Muhteşem bir şey traduction Portugais
471 traduction parallèle
Yaşamaya cesaretiniz varsa muhteşem bir şey.
Se tiverem a coragem de a viver, é maravilhosa.
Şimdi sıkıca banka tutunun çünkü muhteşem bir şey olacak.
Agora, agarra-te ao banco porque isto vai ser o máximo.
Muhteşem bir şey.
Magnifique.
Dahası hayatımda böyle muhteşem bir şey görmedim.
E nunca vi nada de tao maravilhoso em toda a minha vida.
Muhteşem bir şey olmalı
Deve ser algo estupendo
Muhteşem bir şey değil tabii, ama biraz hoşuna gidecektir Antonina memnun kalacaktır. Bu harika!
Não é muito, mas acrescente uma ninharia qualquer, e Antanina Nikalaievna ficará contente.
Küreği olmadan akıntıyla boğuşmak gibi muhteşem bir şey olduğunu söyledi.
Disse que era realmente uma ocasião solene, como andar nos rápidos sem remos.
Tebrikler, Başçavuşum. Muhteşem bir şey bu.
Bravo, meu Sargento-Ajudante, é magnífico!
- Bu muhteşem bir şey.
Isso é fantástico.
Muhteşem bir şey!
Isto é fantástico!
Muhteşem bir şey...
É uma maravilha...
- Ne muhteşem bir şey.
- É a glória!
Muhteşem bir şey oldu.
Aconteceu uma coisa maravilhosa.
Dostlarım, şimdi muhteşem bir şey geliyor.... onun tadı hiçbirine benzemiyor.
Amigos! Um capricho para os que tem gostos especiais.
- Hey, bu muhteşem bir şey.
Que maravilha!
Asılnda yapabileceğin muhteşem bir şey var.
Há muita coisa que eu não sei.
Muhteşem bir şey yaptınız.
- Muito bem.
Sizin deneylerinizle, ben yok olacağım, eşsiz bir şey, muhteşem bir şey... yitip gidecek.
Se, pelas suas experiências, eu for destruído, algo único, algo maravilhoso será perdido.
Teknoloji muhteşem bir şey, öyle değil mi?
A tecnologia não é maravilhosa?
Tanrım, bu muhteşem bir şey!
Céus isso é incrível!
İran şu anda İslami bir ülke. Bu, pek çok İranlı için muhteşem bir şey.
Agora, o Irão é um Estado islâmico e isso é óptimo para muitos iranianos.
Canlı yetiştirmek muhteşem bir şey.
É fascinante cultivar coisas vivas.
Muhteşem bir şey oldu!
Aconteceu algo fantástico...
Bu muhteşem bir şey Eddie.
Isso é maravilhoso, Eddie.
Bayan Seymour, firavun olmak muhteşem bir şey olmalı.
devia ser óptimo ser-se faraó.
- Bu muhteşem bir şey.
É lindo!
Bir bakirenin latif vücuduna sahip olmak muhteşem bir şey!
Que bom que é ver-me outra vez no corpo de uma virgem!
Elimizde böyle muhteşem bir şey varken, böyle bir güzellik varken?
Quando temos uma coisa tão bela?
Şunu biliyorum ki ben beceremedim ve bence bu yaptıkları muhteşem bir şey.
Sei que seria incapaz e acho maravilhoso que eles o sejam.
Ne muhteşem bir şey biliyor musun sen?
Imaginas que oferta espantosa isso é?
Muhteşem bir şey, değil mi?
Não é fantástico?
Muhteşem bir şey.
- Sim, é... Um espanto.
Oh! Muhteşem bir şey.
Isto é fantástico.
Şuna bak, muhteşem bir şey.
Aquele é uma tara.
Gerçekten aşık olacaksın. Muhteşem bir şey kaçırdın.
Vais ter um amor verdadeiro.
Ah, ne muhteşem bir şey!
Que romântico.
Yapacağın en iyi şey Akademiye dönüp muhteşem oyunculuğunu güvenli bir çevrede uygulamak olur.
O melhor que podes fazer é voltares para a tua academia e praticar as tuas tolices intimidadoras num ambiente em que não poderão prejudicar-te.
Hükümetin uzay tıbbı programında bir işe başvurdum. Bir kızın faydalı bir şey yaptığını bilmesi muhteşem bir his olmalı. Harika.
Candidatei-me a um lugar no programa de medicina espacial do governo.
Her gün, dünyanın en muhteşem kadınlarına bu kadar yakın olmak nasıl bir şey, hayal edebiliyor musunuz?
Sabe o que é estar diariamente em estreito contacto com as mulheres mais belas do mundo? Que posso eu fazer?
- Şişmanlamayı düşünün hele - Baş döndürücü bir şey... doymak nasıl bir şeydir düşünün hele... yemekler, güzel yemekler... bir parça daha yiyebilmek için... neler vermezdik... sadece bunun için yaşıyoruz... niçin sadece buna mahkum ediliyoruz... yemekler, büyülü yemekler, harika yemekler, mükemmel yemekler... cennetten çıkma yemekler, güzel yemekler... muhteşem yemekler!
- só de pensar em engordar - põe-nos a cabeça a rodar poder ter um só momento a sensação de estar cheio comida, gloriosa comida aquilo que não daríamos por podermos repetir é p'ra isso que vivemos porque estaremos destinados a não fazer mais que sonhar
Sonra da insanı limuzinle alıyorlar. Muhteşem bir şey.
É fantástico.
Gözlerine muhteşem bir şey yaptı.
Fizeste uma plástica óptima nos olhos.
Tüm muhteşem dostluk filmlerinin hepsinde tek bir şey vardır.
Todos os grandes filmes dos Amigos tinham uma coisa em comum :
Hiç bir şey. Sen Tanrı'nın muhteşem zincirinin son halkasısın.
- És o último na grande cadeia de Deus.
Biz aristokratların hoşlandığı bir şey varsa, o da muhteşem bir partidir.
Se há uma coisa que nós, aristocratas, gostamos, é uma festa fabulosa.
Kapıdan gireceğim, Peg bir şey söylemeden önce yani çok hızlı olmam gerekiyor ona ne kadar muhteşem gözüktüğünü söyleyeceğim.
Lá fora, a vomitar marshmallows. Parece Inverno lá fora.
- Evet. Muhtesem bir sey!
- Sim, uma coisa maravilhosa.
Böyle bir şey, dünyadaki bütün büyülerden ve bütün hazinelerden daha muhteşem olurdu.
Isso seria melhor do que toda a magia e todos os tesouros do mundo.
O muhteşem seksi kadın orada yatıyordu ve benim için bir şey ifade etmiyordu.
Via - a ali deitada, lindíssima, voluptuosa, e não sentia rigorosamente nada.
Sen de kendini bir şey sanıyorsun. - Hayır... - Bay Muhteşem.
Também te vi, armado em bom.
Ay muhteşem bir şey bu. Hadi kaldır.
É giríssimo.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17