English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Onu öldürüyor

Onu öldürüyor traduction Portugais

204 traduction parallèle
Onu öldürüyor.
Ele está a matá-la.
Kendi halkından biri yasalara karşı geldiğinde, Kızıl Bulut onu öldürüyor.
Se alguém do seu povo infringe a lei, Nuvem Vermelha sentencia-o à morte.
Bu yer onu öldürüyor!
Este lugar o está matando!
- Onu öldürüyor!
- Está a matá-lo!
Güneş onu öldürüyor.
O sol está matando-o.
Öğleden sonraki sahnede Scott gemiden inip buzlara çıkıyor ve aslanla karşılaşıp onu öldürüyor ve kan böyle fışkırıyor :
Esta tarde, vamos filmar a cena em que o Scott sai do barco para o bloco de gelo, vê o leão, luta com ele e mata-o e depois o sangue faz :
Eski bir davadamda ölüm tehditleri alan bir senatör koruma çemberine alınmıştı korumaları atlatmak için kampanya yöneticisiyle kıyafetlerini değiştirip sonra onu öldürüyor.
Sabe, uma vez investiguei um caso. Um candidato ao Senado dos Estados Unidos tinha uma segurança apertada à sua volta porque tinha recebido ameaças de morte. Para enganar a segurança, trocou de roupa com o director de campanha.
Cassiopeia, bunlar onu öldürüyor zaten.
Cassiopia, elas já o estão a matar.
Onu öldürüyor!
Ele está a matá-lo!
Bana teşekkür etmek onu öldürüyor değil mi?
Um obrigado fica sempre bem...
Eline bir şey geçirip onu öldürüyor.
Mata-a com qualquer coisa.
Baksana John, barbar onu öldürüyor.
Digo-te, o bárbaro vai matá-la.
- Kadın onu öldürüyor.
- Ela mata-o.
Bu kahrolası merdivenler onu öldürüyor.
As malditas escadas estão a matá-lo.
- Yaparsak onu öldürüyor olacağız.
- Se nós o tirarmos assim, vamos estar a matá-lo.
Onu öldürüyor.
Fá-los matarem-se.
Ama bizi uzak tutarak, onu öldürüyor.
Mas está a matá-la, se não nos deixar ir lá.
Sanırım müfettiş onu öldürüyor.
O inquisidor Eu penso que ele a está a matar.
Onu öldürüyor.
Isto está a matá-la.
Biri içeride onu öldürüyor! " safhasına geçirecek şey.
"Meu Deus! Alguém está a matá-la ali dentro!"
Onu öldürüyor.
Meu Deus, ele está a matá-lo.
Onu öldürüyor.
Ele mata-a.
Max her ne yapıyorsa, bu şey onu öldürüyor.
O que quer que o Max ande a fazer, está a matá-lo.
Ama bu her neyse, onu öldürüyor ve biz onu bu şeyden kurtarmalıyız.
Seja o que for, está a matá-lo. Temos de tirar aquilo dele.
Burada olduğumu bilmek onu öldürüyor.
Está a morrer, comigo aqui.
Denemeye devam etmesini hep söylüyorum. Üzülmek onu öldürüyor ama kabul etmiyor.
Estou sempre a dizer-lhe que toda a preocupação constante a está a matar, mas não me dá ouvidos.
Kan akışında yabancı bir toksin var ve onu öldürüyor.
Uma toxina alienígena no sangue que vai matá-lo.
Beyaz bir "husky". Ama kahraman onu öldürüyor.
Só um escapa, um Sibéria branco, mas o protagonista mata-o.
İçinde bir şey var. Onu öldürüyor.
Há algo dentro dele, que o está a matar.
Onu öldürüyor
Está-lhe matando.
Sinirsel gerginlik onu öldürüyor
O estresse neural vai matá-lo.
Solucan deliği onu öldürüyor.
Este buraco de minhoca a está matando.
Bak, seni seviyor ve sessizliğin onu öldürüyor tıpkı Nancy'nin sessizliğinin seni yaraladığı gibi.
Ela te ama e seu silêncio o arbusto do mesmo modo que o do Nancy faz-te mal.
Onu öldürüyor, belli bir pozda bırakıyor ama bir şeyini çalmıyor ya da ona tecavüz etmiyor mu?
Então ele assassina-a, deixa o cadáver numa determinada posição, mas não a rouba nem viola?
- Onu öldürüyor.
- Ele está a matá-lo!
Onu öldürüyor.
- Fred! - o Pavayne.
- Onu öldürüyor. Vur onu, Doktor!
- Está a matá-lo.
Onu öldürüyor.
Acaba com ele...
Önce bombalama, sonra üç adam onu yakalamaya geliyor, ve o onları öldürüyor.
Primeiro a bomba, depois vêm três tipos prendê-lo e ele mata-os.
Bir arkadaşın, kocasını zalimce öldürüyor, çocuğunu öksüz bırakıyor ve cesedi son deliğe yolluyor. Onu mu koruyorsun?
Tem uma amiga que mata brutalmente o marido, deixa os filhos órfãos e livra-se do corpo dele, e você protege-a?
Kızı öldürüyor, erkekle eve gidip onu da öldürüyor.
Mata uma rapariga, mata este gajo.
Onu becerip bizi öldürüyor.
A ela, come-a e a nós, mata-nos.
Callisto, dişi geyiğin kanı hançerini kullanarak Strife'ı ( Anlaşmazlık Tanrıçası ) öldürüyor ama... ve sonra Herkül, diğer dünyanın kapısından içeriye doğru onu zorluyor.
A Callisto matou o Strife usando um punhal com o sangue da serva, e depois o Hércules obrigou-a a atravessar o portal para o outro mundo.
Onu gerçekten öldürüyor gibiydi ve -
E depois...
Sonuç olarak lise berbat, çünkü birinden ayrıIdığında ondan kaçamıyorsun ve onu her gün görmek seni öldürüyor.
E, finalmente... é uma merda, porque, quando terminas um namoro... não podes fugir da pessoa. É uma mata-te vê-la... todos os dias.
Biri etrafta dolaşıp insanları öldürüyor ya da onu öldüren
Alguém anda por aí a matar pessoas, ou descendentes
Onu birza düzenliyordum bütün gerekesiz sıfatları öldürüyor.
Estou tentando enxugar um pouco... eliminando os adjetivos desnecessários.
Onu mahkum eden jüri üyelerinin çocuklarını öldürüyor.
Mata os descendentes dos jurados que o condenaram.
Onu ne öldürüyor
O que o está a matar?
Onu görememek beni öldürüyor.
- Não suporto não poder vê-la.
Kocanı öldürüyor, üvey oğlunu kaçırıyor ve onu yıllardır görmediğine inanmamı bekliyorsun.
Ele mata o seu marido, rapta o seu enteado, e quer que eu acredite que não o vê há anos...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]