Ne olduğu umurumda değil traduction Portugais
290 traduction parallèle
Bana ne olduğu umurumda değil.
Não quero saber do que me vai acontecer.
Oh Lex, burada ne olduğu umurumda değil.
Não me preocupo.
Niyetinin ne olduğu umurumda değil.
Não me interessa quais são as intenções dele.
Şey, demek istediğim, seni olduğun gibi seviyorum o yüzden ne olduğu umurumda değil.
O que quero dizer é que gosto de ti como és... portanto quero lá saber que tenha sido assim contigo?
Bana ne olduğu umurumda değil. Ama o kaltağın yakayı sıyırmasına dayanamam.
Eu estou bem, mas não podemos nos esquecer dela.
Ona ne olduğu umurumda değil.
Eu não me importo com o que aconteça com ele.
Öylesine mutluyum ki. Ne olduğu umurumda değil.
Estou tão feliz que não me importo com o que possa acontecer.
- Nedeninin ne olduğu umurumda değil.
- Não quero saber as razões.
Ne olduğu umurumda değil.
Não me interessa o que ele é.
- Ne olduğu umurumda değil.
De pé, não consigo.
Ne olduğu umurumda değil.
Não quero saber disso!
Ne olduğu umurumda değil.
Eu parto-lhe a cara.
- Ne olduğu umurumda değil.
- Não me interessa o que foi.
Adamın ne olduğu umurumda değil.
Não me interessa o que ele é!
Ne olduğu umurumda değil.
Eu não me importo o que acontece.
Adının ne olduğu umurumda değil köle.
Não me interessa saber o teu nome, escravo.
Ne olduğu umurumda değil.
Não me interessa.
- Ne olduğu umurumda değil.
- Näo me ralo.
Artık sana ne olduğu umurumda değil.
Já não quero saber o que te acontece.
- Ne olduğu umurumda değil.
- Não quero saber nada disso.
Shaw bizim başlıca kozumuz. Rolünün ne olduğu umurumda değil.
O Shaw é o nosso pé no caso e mais nada me interessa.
Şimdi, orada bir şey olur olmaz... Ne olduğu umurumda değil... Hemen beni arıyorsun.
Assim que acontecer algo por aí, seja o que for, telefona-me.
Louise, ne olduğu umurumda değil, seninle geldiğime mutluyum.
Louise, aconteça o que acontecer, ainda bem que vim contigo.
- Adının ne olduğu umurumda değil.
Nós é que a encontrámos.
Kim olduğun ve adının ne olduğu umurumda değil.
Não me interessa quem é nem qual é o seu nome.
Ne olduğu umurumda değil - araba, iş, Oscar.
Não me importa o que seja um carro, um emprego, um Óscar.
Senatör Neal'ın elinde ne olduğu umurumda değil.
Não importa o que ele descobriu. Estamos em guerra.
Su üzerinde durduğu sürece, ne olduğu umurumda bile değil.
Parece o monstro... Seja o que for, desde que flutue...
Ona ne olduğu umurumda bile değil.
Não me interessa o que lhe acontecerá.
O o yerde olduğu sürece... Silahşör olarak ne kadar ünlü olduğu umurumda değil.
Desde que fique no seu lugar... não ligo para sua reputação de pistoleiro.
Ne kadar hasta olduğu umurumda bile değil.
Não me importa o quanto esteja doente.
Şatonun ne kadar barok olduğu umurumda bile değil.
Não me importa se o castelo é barroco.
İşin ne olduğu umurumda bile değil.
E como vejo ali o Sr. Janders sei que não se trata de algo fácil e simpático.
Bunun ne kadar zor olduğu umurumda bile değil. Ne kadar zaman alacağı da umurumda değil.
Não me interessa saber se é difícil, nem o tempo que vai levar.
Ama Susan ve çocuk kurtulduğu sürece ne olduğu gerçekten umurumda bile değil.
Mas se a Susan e o miúdo escaparem, não quero saber das consequências.
Kim olduğu, ne yaptığı umurumda değil.
Não quero saber quem é nem o que faz.
- Ne kadar olduğu umurumda değil. Oradan çıkarmalıyız hemen.
- Temos de o mudar imediatamente.
Kadının ne renk olduğu umurumda bile değil.
Nem importa a cor dela.
- Ne olduğu umurumda bile değil.
- Não me apetece falar dele.
Ne olduğu umurumda bile değil.
Não me interessa o que aconteceu.
Karışım viski, berbat. Etiketinin ne renk olduğu umurumda değil.
Uísque blended é lixo, não importa qual seja.
Bizi yönlendirdiği sürece ne kadar antika olduğu umurumda değil.
Desde que nos dê pistas, não me interessa que seja um lunático...
- Ne olduğu hiç umurumda değil.
Não me interessa o que ela é.
Ne kadar zor olduğu da umurumda değil. Onu tekrar arayacağını söyleme!
Por mais que te custe, não lhe digas que voltas a telefonar!
Yine de, davanın ne kadar basit olduğu umurumda değil ben davayı alırken... Bügün mü?
Estou?
manzaranın ne kadar iyi olduğu umurumda değil, ben içeri girmiyorum.
Não quero saber do quão fantástica a vista é, não vou entrar aí.
Ne kadar kötü olduğu umurumda da değil.
Não me interessa saber o quão excelente seja.
Ne kadar kötü olduğu umurumda değil!
Não importa que seja horrível!
Sana yedi yıl önce ne olduğu umurumda bile değil.
Estou-me nas tintas para o que te aconteceu há sete anos.
Gitmiyorsun ve oğlanlarla zıplamıyorsun. Çocuğun sürüşünün ne kadar sersemletici olduğu umurumda değil.
Não vais ter intimidades com um rapaz, por mais espantoso que seja o carro dele.
Ne kadar iyi bir sanatçı olduğu umurumda değil.
Não me importa o que ele seja.
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne olduğunu 23
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
ne olduğu önemli değil 19
ne olduğunu 23
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
ne olduğu önemli değil 19
umurumda değil 1240
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne oldu canım 18
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne oldu canım 18
ne olursun 26
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26
ne oluyor ya 17
ne olur ne olmaz 63
ne oldu ona 111
ne oldu acaba 21
ne oldu bana 30
ne oldu dostum 18
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26
ne oluyor ya 17
ne olur ne olmaz 63
ne oldu ona 111
ne oldu acaba 21
ne oldu bana 30
ne oldu dostum 18