Iyi bak traduction Portugais
10,749 traduction parallèle
Kendine iyi bak.
Fica bem.
Krystal'e iyi bak.
Cuide da Krystal.
Krystal'a iyi bak.
Cuide da Krystal.
Kendine iyi bak.
Cuida-te.
Kendine iyi bak, evlat.
Porta-te bem, miúdo.
- Henry'ye iyi bak.
- Cuida do Henry.
Ve hemen üst katta, kadın doğum uzmanımız, Dr. whale, kurgusal Alplerin bu tarafındaki en iyi bakımı sunar.
E lá em cima, o nosso médico, o Dr. Whale, dá os melhores cuidados deste lado dos Alpes fictícios.
Kendine iyi bak, tamam mı?
Cuida-te, está bem?
Sana iyi bakıyorlar mı?
- Tratam-te bem por lá?
- Kendine iyi bak.
Tem cuidado contigo.
Shelley'e iyi bakıyorum.
Eu tomo conta da Shelley.
- Kendine iyi bak.
Cuida-te.
Ve onlara iyi bak.
E toma conta deles.
Muhtemel en iyi bakımı talep ettiniz.
Pediu o melhor cuidado possível.
Beckham, annene ve kız kardeşine iyi bak ve babana onu düşündüğümü söyle.
Beckham, cuida bem da tua mãe e da tua irmã, e diz ao teu pai que estou a pensar nele.
Kendine iyi bak tamam mı?
Cuida-te, ouviste?
- Babana iyi bak.
- Toma conta do teu pai.
Kendine iyi bak.
Até breve.
Annene iyi bak.
Agora, toma conta da mãe.
Eşinize iyi bakıyoruz Eva.
Estamos a tratar bem do seu marido, Eva.
Böylece iyi bakılıp bakılmadıklarını düşünmene gerek kalmaz.
Assim, não terás de te preocupar se eles estão a ser acompanhados.
Babamız, soframızdaki nimetler için şükürler olsun, Iütfen babamıza iyi bak ve...
Obrigado, meu Deus, pela comida que temos à mesa e, por favor, olha pelo nosso pai, e...
- Kendine iyi bak, asker.
- Coragem, soldado.
Eğer bir şey olursa, birbirinize iyi bakın.
Se acontecer alguma coisa, tratem um do outro.
- KG sana iyi bakıyor yani.
- O Grupo Krieg tem-te tratado bem, amigo.
Bak Gracie, eğer hamileysen olabileceğin en iyi yer ailenin yanı.
Ouve, Gracie, se estás grávida, o melhor sítio para estares é com a tua família.
İyi günler. Bak kim gelmiş!
Olha quem chegou.
Sen beni bırakıp, başını alıp iş gezilerine gittiğinde ben kendi başımın çaresine bakıyorum. Mesela Bob Dylan konserine gitmemi imkansız hâle getirmediğin sürece iyi idare ediyorum ben. Bu da zar zor kendimi yetiştirdiğim için ufak bir ödül olacaktı işte.
Sei que planeias fazer viagens que te levarão para longe, e me vais deixar sozinha, o que não me importo desde que tu não me proíbas de eu fazer coisas como ir ao concerto do Bob Dylan, que é uma pequena recompensa por eu me ter praticamente criado!
Bak, Dennis seni son gördüğümde iyi bir davranış sergilemedim.
Olha, Dennis... a última que estive contigo, eu... Não me portei bem.
Ellerine bakarak geleceğine bakıyorsun, Dennis. O yüzden onlara baksan iyi edersin.
Estás a olhar para um futuro onde terás que trabalhar com as mãos, Dennis, por isso é melhor ter cuidado com elas.
Bak ikisi de iyi planlanmış cinayetler.
Estas foram duas mortes bem planeadas.
İyi ki frenlerin bakımını yaptırmışım, canım. Arabanın üzerinde kan olmasından nefret ederim.
Ainda bem que fui verificar os travões, querida, detesto ter sangue no carro.
Bak... İyi bir çocuğa benziyorsun. Ve açıkcası, tüm bu saçmalıklara... inanıyorsun.
Ouve... pareces um bom rapaz e é lógico que acreditas neste... disparate.
Hey, uh, bak, Spencer, Üzgün olduğunu ve Hanna'ya yardım etmek istemeni anlıyorum, ama bence burada kalman daha iyi olacak.
- Spencer, eu percebo que estejas chateada, e sei que queres ajudar a Hanna, mas acho que é melhor ficares aqui.
Ama ona en iyi şekilde bakılmasını sağlamalıyım.
Mas preciso de garantir que ele receba o melhor tratamento.
Umarım Arastoo, kardeşine en iyi şekilde bakıldığını bilirse... Konu aile, Cam.
É família, Cam.
Daha iyi bir fikrim bak.
Tenho uma ideia melhor.
İyi tarafından bak.
Vê pelo lado bom.
Bak, benim anladığım en iyi şey eski kafalı polis işi, tamam mı?
Vou trabalhar à moda antiga, certo?
Kelsey, bebek doğduğunda seninle daha iyi zaman geçirmek için gerçekten ileriye dönük bakıyor.
A Kelsey quer muito passar um tempo contigo - quando o bebé nascer.
Ülkedeki en iyi donanımlı laboratuvara bakıyorsunuz.
Está no melhor laboratório do país.
G.Jackson TRueS İyi seyirler.... 2035 yılındayız, halimize bakın.
Estamos em 2035 e basta olhar para nós.
Kendine iyi bak.
- Tu também.
Bak. Hayatım kahraman olmak için kötü adamlar ile uğraşan mağdurlar ile dolu. Sonu hiçbir zaman iyi bitmez.
Olha, a minha vida está cheia de mártires que enfrentaram o perigo, a tentarem ser heróis, e nunca acaba bem.
Sizi temin ederiz, ona en iyi şekilde bakılacak.
Podemos garantir que será bem tratado.
Olaya hep iyi tarafından bakıyorsun değil mi?
Sempre a ver o lado positivo, não é?
Ona iyi bak.
Cuida dela.
Bak, kapıyı açıp birinin senin için iyi bir şey yapmasına izin vermek çok da zor değilmiş.
Sabe, abrir a porta e deixar que alguém faça algo simpático por si, afinal não é assim tão difícil.
İyi bir bakış değil.
Não é um bom olhar.
FBI prosedürü her şeyi örtmek için iyi bir şeydir. Beyler siz sadece bariz olan şeylere bakıyorsunuz.
Ainda bem que o procedimento do FBI é trazer tudo o que está ligado as paredes, porque vocês só procuraram nos lugares óbvios.
Bakıyorum da bayağı iyi ezberlemişsin.
Podias ao menos ter memorizado algumas dessas coisas.
iyi bakalım 18
iyi bakın 37
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
iyi bakın 37
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30