English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ T ] / Tamam mısın

Tamam mısın traduction Portugais

2,816 traduction parallèle
Tamam mısın?
Está tudo bem?
Tamam mısın?
- Tudo bem? - É seguro.
- Tamam mısın?
- Entraste?
- Tamam mısın?
Muito bem.
Yani tamam mısın?
Então, já acabaste?
- Tamam mısın?
- Entendeste?
- Tamam mısın?
- Estás pronto?
- Tamam. Hazır mısınız?
- Estão preparados?
- Tamam. Hazır mısın?
- Estás preparado?
Odaklanmalısın, tamam mı?
Concentra-te.
Tamam canını yakacak hazır mısın?
Isto vai doer. Estás pronto?
- Tamam ama sen iyi olacak mısın?
- Esconde-te. Sim.
Seni çıkaracağım ama sessiz olmalısın. Tamam mı? Tamam.
Eu posso ajudar, mas não podes fazer barulho, ok?
Tamam, hazır mısın?
Tudo bem, estás pronto?
Tamam dördüncü adım. Çıkışı bulursanız kullanın!
Passo quatro, se encontrares a saída, usa-a.
Bu yüzden benimle konuşmak istediğiniz bir şey varsa her hangi bi tür sır falan ya da öykü, ufak tefek yalanlar şimdi tam zamanı masanın üzerine koymak için, tamam mı?
Assim, se há alguma coisa que pretende falar sobre qualquer tipo de segredos ou histórias ou fibs agora é a hora de colocá-lo em cima da mesa, está bem?
Parayı masasına çıkarmasını sağlamalısın, tamam mı?
Esperas que ponham o dinheiro na mesa. Porquê?
Gordon, üç numaranın mikrofonunu kapatır mısın? Tamam.
Gordon, podes cortar o microfone na sala três?
- Tamam, hazır mısın?
- Ok? Pronta? - Sim.
Büyükayıyı ve kutup yıldızını bulmaya çalış, tamam mı?
Tenta encontrar a Ursa Maior e a Estrela do Norte, está bem?
Çok dikkatli olmalısın, tamam mı?
Tens que ter cuidado, certo?
Tamam o zaman şey... 7. sınıftayken arkadaşım Lindsay'e parmaklattırmıştım.
Bem... Deixei a minha amiga Lindsay pôr-me os dedos no 7º ano.
- Onu severken dikkat edin de halıya sıçmasın, tamam mı?
Ali. - Cuidado ao fazerem-lhe festas para ele não sujar o tapete, está bem?
- Yapacak mısın? - Tamam.
- Está bem.
Dolayısıyla, kızlar... kendinize iyi bakın, tamam mı?
Portanto, meninas portem-se bem está bem?
Biliyorum, canını çok yaktım ama sessiz olmalısın, tamam mı?
Eu sei... eu sei. Magoei-te, mas tens de ficar quieta, está bem?
Tamam, hazır mısın? Hazır mısın?
Estás pronto?
Ama haklısın, tamam mı?
- Desculpa, Elena. Mas tens razão.
- Yangın çıkışı. Üç deyince tamam mı?
- Saída de emergência.
Haklısın, tamam mı?
Tens razão. - É, não é?
Tamam, rahat mısın?
Está bem, estás confortável?
Bir film daha koyar mısın AJ? Tamam.
- Tiras outra cassete, por favor, AJ?
Sakın bana o masum bakışını yapma, tamam mı?
Não me atires isto em cara, está bem?
Tamam mı? Kızının düğününü tek başına organize etmeye çalışıyorsun.
Estás a tentar organizar o casamento da tua filha sozinha.
- Sıkma canını tamam mı?
Não te preocupes com isso, está bem?
Tamam, hazır mısın?
Estás pronto?
KD, şunu benim için hızlıca çöpe atar mısın? Tamam.
Ok. Não - Ei, KD, podes mandar fora isto?
İçeri girince terasın ışığını yakıp söndürün, tamam mı?
Sinalizem com a luz do alpendre que chegaram, está bem?
Hayat çok kırılgandır Franky. Kaçmayı bırakmalısın yoksa gerçek anlamda hayatını yaşayamazsın. Tamam mı?
A vida é frágil, Franky, precisas parar de fugir, ou nunca estarás realmente a viver, certo?
- Tamam hazır mısın? - Hayır dinle. Eğer burada öleceksem gerçeği bilmelisin tamam mı?
- Não, escuta, se eu morrer aqui vais saber a verdade, não vais?
Bu video ile ilgili çalışmayı bırakmalısın, tamam mı?
Tens de parar de trabalhar nesses vídeos. São perigosos.
Şimdi böyle diyorsun ama dolunayda azı dişlerin ve pençelerin çıktığında bir sürü uluma ve bağırışımalar olacak ve oraya buraya koşuşturup duracaksın. Tamam mı?
Sabes, tu dizes isso agora, mas é quando a lua cheia aparecer e te sairem presas, garras e bastantes uivos e berros e andares a correr como doido por aí?
İnsanların seni ağlarken görmesini umursamamalısın, tamam mı?
Não te devias importar com as pessoas verem-te chorar, certo?
45 derece ışık hızında önümden bir tanesi geçene kadar ben de inanmazdım. Tamam, içeriden bilgi aktardığın için sağ ol.
Pois, bem, nem eu até ver um a passar por mim a mach 45. OK.
Çavuş McCluskey ile konuşmalısın, tamam mı?
Tens que falar com a sargento McCluskey, está bem?
Tamam, Hazır mısın?
Muito bem, prontos para ir?
Ethan'a gelince yaşamlarımızın dışında o tamam mı.
Deixa ser a família Mercer a tratar disso. E quanto ao Ethan, ele está fora das nossas vidas.
Bu arada size biraz prednizon yazacağım ama her gün almalısınız, tamam mı?
Entretanto, vou dar-lhe um pouco de Prednisone, mas vai precisar de o tomar todos os dias, está bem?
- Tamam, bakın. Bu beyaz minibüsü görürseniz, beni arar mısınız?
Muito bem, olhem, se algum de vocês ver essa carrinha branca,
Tamam, göze biraz korkutucu geldiğinin farkındayım fakat bağış gecesindeki eşyaların çoğunun fiyatı üzerine yapıştırılmış halde.
Pode parecer desanimador, mas a maior parte dos itens já está rotulada.
Hemen giyinip toplansanır mısın, bebeğim? - Tamam.
Podes vestir-te e fazer a mala?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]