English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ H ] / Hiçbir şeyi yok

Hiçbir şeyi yok traduction Portugais

496 traduction parallèle
Hiçbir şeyi yok.
E não tem nada..
- Otelin nesi varmış? - Hiçbir şeyi yok.
- Qual é o problema com o hotel?
Hiçbir şeyi yok Bay Macreedy.
Não se passa nada com esta cidade, Sr. Macreedy.
Çünkü hiçbir şeyi yok.
Porque não tem nada.
Bana kalırsa Anne'mizin, bir bisiklet turunun ya da arkadaşı Sanne de Vries'e yapacağı bir ziyaretin iyileştiremeyeceği hiçbir şeyi yok.
Acho que ela não tem nada que um passeio de bicicleta... ou uma visita a sua amiga Sanne, não pudesse curar.
Hiçbir şeyi yok.
Não é nada.
- Hiçbir şeyi yok.
- Não se passa nada.
Söyleyecek hiçbir şeyi yok aslında.
Não tem nada a dizer. - Responde-lhe algo, força.
Onun değerli hiçbir şeyi yok.
Asseguro-lhes que não há nada de valor nesse quarto.
Hiçbir şeyi yok!
Ele não tem nada!
Hayır, hastalarımın yüzde doksanının hiçbir şeyi yok.
Noventa porcento dos meus pacientes não têm a menor doença.
- Öyleyse hiçbir şeyi yok. - Kesinlikle yok. Cuma günü ona büromda söylemiştim.
- Absolutamente nada, eu disse-lho na Sexta-feira.
Kitapların söyleyecek hiçbir şeyi yok!
Não têm nada. Os livros não têm nada a dizer!
Hiçbir şeyi yok, şimdi misafirlerimizle ilgilenir misin lütfen? Bay Chadwick, sanırım eşimle tanışmadınız.
Agora, está perfeitamente bem. Por favor, presta atenção aos nossos convidados? Sr. Chadwick, creio que não conhece o meu marido.
Hiçbir şeyi yok.
Não há nenhum problema.
İyi ama adamın hiçbir şeyi yok ne yapacağız?
Mas o que fazemos com ele, se ele ficou sem nada?
Halkının hiçbir şeyi yok mu?
Precisam de nós porque não têm nada?
- Hiçbir şeyi yok etmemeliydi!
- Não devia ter destruído nada!
- Hiçbir şeyi yok.
- Como me dói a cabeça! - Ele não tem nada.
Ama öte yandan, hiçbir şeyi yok.
Mas por outro lado, ele não tem absolutamente nada.
Aletleri, arabası, silahları ve hileleri dışında yaşamak için hiçbir şeyi yok.
Sem nada para viver, excepto as suas engenhocas, as suas armas e artimanhas.
Hiçbir şeyi yok, sadece hurdalar.
Só há tralha aqui! Olhem para isto.
Hiçbir şeyi yok.
Absolutamente nada.
Lordum, Wang'ın hiçbir şeyi yok, herhangi bir serveti de yok.
Wang não tinha nada, não há tesouro nenhum.
Çalılıklarda 1 hafta geçirmiş ve şok dışında... ciddi hiçbir şeyi yok,
Uma semana no bosque e nada mais do que choque e exposição.
Macera tutkusu yok, hayalgücü yok, zevki yok, hiçbir şeyi yok.
Não sente o desejo de aventura, não possui imaginação, nem paladar... nada.
Hiçbir şeyi yok.
Ficará bem.
Harry'nin hiçbir şeyi yok.
- Não tem nada de errado com Harry. Concordo, Sra. Thaw.
Devon, onun kaybedecek hiçbir şeyi yok.
Devon, ele não tem nada a perder.
Ve endişelenecek hiçbir şeyi yok.
E nada de mal lhe aconteceu.
Çoğunun hiçbir şeyi yok.
A maioria nada.
O pisliğin hiçbir şeyi yok.
O desgraçado perdeu tudo.
Arabası yok, erkeği yok, gidecek yeri yok! Hiçbir şeyi yok.
Ela chega sabe-se lá de onde, sem carro, sem um homem.
Hiçbir şeyi yok.
Está perfeitamente bem.
Hiçbir şeyi yok.
Não tem nada.
Hiçbir şeyi yok.
Ele está bem!
- O zaman endişe edilecek hiçbir şeyi yok.
- Portanto não tem que se preocupar.
İnan bana, söyleyecek hiçbir şeyi yok.
Ela tem nada a dizer. -
Hiçbir şeyi yok etmeyceğiz. Biz öyle şeylerden hoşlanmayız.
Não, não, sem destruição, não estamos nessa
- Biliyorum, her şeyim var onun hiçbir şeyi yok.
Eu sei, tenho tudo, ele não tem nada...
Hiçbir şeyi abarttığı yok, canım.
Não está a exagerar em nada, querida.
Tavukların hiçbir şeyi yok.
Não há nenhum problema com as galinhas, Mitch.
Kocanızın hiçbir şeyi yok. Çok yorgun ve hiç iyi beslenmiyor kızım!
O seu marido não sofre de nada, está apenas exausto.
Hiçbir şeyi kapattığım falan yok!
- Não vou desligar nada.
Bir şeyi iyice açıklığa kavuşturalım, bence onun hiçbir yardıma ihtiyacı yok.
Quero deixar bem claro que não acho que ele precise de ajuda.
Hiçbir şeyi bilmeye hakkın yok.
Não tens direito a saber seja o que for.
Burada öyle bir şeyi yapabilecek hiçbir şey yok.
Não há aqui nada que pudesse ter feito isso. Primeiro foi o Zoref.
Hiçbir şeyi düşünmene gerek yok. Yeterince para var.
Há dinheiro suficiente.
Abisi Florida'daki hapishanede öldürülmek üzere ve biz onu kaçıracağız. Hiçbir şeyi yok.
Não tem nada.
Hiçbir şeyi çıkardığı yok.
Não quer cortar nada.
Hiçbir özrün yok. Sen korkak ve hiçbir şeyi olmayan yalnız birisin!
Não tem desculpa, é apenas um homem sozinho e assustado!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]