English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Nin sesi

Nin sesi traduction Portugais

135 traduction parallèle
Yönetmen Blasetti'nin sesi.
É a voz do comendador Blasetti! E daí?
- Pansy'nin sesi hasta gibi.
- Parece que a Pansy está com crupe.
Baskerville Köpeği'nin sesi artık duyulmayacak.
Não se ouvirá falar mais do Cão dos Baskerville.
Ben J. B. Radyodan J. B.'nin sesi çıkmıyor demek, radyo kapalı demek.
Fala-te o J.B. Se não estou na rádio, é porque o teu rádio não está ligado.
Bu Oshare'nin sesi!
É a voz da Oshare!
Cylon Büyük Lideri'nin sesi.
- A voz do Líder lmperioso Cylon.
Jody'nin sesi telefonda tuhaftı.
O Jody parecia bem estranho no telefone.
Jenny'nin sesi susturuldu.
A voz da Jenny foi silenciada.
Bu komutan Yonoi'nin sesi, değil mi?
E esta é a voz do nosso Capitão Yonoi, não é?
Willi'nin sesi gibiydi.
Parecia o Willie.
Sanki Larry'nin sesi.
Parece o Larry.
Kochanski'nin vücudu, Kochanski'nin sesi.
É o corpo da Kochanski, é a voz da Kochanski.
WSHE, Miami'nin sesi.
WSHE, a voz de Miami.
Bu duyduğunuz ses Richard Kiley'nin sesi.
A voz que ouvem é de Richard Kiley.
Centauri Cumhuriyeti'nin sesi sensin artık.
Agora és a voz do poderoso Império Centauri!
Sadece Jimmy'nin sesi yanıtı tetikleyecektir.
Só resulta se for a voz do Jimmy.
Karnın aç diye Scrubby'nin sesi gibi geliyordur.
Parece o Scrubby quando tem fome.
Poochie'nin sesi, daha çok ve daha kızgın çıkmalı ve bir zaman makinesi olmalı.
" Um : Poochie tem de gritar mais, estar mais zangado e de ter uma máquina do tempo.
- Bu Woody'nin sesi!
É o Woody!
Bu bir tuzak! Ama o gürültünün arasında Rocky'nin sesi duyulmuyordu.
A voz de Rocky não se fazia ouvir através dos gritos.
Araban dışarıda. TV'nin sesi o kadar çok açık ki, SWAT ekibi gelse duyamazsın.
Tens o carro na entrada e o som da TV está tão alto que não dás por nada.
Jackie'nin sesi beynimi yakıyor.
A voz da Jackie está entranhada no meu cérebro.
Dessie'nin sesi çok güzeldir, efendim.
Dessie tem uma boa voz, excelência.
Sadece Cuvee'nin sesi açar.
Apenas a voz do Cuvee está programada para a abrir.
Neden Amy'nin sesi çıkmıyor? Şey-
Porque está a Amy tão calada?
Sanki Mowgli'nin sesi.
Parecia o Mowgli.
Hadi dinleyelim. Amy'nin sesi boğuluyor.
Foste buscar aquilo que prometeste?
Şu Kitty'nin sesi oldukça seksi gelmeye başladı bana.
Aquela Kitty está a ficar muito sexy.
Ronnie'nin sesi daha güçlü ama Ray'in sesi onunkinden güzel.
O Ronnie é mais versátil, mas o Ray tem a voz.
Sorunu çözersiniz. Haley'nin sesi okula gitmeyecekmiş gibi geliyordu.
Não parecia que a Haley fosse para a escola.
Bu Mary'nin sesi.
É a voz da Mary.
- Carmine'nin sesi güzel değil.
A voz do Carmine não é boa. Ele é plano.
"Gantry'nin umutlar vaat eden bir sesi var."
"Gantry tem uma voz feita para promessas."
Hoş bir sesi var, Johnny'nin...
Marie! Tem uma linda voz, o Honza...
Merhaba hepinize. Uluyan Deli'nin sadece sesi burada.
Por esta altura, o meu corpo já está separado da minha mente.
"insan Sesi" nin provalarina baslamam gerek.
Tina, tenho de começar os ensaios de "A Voz". E quem é a felizarda?
Charli'nin sesi :
Sim!
Şu anda Michigan'ın Sesi'nin son sayısı basılıyor.
A ultima edição do "Michigan Voice" está a ser impressa.
Burası KATJ'nin süper sesi ve sırada İngiliz istilasının ateşli bir şarkısı :
É o som legal da KAJT... e vem aí o som quente da invasão britânica :
Körler okulundaki öğretmenim, Bayan Lee'nin... sesi de sizinki gibiydi.
A minha professora, a Sra. Lee, tem a voz igual à sua.
Müziğin Sesi'nin seyretmek ister misin?
Queres ver "The Sound of Music"?
Amerikan şiiri'nin kıyıda köşede kalmış, keşfedilmemiş sesi nasıl olmalı?
Mas antes devo perguntar... quão marginal a nova voz da poesia americana precisa ser?
WZAB de Sasha ile müstehcen saatler, Pendenton Üniversitesi'nin sesi.
Está a ouvir "Na cama com Sasha", na WZAB, Universidade Pendleton.
- Sesi makaslamak lazım. Maggie'nin doğumundan bazı sahneleri silemedim.
O audio tem de ser ajustado e há o parto da Maggie que não consegui apagar.
CUVEE'NİN SESİ : Mera naam Gerard Cuvee.
Mera naam Gerard Cuvee.
Ne yazık ki, Cadillac 355 C'nin efsanevi homurtusu hiç unutamadığı daha az karmaşık bir sesi hatırlatıyordu ona :
É que na memória de Grace o legendário som do Cadillac 355C estava para sempre ligado com outro som muito menos sofisticado :
SYDNEY'NİN SESİ : Elsa tepki verme.
Elsa, não reaja.
SYDNEY'NİN SESİ : Hayır. Maçtan sonra seninle eve gelmek.
Não, vir contigo para casa depois do jogo é a minha parte preferida.
Yanlış bir değerlendirme ışığında "Londra'nın Sesi" nin öldürülmesi güvenilirliğimize büyük bir darbe indirebilir.
Observada à luz errada, a perda de A Voz de Londres pode ser devastadora para a nossa credibilidade.
- Bu Moshe'nin sesi değil.
Essa não é a voz de Moshe.
Şimdi, Andie'nin triküspit kapağından kulağa hoş gelen sesi dinleyin.
- É pena. Ouçam os tons doces da válvula tricúspide da Andie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]