Para mı istiyorsun traduction Portugais
1,300 traduction parallèle
- Para mı istiyorsun?
- Tu queres dinheiro?
Para mı istiyorsun?
Queres dinheiro?
- Daha fazla para mı istiyorsun?
- Queres mais dinheiro?
Bilmediğim şey ise şu : Sadece ölmek mi istiyorsun? Yoksa buradan kurtuluşun olmadığını mı düşünüyorsun?
Mas o que eu não sei é se querias morrer e pronto, ou se achavas que não tinhas saída, porque há uma saída para ti.
Bizi, varlığımıza karşı çıkan bir dünyaya geri götürmek istiyorsun.
Quer levar-nos para um mundo que se opõe à nossa existência.
Buraya mı getirmek istiyorsun?
- Queres trazê-los para aqui?
Burada mı kalmak istiyorsun? Bence sorun değil.
Queres ficar para trás?
Ve bunu herkesin duymasını mı istiyorsun?
E sentes a necessidade de anunciar isso para toda a gente?
Kıçımın yürürken çuvaldan çıkmak için kavga eden iki domuz gibi mi görünmesini istiyorsun?
É óptimo. Queres que o meu rabo comece a parecer como dois porcos... a lutar para sair de um saco, enquanto caminho?
Saldırıya uğruyorum sen ise bana uyku hapı mı vermek istiyorsun?
Fui atacada e dás-me comprimidos para dormir?
Bize ne söylemek istiyorsun canım?
Então, que história tem para nos contar, minha amiga?
Ne istiyorsun Cindy? Para mı?
Cindy, queres dinheiro?
Bir bedava yemek daha mı istiyorsun?
É para ir embora?
- Senin için çalışmamı mı istiyorsun?
- Queres que trabalhe para ti?
- Senin için çalışmamı mı istiyorsun?
- Queres que trabalhe para ti. - Não, continuas a ser teu chefe.
Eve mi gitmek istiyorsun? Yine mezarlığa gidip, mezar taşıma mı bakmak istiyorsun?
Queres ir ao cemitério, olhar para a minha sepultura, outra vez?
Açlıktan ölüyorum ve bir tuvalet arası vermem lazım, bu da sekiyor olmamın sebeplerinden birisi, sen ise benim eve koşup, eşyalarını karıştırıp, aralarından şanslı bandananı bulup, getirmemi mi istiyorsun?
Estou esfomeada e preciso de ir à casa-de-banho, razão porque estou a dançar. E queres que corra para casa e te traga o teu lenço da sorte?
Bunun üzerine bir de seninle barda buluşmamı mı istiyorsun?
Além disso, pedes-me para nos encontrarmos num bar?
Hayatımı çöpe atmamı istiyorsun, adamlarımın hayatını da, sırf Daniel dünyasına dönebilsin diye mi?
Queres que dê a minha vida e a dos meus homens para o Daniel poder voltar ao mundo dele?
- Pekala, ne istiyorsun? Para mı?
Então, que queres?
Bana yardım mı etmek istiyorsun?
Queres ajudar-me? Pára de me elogiar.
- Noel'de ne istiyorsun bakalım?
- Então, o que queres para o Natal?
Cidden eve erken dönüp Lester Freamon'ı hayalkırıklığına mı uğratmak istiyorsun?
Queres voltar para casa mais cedo e desiludir Lester Freamon?
Burada sonsuza kadar kalmak mı istiyorsun?
Queres ficar aqui para sempre?
Sonsuza dek yalnız kalmak mı istiyorsun?
Queres ficar na solitária para sempre?
Buradan kaçmak mı istiyorsun? - Bırakmalısın, hepsini bırak gitsin.
Se queres sair daqui, deixa isso para trás.
- Burayı çok sevdin ve Bulgaristan'a mı taşınmak istiyorsun?
- Por acaso queres te mudar para aqui?
-... mı istiyorsun?
- De me levar para a cama?
Sudan'a mı gitmek istiyorsun?
Quer ir para o Sudão?
Seninle ilgili olan tüm planımızı gözardı edip burstan vazgeçerek profesyonel bir atlet mi olmak istiyorsun?
Largar todos os planos que tínhamos para ti... Desistir da Bolsa, e tornares-te uma atleta profissional?
- Devam mı etmek istiyorsun?
- Queres ir? - Sugiro que te chegues para trás.
Ulan sen yine ülserimi azdırmak mı istiyorsun?
Queres fazer-me outra úlcera para juntar à que já tenho?
Başka birine köle olmak mı istiyorsun?
Não queres ser um escravo para os outros.
Kanada'ya mı gitmek istiyorsun, Riley?
Ainda queres ir para o Canadá, Riley?
Benimle öyle düşünceli konuşuyorsun ki... yani neredeyse kendi iyiliğim için seni hadım etmeyeyim istiyorsun.
Falas-me de uma maneira tão altruísta. Não queres que te castre para meu próprio bem.
Cehennemi boylamak mı istiyorsun?
Queres ir para o inferno?
Bak, Johnny'yi öylece bırakamam. Benden nasıl bir yardım istiyorsun bilmiyorum ama benden bunu yapmamı isteme.
Olha, Eu não estou a desistir de Johnny, então o que precisar de mim, só não me peça para fazer.
Limandaki bütün trafik için uydu gözetlemesi kullanmak mı istiyorsun?
Queres usar vigilância de satélite para todo o tráfego do porto?
Hile yapmak için kullandım demek istiyorsun.
Queres dizer que usaste-a para roubar.
Buraya seninle çalışmaya geldim ama sen senin çevrende çalışmamı istiyorsun, ve bu yapamayacağım bir şey.
vim aqui para trabalhar contigo, mas estás a pedir-me para trabalhar sem ti e isso eu não posso fazer.
Oradan çıkmak mı istiyorsun?
Queres sair daí para fora?
"Ne zaman istiyorsun?" Anladın mı?
"É para quando?" Percebeste?
- Kalıp bunu yapmamı mı istiyorsun?
Querias que ficasse para o fazer?
Bunu da mı okumamı istiyorsun?
Queres que faça uma previsão para isso?
Bizi başarısız mı yapmak istiyorsun?
Dizer ao procurador para oferecer homicídio involuntário?
Bunları kendi için istediğini bilmediğine inanmamızı mı istiyorsun?
E quer que acreditemos que não sabia que era para ele?
Bandını taze tutmak mı istiyorsun?
É para manter a mascara fresca?
Durdurmak mı istiyorsun, bana bir sebep ver.
Se queres pará-lo, dá-me uma razão.
W-w- - açıklığa kavuşturalım, yani, buraya geri taşınmak ve bana sadık kalmak ve beni bütün ruhunla sevmek mi istiyorsun?
Só para que fique claro, Queres voltar para cá... ser fiel e amar-me de corpo e alma?
Çocuğunun böyle bir hayatı mı olmasını istiyorsun?
É o tipo de vida que quer para o seu filho?
Şimdi, bir kursa mı para vermek istiyorsun? Yoksa yeni eşyalar mı almak istersin?
Preferes pagar um professor particular ou uma mobília nova?
para mı 205
istiyorsun 66
para yok 73
para bende 17
para senin 29
para lazım 27
para istemiyorum 34
para nerede 178
para istiyorum 17
para burada 19
istiyorsun 66
para yok 73
para bende 17
para senin 29
para lazım 27
para istemiyorum 34
para nerede 178
para istiyorum 17
para burada 19