Sana kalmış traduction Portugais
1,144 traduction parallèle
Bu sana kalmış.
Tu lá sabes.
Gerisi sana kalmış.
O resto é consigo.
Bu çok kolay olur, öyle değil mi? Bu sana kalmış...
Isso seria muito fácil, não seria?
Ailene söyleyip söylememek sana kalmış.
Se vai contar aos seus pais ou não, a decisão é sua.
Sana kalmış.
É contigo.
Benim olacak her şey artık sana kalmış.
O meu destino está nas tuas mãos.
Seni istiyorum ama bu sana kalmış anlıyor musun?
É, mas não é. Entendes?
Sana kalmış.
Tanto me faz.
Alternatiflerimi göz önünde bulundurmanı istiyorum, ve daha sonra, uygulayıp, uygulamamak sana kalmış.
Gostaria que considerasse a minha alternativa, e então decidir se quer ou não tentá-la.
Bu sana kalmış.
É contigo.
Bu sana kalmış.
A decisão é sua.
Bu sana kalmış.
Isso é com você.
Bu sana kalmış, Tom.
É com você, Tom.
Zeyna, ne bunun sana kalmış olduğunu düşündürüyor?
Xena, o que te leva a pensar que estás no centro de tudo?
Sana kalmış.Biz gerekli olanları alana kadar onları oyala yeter.
Isso é contigo. Mantém-nas ocupadas até eu conseguir a comida.
Gerisi sana kalmış.
Depois é consigo.
Ona engel olamam. Gerisi sana kalmış.
Eu não o posso parar.
Kabul edip etmemek sana kalmış tabii.
O motivo que o leve a aceitar é você que terá que saber.
- Xander. Sana kalmış değil.
Xander, não tens nada a ver com isso.
Maalesef karar sana kalmış değil.
Felizmente, não depende de ti.
Bu sana kalmış.
Tu é que sabes.
Hı-hı, sana kalmış gerçekten düşük bir fiyata, ikiyüz dolara.
E é tudo teu por apenas 200 dólares
Bu sana kalmış.
E o que faço eu aqui? - Depende de si.
"Eğer 400 markla bir elbise almak istiyorsan, bu sana kalmış." Villasının yarısı yıkıldı, Dahlem'in ortasıda!
"Se quer comprar um vestido por 400 marcos é com você". Queimaram meio povoado, metade de Dahlem!
" Sana kalmış, Jeffrey.
" É consigo, Jeffrey.
Bu tamamen sana kalmış.
É contigo!
"Gerisi sana kalmış. Yanlış bir şey... " yapacağını da sanmıyorum "
"O que acontecerá a seguir já depende de ti, mas não me parece que vás dar cabo disto."
Seçim sana kalmış.
A luz ou a escuridão?
Sana kalmış ama iğneyle girmek zorunda kalma.
Ele é teu, mas sem cricotirotomia.
Sana kalmış.
Depende de ti.
Hayır, üzülme dostum. En azından gece yarısı sana kalmış.
Não te sintas mal, amigo.
Bu sana kalmış.
Isso vamos ver.
Kendin için koyduğun hedefleri sonuçlandırmak sana kalmış.
Depende de você alcançar as metas que estabeleceu para si mesma.
Anlamalarını sağlamak sana kalmış.
Só você pode fazê-los entender.
Gelmeni isterim... ama bu sana kalmış.
Gostaria que viesse connosco, mas é consigo.
Sana kalmış, dostum.
Depende de você!
Her şey sana kalmış.
Você decide.
Pekala Manny, sana kalmış.
Parece que agora é consigo.
Kötü olsa bile bu sana kalmış.
Se está muito ou pouco constipado, é contigo.
- Sana kalmış, dostum.
Tu é que sabes.
Sana kalmış.
Seja como for, a escolha é sua.
Bu testleri anlamıyorsun. Bu kolundaki çiçek hastalığı aşısından kalmış gibi görünen leke aslında sana özel bir kimlik, bir damga.
Estes testes, esta cicatriz da varíola no braço, é uma espécie de identificação.
Sana demiştim, bu vücutta bir sürü gizli kalmış yer var.
Eu te avisei que havia muitos esconderijos neste corpo.
Haydi gidelim. - Bu sana kalmış dostum.
- É contigo, meu.
Beş parasız, toplumdan uzaklaştırılmış, ve sana takılıp kalmış olurdum.
Ficaria sem um cêntimo, expulsa da sociedade, e ficaria presa a ti.
Plan sana kalmış.
- Isso é contigo.
Şu anda olmaz dostum sana söylediğim gibi burada yarım kalmış küçük bir işim var.
Não posso fazer isso, amigo. Entendo a tua situação, mas já te disse tenho um pequeno assunto para resolver.
Bak sana durumu anlatayım. Sen benim bu konuda tamamen masum ve arada kalmış biri olduğumu bilemezdin. Benle otunu paylaştın.
Tu não fazias ideia que eu era apenas um inocente nisto e deixaste fumar-me da tua droga, coisa que sou capaz de apreciar.
Eğer içinde su kalmış olsaydı sence onu sana verir miydim?
Não achaste que tu ia dar se tivesse água, pois não?
İhtirası sana miras kalmış.
Herdaste a paixão dele.
Eğer beni dinleseydin ve sana söyledim gibi partide kalmış olsaydın...
Se me tivesses dado ouvidos e tivesses ficado na festa,
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana ne yaptım 20
sana bir şey vereceğim 40
sana ne oldu 249
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana diyorum 139
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana ne yaptım 20
sana bir şey vereceğim 40
sana ne oldu 249