorum.
- Ele não se importa, pois não?
Sizi bu hayatta daha fazla tutmanın adil yada güvenli olduğunu düşünmüyorum
Acho que não é justo ou seguro envolvê-los mais nesta vida.
- Hayır, öyle düşünmüyorum.
- Não, acho que não é isso.
Ben öyle düşünmüyorum.
Não acredito nisto.
Tüm bunlar yaşanmadan önce sahip olduklarımızın bitmiş olduğunu düşünmüyorum.
Acredito que o que tínhamos antes disto, não acabou.
Babamın bunu çok güzel bir fikir olarak bulacağını düşünmüyorum.
Julgo que o Papá não acharia uma ideia lá muito boa.
- Artık o konu üzerinde pek düşünmüyorum.
Já nem sequer penso muito nisso. Está bem.
Bu videoyu izlememiz gerektiğini düşünmüyorum.
Acho que não devíamos ver o vídeo.
Dürüst olmak gerekirse mucize olmazsa kazanacağını düşünmüyorum.
Para ser sincera, sem um milagre, acho que não tem hipótese.
- Düşünmüyorum.
Não penso.
Adamın taraf değiştirmesini sağladığını düşünmüyorum. Bu adamın onun tarafını değiştirmesini sağladığını düşünüyorum.
Não acho que tenha sido o Mueller a recrutar o colaborador, mas sim o colaborador a recrutar o Mueller.
Diğer seçeneği seveceğini düşünmüyorum.
Acho que não vais gostar da outra opção.
Daniel, Ben şu anda ilişkimi düşünmüyorum.
Daniel, não estou preocupada com o meu relacionamento, neste momento.
Artık McCombs'u öldürenin Odum olduğunu düşünmüyorum.
Eu já não acredito que o Odum matou o McCombs.
Ama artık elimizde ikinci bir kurban var. Artık Odum'un şüpheli olduğunu düşünmüyorum ama olayın tam ortasında bulunuyor.
Mas agora temos uma segunda vítima, e acho que o Odum não seja um suspeito, mas, de alguma maneira, ele está envolvido.
Durmayı da düşünmüyorum ta ki...
Não vou parar até...
Efendim, onun Aaron'u öldürdüğünü düşünmüyorum.
Minha senhora, não acredito que ele tenha morto o Aaron.
Aslında kalmayı düşünmüyorum.
Não estou a planear ficar.
Onlarlı da bağladığını düşünmüyorum.
E também acho que não é da conta deles.
- Yapmam gerektiğini düşünmüyorum.
- Acho que não deveria.
Senin daireye gitmenin güvenli olduğunu düşünmüyorum.
Provavelmente identificaram-nos, e acho que não seja seguro regressares a tua casa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]