English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ H ] / Hicbir

Hicbir traduction Portugais

138,420 traduction parallèle
- Bana hiçbir şey söylemiyorlar.
- Não me dizem nada.
Raul daima bu dünyadaki hiçbir kadının kardeşine layık olamayacağını...
Vai achar sempre que nenhuma mulher no mundo serve para...
Hiçbir iyilik cezasız kalmıyor.
Não há bela sem senão.
Hiçbir şey hissetmiyorsun.
Não se sente nada.
Hiçbir detayı atlamamaya çalışıyorum sadece.
Estou a tentar pensar em tudo.
Bak, ben hiçbir zaman ailenden nefret etmedim.
Eu nunca odiei a vossa família.
Sana yardım etmek isterse hiçbir engel tanımaz.
Se nos quer ajudar, é capaz de tudo. E esta?
Hiçbir şey söylemene gerek yok.
Não tens de dizer nada.
- Kevin, hiçbir şey yapmayacaksın.
- Não vais fazer nada.
Sürekli bunu söylüyorsun, ama hiçbir şeyin icabına baktığın yok.
Estás sempre a dizer isso e não resolves nada.
Eric annesinin cenazesi için dışarı çıktı ve hiçbir şey olmadı.
O Eric saiu para o funeral da mãe e não aconteceu nada.
Ufaklığımı görmek için hiçbir fırsatı kaçırmam.
É uma desculpa para ver o meu pequenote.
Hiçbir zaman senin suçun değildir, değil mi Kevin?
A culpa nunca é tua, pois não, Kevin?
'Çünkü hiçbir zaman durmayacağım.
Não vou parar.
Pekâlâ, ama bir şey ters giderse... Hiçbir şey olmayacak.
- Se alguma coisa correr mal...
Hiçbir şey, Sadece... Hayır, bunu dedim çünkü Venice'te her şey çok çabuk değişiyor.
É só que em Venice as coisas mudam num abrir e fechar de olhos.
- Hiçbir fikrim yoktu.
- Não fazia ideia.
Hiçbir ülke egemenliğinden vazgeçmez.
Nenhuma nação abdicará da sua soberania.
Hiçbir şey yapmazsak bizim peşimize düşerler.
Se não fizermos nada, vêm atrás de nós.
Ve pipomun nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yok.
E não sei onde está o meu cachimbo.
O olmasa hiçbir şeyi başaramazdım.
Eu nunca teria alcançado nada sem ela.
Sadece söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Não tenho nada a dizer.
Yani bir şey olursa, hiçbir sorumluluk üstlenmek zorunda kalmazlar.
Se acontecer algo, não são culpados de nada.
Hiçbir saçmalık istemez.
Só quer dinheiro.
Tanrıya şükür, hiçbir şey kaybolmadı.
Andas com o passaporte contigo?
Sen hiçbir şey yapmadın.
- Não, não fizeste nada.
- Hayır, hiçbir şey yapmadın.
Estou?
Hiçbir şey. Kesinlikle hiçbir şey. Bir dadı tuttuğumuz için oturup çekler yazabilirsin.
Contratamos uma ama para poderes passar cheques.
Hiçbir şey söylemedi Öylece ayrıldı.
Não disse nada, apenas saiu.
- Hiçbir şeyim yok.
Dei-te tudo o que tinha. - Eu não tenho nada.
Benim olan hiçbir şeyim yok.
- Céus. Não tenho nada que seja meu.
Hiçbir şey.
Nada.
Eric daha ilk günden jürinin karşısına dikilip John Rayburn'ün bir yalancı ve katil olduğunu söylersem ve adi bir şerefsiz olduğu imasında bulunursam jüri, mahkemenin geri kalanında söyleyeceğim başka hiçbir şeyi dinlemez.
Eric, se eu me apresentar perante o júri e disser logo que o John Rayburn é um mentiroso e um assassino e insinuar que ele é um monte de merda, o júri não vai ouvir mais nada do que tenho a dizer no resto do julgamento.
Hiçbir şey.
Em nada.
Marco Diaz'a Eric'in hiçbir husumetinin bulunmadığı bir adama saldırmaya ve ardından Kevin Rayburn'ü vurarak öldürmeye karar verdiğini.
Atacar o Marco Diaz, um homem por quem o Eric não sentia animosidade comprovável, e depois tentar alvejar e matar o Kevin Rayburn.
Kardeşine karşı hiçbir garezim yok.
Não tenho nada contra o teu irmão.
Evet efendim, ondan çıktı, ama emin olun bunun benle hiçbir ilgisi yok.
Sim, mas posso garantir que não teve nada que ver com os meus atos.
Indra ile konuşmadan hiçbir yere gitmiyorum.
Não vou a lado nenhum sem falar com a Indra.
Hiçbir frikdreina bu sınırı geçemez.
Não são permitidos Freikdrana para lá desta linha.
Söyledikleri hiçbir şey doğru değil.
Isto é.
Hiçbir şey.
Não vejo nada.
Dışarıda hiçbir şey görünmüyor, dostum.
Não dá para ver nada lá fora, meu.
Bebekle ilgili hiçbir sorun yoktu.
Não tive problemas com o bebé.
İçine sinmeyen hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Ben de seni öyle bir duruma sokmam zaten.
Não terias de fazer nada com o qual não te sintas à vontade.
Yirmi üç sene oldu, hâlâ hiçbir lafım gözünden kaçmıyor.
- Caramba. Vinte e três anos e continuo a não acertar uma.
Bakın beyefendi, size karşı hiçbir garezim yok.
Eu não tenho nada contra si, está bem? Não tenho.
Hiçbir şart öne sürmüyorum.
Não há condições.
Hayır, Gilbert'ın bu işle hiçbir ilgisi yok.
Não, o Gilbert não teve nada que ver.
Hiçbir şey yapma.
Não faças nada.
- Hiçbir yerde yok.
Nada.
- Robert'la hiçbir ilgisi... - Biliyorum.
- O Robert não teve nada que ver...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]