Tamamen traduction Portugais
35,912 traduction parallèle
UMBV'deki ülkeler görevimizin kaderine karar verene dek Olimpos şehri tamamen kilit altındaydı.
A Cidade do Olimpo ia permanecer absolutamente encerrada até que as nações da FICM decidissem o destino da missão.
Von Braun, Ay'a gidiş roketini tamamen abartılı şekilde inşa etti.
Von Braun construiu um foguetão demasiado potente para irmos à Lua.
Haklısın, tamamen çıplak olmama rağmen parası ne kadar olursa olsun gidip bize bir saat daha alıyorum.
Meu Deus, tens razão. Não me interessa o custo, nem que esteja nu debaixo desta lama. - Vou comprar outra hora.
Eğer vazgeçip çıkıp gitmeyi kabul etmezse anlaşmayı tamamen rafa kaldıracağım.
Se não esquecer isso, acabo totalmente com o acordo dele.
Yoluma çıkmadan güvenli bir yerde dursanız iyi olur çünkü kontrol tamamen bende.
Podem ficar seguros e fora do caminho, porque estou a controlar tudo.
Bu sefer işini tamamen bitireceğim.
Vou acabar contigo neste tempo!
Bence bu suçlama, açıkçası tamamen yanlış.
Acho que esta acusação é simplesmente falsa.
2007 öncesindeki mevzuatımızın yükünden neredeyse tamamen kurtulduk.
Basicamente, descartámos toda a nossa legislação anterior a 2007.
Hatta beş yıldır istediğim tamamen düzenlemeyi yapabiliriz.
Até podemos fazer uma remodelação. Há cinco anos que quero fazê-lo.
Bunu herkes biliyor, bu dava da müvekkilim üzerinden beni cezalandırmak üzere yapılan bir oyundan ibarettir. Bu tamamen saçmalık.
Toda a gente o sabe, e esta ação não é mais do que um golpe para me castigar através do meu cliente.
O zaman o programlar tamamen saçmalıktan ibaret. Çünkü öyle olmasaydı..
O programa deve ser treta.
Sutter içeriden alım-satım ² yapmıyor olurdu, ki o da bundan tamamen emin.
Senão... O Sutter não estaria a usar informação privilegiada, mas está.
Bu da 5'inci yatak odası, bu arada duvarları veya pencereleri yıkmakta tamamen özgürsün,
Este é o quinto quarto. Não tenho qualquer objeção a derrubar paredes ou eliminar janelas.
Alkollü araç kullanmaktan 3 yıl aldığını söyledin, ama öncesinde hiç sabıkan yok, ve adam tamamen iyileşmiş.
Desculpa? Disseste que apanhaste três anos. Não tens antecedentes e o tipo recuperou totalmente.
Hayır, tamamen onun fikriydi.
Não. Isto foi tudo ideia dele. Ele disse que era...
Tamamen yanlış anlamışsınız.
Não, não estão a perceber.
Ben sadece MPR'den tamamen ayrılacağım.
Eu vou ficar longe da sala multiuso.
Tamamen delilik.
É mesmo uma loucura.
Tamamen delilik!
É mesmo uma loucura.
- Tamamen küçük düşürücü! - Tüm bunlardan üstün olduğunu söyleme.
Não finjas que és superior a isto.
Bence tamamen göreceli bir şey.
Acho que é tudo relativo.
- Hayır, tamamen ezikmişiz.
- Não, éramos o contrário de fixes. - Isso foi tão...
Rozeti olan takım elbiseli birine karşı tamamen açık olmanızı beklemiyorum.
Não espero que se abra com um indivíduo de fato com um distintivo...
Ya da tepkiyi tamamen engellemenin bir yolu.
Ou bloquear completamente a recepção.
Uzaylı kelimesi yapabildiği şeyleri tamamen açıklıyor.
Ser extraterrestre, definitivamente, explicaria aquilo que ele consegue fazer.
- Evet, tamamen.
- Sim, literalmente.
Ben tamamen inandım.
Acreditei nisso a 100 %.
Devam eden operasyonlarla ilgili yorum yapmak prosedürümüze aykırı ama durumun tamamen S.H.I.E.L.D.'ın kontrolü altına olduğuna emin olabilirsiniz.
É nossa política não comentar operações em curso, mas... posso-lhe garantir que a S.H.I.E.L.D. tem a situação, completamente sob controlo.
Onu biraz ilgi çekici bulduğum gerçeği bir yana bu Sokovia Anlaşmasına tamamen aykırı.
Esqueçamos o facto de eu me sentir moderadamente atraído por ela. Isto vai totalmente contra os Tratados de Sokovia.
Tamamen istemsiz olsa bile, hoş bir düşünce.
- É um sentimento adorável. Mesmo não sendo intencional.
Kusura bakmayın, tamamen panikledim.
Perdão, entrei em pânico total.
Jekyll yeni bir serum üzerinde çalışıyor, ve bu sefer Hyde'ı tamamen ortadan kaldırabilecek.
O Jekyll está um passo à tua frente com o novo soro. O soro pode destruir o Hyde para sempre desta vez.
Sen zayıfsın ve tamamen delirmişsin!
Tu és fraco e completamente louco.
Bunun hepsi bir başarısızlık... tamamen ve mutlak bir başarısızlık.
Agora tudo isto é um falhanço! Um enorme falhanço!
Eskiden bu cadde tamamen sular altındaydı.
Esta rua aqui costumava estar completamente inundada.
Isınmayı tamamen geri çeviremeyiz, bundan kaçış yok. Ama yıkıcı sonuçlara sebep olmadan bunu durdurabiliriz.
Não vamos conseguir inverter completamente o aquecimento que já é inevitável, mas podemos pará-lo antes que seja catastrófico.
Ortağının elinde tuttuğu dosya tamamen sahte
O ficheiro que o seu parceiro tem na mão é totalmente falso.
Uluslararası güvenliği ilgilendiren... bu operasyondan tamamen haberi var.
Ele tem conhecimento desta operação, que é uma questão de segurança internacional.
Yani medeni bir şekilde sorgulanma ihtimaliniz... tamamen rafa kalkmış durumda.
O que significa que a sua oportunidade para efectuar uma negociação civilizada deixou de ser uma opção.
Tamamen Malcolm'a odaklanmıştı.
Ela dedicava toda a sua energia no Malcolm.
Beton tamamen kurumamış.
O betão não teve tempo de secar totalmente.
Ama şimdi tamamen Kaira'yım.
Mas agora eu sou apenas Kaira.
Sette * Snapple şişelerinin içine işemedi, aslında, bu, tamamen gerçek.
Ele não... anda a mijar em garrafas de Snapple no cenário, o que é... uma coisa completamente verdadeira.
Yer tamamen talaşla doldu, burada fındık yiyebiliriz.
Assim que o chão estiver cheio de serradura, podemos comer amendoins aqui.
Tamamen anonim.
Portanto, foi de forma completamente anónima.
Aslında diyebilirim ki, fillerin kaderi tamamen tek bir kişinin ellerinde.
Na verdade, eu diria que o destino dos elefantes está nas mãos de uma só pessoa.
Bu beni tamamen paramparça ediyor.
Parte-me o coração por completo.
Bir kiz görünce, "Selam bebegim" diyen diger erkeklerle karsilastirildiginda, çok nazikti, tamamen büyülenmistim.
Comparado com tantos outros tipos que diziam automaticamente : "Olá, querida." Ele era bastante simpático e eu estava totalmente encantada.
Tamamen kan içinde kalmistim.
Eu estava totalmente coberto de sangue.
Ama bana olan hislerinin tamamen degismis oldugunu söyledi.
Mas ela disse-me claramente que os sentimentos dela tinham mudado.
Tamamen gerçek gibi.
Incrivelmente realista.
tamamen mi 20
tamamen katılıyorum 18
tamamen unutmuşum 42
tamamen değil 44
tamamen saçmalık 40
tamamen haklısın 30
tamamen öyle 19
tamamen doğru 20
tamamen duralım 18
tamam 65623
tamamen katılıyorum 18
tamamen unutmuşum 42
tamamen değil 44
tamamen saçmalık 40
tamamen haklısın 30
tamamen öyle 19
tamamen doğru 20
tamamen duralım 18
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamlandı 26
tamamı 16
tamamıyla 47
tamam oldu 33
tamamiyle 25
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam tamam 209
tamam dostum 85
tamamı 16
tamamıyla 47
tamam oldu 33
tamamiyle 25
tamam öyle olsun 18
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam tamam 209
tamam dostum 85
tamam mıyız 25
tamam patron 67
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam öyleyse 133
tamam değil 44
tamam patron 67
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam millet 88
tamam işte 104
tamam öyleyse 133
tamam değil 44