English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Planın ne

Planın ne traduction Portugais

1,004 traduction parallèle
Şimdi, planın ne olduğunu biliyorsunuz.
Já conhecem o plano.
Bu akşam için planın ne?
Que planos tens para esta noite?
Planın ne?
Qual é o seu plano?
Planın ne?
O que vai fazer?
- Benim için planın ne?
- Qual é o plano para mim?
Planın ne?
Quais são os seus planos?
Planın ne?
Que planos tem?
Bu gece için planın ne?
O que achas que vamos fazer à noite?
Planın ne?
O que pretendes?
Planın ne olduğu önemli değil! Bizi buradan defetmediğin sürece.
Não importa qual seja o plano, contanto que nos tire daqui.
Şimdiki planın ne?
Como está esta a correr?
İçeri giriş planın ne?
Como vais entrar? Pela porta.
- Senin planın ne Binbaşım?
- E o senhor, Major?
Planın ne?
- É melhor encontra-mos a chave, e rápido. - Qual é o plano?
Pekâlâ... Planın ne?
Quais são os teus planos?
- Planın ne Eddie?
- Qual é o plano, Eddie?
Senin gelecek planın ne?
Quais são os teus planos para o futuro?
Şimdi planın ne?
Qual é o teu plano?
Planın ne bakalım?
Que planos tens?
Ne Büyük Ed'in planını uyguluyoruz, ne de 50.000'in peşindeyiz.
E não à maneira do Big Ed, nem por $ 50.000.
Planınız ne bilmiyorum ama delice görünüyor.
Não sei qual é o vosso plano, mas parece uma loucura.
Hâlâ bir planın var mı? - Evet, bir planım var. - Sorun ne?
Tenho sim mas não deve dar resultado.
Peki küçük İsa'nın anne ve babası bu planı haber alınca ne yapmışlar dersiniz?
Quando o pai e mãe do menino Jesus ouviram isto, o que acham que eles fizeram?
- Planın ne?
Então qual é o plano?
Konuşmazsan, planımızın ne olduğunu söyleyeceğim.
E já que não deve falar, vou-lhe dizer qual é o plano.
Bay Sweet, planınız ne bilmiyorum ama...
Sr. Sweet, sei como se deve sentir. Não sei o que está pretendendo...
- Hapishanedeki plana ne diyorsun? - Planın ne?
- Porquê então ficar na prisão?
Bir planın olduğunu söylüyordun. Şimdi ne yapabilirsin?
Disse que tinha que ter um plano.
Planın ne?
- Que plano?
- Planın ne?
- O que é que pensa fazer?
Annen, evlilik planın hakkında konuştu benimle, her ne kadar normal olsa da Evliliğe karşı hiçbir şeyim yok. Bunun çok.. şey olduğunu normal olduğunu düşünmüyorum.
Sua mãe me falou sobre seu plano de se casar, e ainda que normalmente eu não tenha nada contra o casamento, eu não acredito que isso seja exatamente, ah... normal.
Ama ne olursa olsun onun planını bozacağız.
Ele não espera que continuemos a persegui-lo.
Bu gece için planınızın ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
Pode dizer-nos quais são os seus planos para esta noite?
Ama adam ne olursa olsun planını uygulamaya kararlı.
Mas está decidido a seguir em frente.
- Düşünsene hayatımızın planı çizilmiş. Her gün her saat ne yapmamız gerektiği programlanmış.
- Alguma vez te ocorreu que a nossa vida está traçada e cada segundo é explicado?
- Ne anahtarı? - Mükemmel planın anahtarı.
A chave do plano perfeito.
Ne gibi bir planın var?
Qual é o teu plano?
Planınız ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Sei exatamente qual é o vosso esquema.
'Konsey, planının ne olduğunu bilmek istiyor.' Konuştuğumuz sırada olağanüstü hesaplar yapılıyor Sire Geller.
Medidas concretas estão a ser tomadas neste momento, Sir Geller.
Senin planını uygulamak zorundayız Harry. Ne?
- Acho que temos de tentar o teu plano.
Ne yapıyoruz, Calvin, özel bir planın var mı?
0 que estamos a fazer, Calvin, a planear um especial de TV?
Bohemya Krallığı'nı tehdit eden ne kadar büyük bir skandaldı, ve Bay Sherlock Holmes'un planı, bir kadının aklı tarafından çiğnenmiş olsa bile ne kadar mükemmel bir plandı. Kadınların zekasını küçümsemeye alışmıştı, ama bir daha onun böyle yaptığını işitmedim.
E foi assim que um grande escândalo ameaçou o reino da Boémia e que os planos do Sr. Sherlock Holmes foram levados de vencida pela astúcia de uma mulher.
Ne olursa olsun işlemesi gereken bir planın.
Um plano que vai correr bem, aconteça o que acontecer.
Planının 3. aşaması ne?
Então, qual a terceira parte do plano?
Siz Bu Adamın Konumunu Buldunuz, Sonraki Planınız Ne?
- E vocês estão cá atrás do quê?
Plan yapman bir ay sürdü, peki elle tutulur ne yaptın?
Levaste um mês a planear o raio da coisa, e o que tens para mostrar por isso?
Sana kim ödeme yapıyor? Ne kadar? Ve onu kaçırmak için nasıl bir plan yaptın?
Quem lhe paga, quanto, e como planeia tirá-lo daqui?
Kaçış planını ne kadar çok kişi bilirse başarı şansı da o kadar az olur.
Quanto mais pessoas souberem deste plano de fuga... menos hipóteses de sucesso. Sim, decerto.
- Planın gerisi ne peki?
- E o resto do plano qual é?
- Ne? Planın son bölümü bu mu? Pes mi edeceğim?
É essa a parte final do plano, eu rendo-me?
Dükkandan ayrılırken ne plan yaptınız?
Quando saiu do salão, que tinham combinado?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]