English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ E ] / Evet de

Evet de traduction Portugais

70,355 traduction parallèle
Evet, bu ateş tipleri, yüksek sıcaklıklta yanan ateş çünkü alevler aşırı sarı.
Os incêndios eram de alta temperatura, porque as chamas... eram... muito amarelas? Muito amarelas?
- Evet. Hem de çok iyi bir süper kahraman.
- Sim, um muito bom.
Evet ama o yakışıklı suratının ardında Barry'nin yaptığı her şeyi hatırlıyorsun.
Está bem, mas por trás dessa tua carinha bonita, ainda te lembras de tudo o que o Barry faz.
Ama sen başka bir dünyadansın H.R. - Evet... - Ben de işsiz bir lisansüstü öğrencisiyim.
Sou aluna de graduação desempregada...
- Evet, sen de yardım ettin.
- Tu ajudaste.
Evet, yeniden.
de novo.
Evet oldu ve bir daha o kabin memurunu görmeyeceğime emin olabilirsin dedektif.
Sim, tivemos. E posso assegurar, Detective, que nunca mais olharei para aquela hospedeira de novo.
Evet o vardı bir de.
Sim, bem...
Evet, ben de yapamam.
Sim, nem eu.
Evet ben de ona bakmıştım.
Sim, estava a olhar para isso há pouco.
Evet Cass Billie'yi öldürdü ama bizi de kurtardı.
Olha, sim, o Cass matou a Billie, mas ele salvou-nos.
Evet ama bir şekilde hala kıçımızı tekmeleyebiliyor.
Sim, mas de algum modo ainda anda por aqui a dar tareias. Não.
- Tamam sadece evet de diyebilirdin.
Eles localizaram o LoJack...
Evet fikrimi değiştirdim.
Sim, mudei de ideias.
Evet şu şeytanın bebeği olayı.
Sim, o drama de mamã do Diabo.
Evet bunu dün de yapmıştın.
Sim, também fizeste isso ontem.
Evet, eğer yağlı yemeklerden berbat motellerden ve birden fazla kıyametten hoşlanıyorsan.
Sim, se gostares de comer comida gordurosa, quartos de motel reles, de mais do que um Apocalipse.
Evet sadece yardıma ihtiyacı olan bir avcı var.
Ele precisa de ajuda.
Evet sizler içinde öyle dostum.
O mesmo de vocês, meu.
Evet onunla ilgili bir şeyler var ve bunun hakkında konuşmuyor. İngiliz Harflerin Adamları ile çalışıyorum.
Tenho, tipo, estado a trabalhar com os Homens de Letras britânicos.
Evet düşük bütçeli Mission Impossible olayı hoşuma gitti ama geri dönmeliyim.
Sim, sabes, gostei de toda vibração tipo Missão Impossível de segunda, mas já me vou embora.
Evet, senin hayal dünyandan nasıl görünüyor bilmiyorum ama burada insanlar ölür.
Bom, não sei como é na tua Torre de Marfim, mas aqui em baixo, no lodo, as pessoas morrem.
Evet bu süslü şeyler sayesinde İngiltere'deki son kurt adam olayı 1920'lerde oldu.
Sim, bom, graças a estas "tretas todas" o último surto britânico de lobisomens foi nos anos 20.
Evet ben de yaşı küçük bir kıza içki verseydim hatırlamazdım.
Sim, também mentiria se service miúdas abaixo da idade.
Evet senin garsonun.
Sim, a sua empregada de mesa.
Ama Morax 2. rütbe bir şeytan iki bebeğini almış böylece Awar'ın elinde evet dört bebek kalıyor.
Mas então o Morax, um demónio de nível dois levou dois dos seus bebés o que deixou o Awar com... Sim, quatro bebés.
Evet çünkü sen ikinci şanstan bahsediyordun.
Sim, porque és fã de segundas oportunidades e isso.
Evet çoğu yerliydi ama bir tanesi değil.
Sim. A maioria delas eram de locais, mas uma não era.
Evet Cass'de hala haber yok.
Sim. Ainda não há noticias do Cass.
Evet. Zamana ihtiyacım var.
Sim, apenas preciso de tempo.
Evet Sam ve Dean'in yaptıklarını görünce şaşırdım.
E sim... De inicio fiquei chocado como o Sam e o Dean operavam...
- Evet. Çünkü onu yarı zamanlıya çevirince senden nefret etmişti.
Porque depois de o pôres apenas em part-time, ele tipo que ficou a odiar-te.
Evet şimdi de Daryn Boston.
Sim, e agora... Do Daryn Boston.
Evet ben de.
Sim. Eu também.
Evet hoş geldin.
Sim. Bem vindo de volta.
- Evet.
- Precisavas da graça do Gadriel, e ele não conseguiu retirar o suficiente de ti. - Sim.
- Evet diğeri de Kelly.
- Sim. Uma para a Kelly.
Evet ikimize de oyun oynadı.
Sim, enganou os dois.
Evet bulacaksın yoksa o hayalini kurduğun şeyler cenneti ve dünyayı yönetmek, sen, ben ve bebek üçümüz...
Sim, vais, ou essa tua pequena fantasia, de governar o Ceú e a Terra tu, eu e o bebé somos três...
Evet bu işi artık bitiriyorum.
Sim, vou terminar com isto de uma vez por todas.
Evet üzgünüm Mary bana birkaç farklı numara vermişti ve biz düşündük ki...
Sim, desculpa por... A Mary deu-me um par de números diferentes para lhe ligar e pensamos que...
Evet o zaman Mary üzülerek söylüyorum ki asla İngiliz Harflerin Adamları'nın Jiminy Cricket'i olamazsın.
Sim, bem, Mary, fico triste em dizer que tu não te tornarás o grilo falante dos Homens de Letras britânicos.
Trish'in bunun o gece neler olduğuna dair vereceğin ifadenin son hali olacağını ve video kanıtı olarak kabul edileceğini anlıyor musun? Mahkemeye gitmesi durumunda orada da kullanılacağını? - Evet.
Trish, entende que este é o depoimento que vai seguir como a sua declaração definitiva sobre o que aconteceu, inclusive no tribunal, no caso de se chegar a isso.
- Hatırlayabildiğim kadarıyla evet.
E foram essas as pessoas com quem falou? São essas de quem eu me lembro, sim.
- Cumartesi gecesi Cath Atwood partisinde yemeklerden sorumlu siz miydiniz? - Evet.
Fez o catering para a festa de sábado da Cath Atwood?
Evet yukarıda bekleyip yolumuza çıkmayacağını söyledi.
Sim, mas disse que ia ficar no andar de cima.
- Evet ben de öyle.
Não.
Evet, belki de.
Sim, talvez.
Evet olanlardan sonra eşim tekrar işin başına geçti.
Sim. Acho que é a maneira da minha esposa de recuperar o controlo depois do que aconteceu.
- Evet eve girdiğimi hatırlayacaktır.
Sim, ela lembra-se de eu ter voltado.
- Evet, çocuğun tanığıyla görüşmek gerek.
Temos de verificar o álibi daquele miúdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]