Tıpkı benim gibi traduction Portugais
947 traduction parallèle
- Tıpkı benim gibi!
- Como eu na prisão, por exemplo!
Tıpkı benim gibi.
É como eu!
O da senin bir parçan tıpkı benim gibi.
E ela faz parte de ti tal como eu.
Acı çekiyorsun, tıpkı benim gibi.
Estás triste e eu também.
Yalnızca bir kez ve Kay'in tıpkı benim gibi bu fırsatı kaçırmasını istemiyorum. Kaçırmak mı?
Só uma vez, e não quero que a Kay perca essa chance como eu perdi.
Siz de tıpkı benim gibi bu işe bulaştınız!
Estás envolvido nisto tal como eu!
Musa, tıpkı benim gibi sana ihanet edemez.
Moisés é tão incapaz de te trair como eu.
Pisliğin tekisin, tıpkı benim gibi.
Não prestas, como eu.
Bie gün Naomi'ye ulaşacaksın, ve seni tanıdığında, seni tıpkı benim gibi sevecek.
Um dia há-de conseguir contactar a Naomi, e quando ela a conhecer, gostará tanto de si como eu gosto.
Evet, Steve, ipleri biraz gevşetmelisin, tıpkı benim gibi.
Sim, Steve, tens que ser relaxado, como eu.
Tıpkı benim gibi.
Igual a mim.
- Tıpkı benim gibi. - Öyle.
Tal como eu.
Tıpkı benim gibi.
Como eu.
Öyleyse pişman oldun, tıpkı benim gibi.
Bem, se te arrependes de ter casado também eu.
Tıpkı benim gibi.
Assim como eu.
Tıpkı benim gibi.
Comigo foi assim também.
Kitaptaki kahramanda, tıpkı benim gibi biri.
O personagem principal é um homem como eu.
Sen ise kısa bir süre için onun yerini alacaksın, sonra tekrar yükseleceksin, tıpkı benim yükseldiğim gibi.
Vós tomareis o seu lugar por breves momentos apenas, e depois ireis erguer-vos, como eu me ergui.
Arkadaşlarım tıpkı bir hayvan gibi muamele görürken benim rahat bir hayat yaşadığım için minnettar olmam gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Acha que ficaria grato por uma vida fácil e ver os amigos tratados como animais?
Ama ona da güvenirsin, çünkü o da senin bir parçan tıpkı benim olduğum gibi, ve asla gitmene izin vermeyeceğim.
Mas também confias nisso, porque faz parte de ti tal como eu faço parte de ti, e nunca te deixaremos.
Benim için ona iyi bak tıpkı bana baktığın gibi onun için.
Olha por ele, como já olhaste por mim para ele.
Tıpkı senin gibi, sanırım köylülerde onu benim öldürdüğümü söyleyecek.
Penso que os aldeãos dirão que o matei, como sempre.
Tıpkı senin, benim gibi.
Como tu e eu e toda a gente.
Uzun zamandır ilk fırsatta beni ortadan kaldırıp çalılıkların arasına tıpkı bir köpek gibi gömmek istiyorsun böylece sadece ihtiyarınkini değil, benim altınımı da alabileceksin.
Há muito tempo que queres matar-me na primeira oportunidade... e enterrar-me aqui no mato como um cão, para poderes roubar as coisas do velhote e as minhas.
Tıpkı benim istediğim gibi.
- Está tudo bem.
Lâkin sövüp saydığın Tanrıdır sarf ettiğin sözleri yargılayacak olan. Tıpkı benim suçunu yargıladığım gibi.
O Deus contra o qual blasfemaste julgará as tuas palavras... tal como eu julguei o teu delito.
Hanımefendi, tıpkı siz majestelerinin sorumluluğu olduğu gibi, benim de yerine getirmem gereken bir görevim olduğunu takdir edersiniz.
Tem de compreender que tenho de desempenhar o meu dever, assim como Sua Alteza Real tem o seu dever.
Sol göğsünde benim attığım mermi ile açılan deliği saymazsak tıpkı yeni gibi.
Está como nova exceto pelo agujerito que fez minha bala no peito esquerdo.
- Benim adım Montagné, tıpkı annem gibi.
Uso o nome da minha mãe : Montagné.
Kendi kendinize söz verin, kalp, ruh, beden, hayatınız ve son nefesiniz üzerine. Tıpkı benim söz verdiğim gibi :
Jurem pelos vossos corações,... pela vossa alma pelo vosso corpo pela vossa vida e alento como eu juro-me a mim próprio.
Şey, uzun süredir beni bir senatoryuma koydurmak istediğini düşünmekteydim, tıpkı benim gerçek kızkardeşime yaptıkları gibi.
Eu pensei, durante muito tempo, que querias que me pusessem num manicómio, como fizeram com a minha irmã.
Tıpkı şimdi benim de sizinkini reddedeceğim gibi.
Como a sua, é agora rejeitada, por mim.
Belki de o adam yanlışlıkla suçlandı, tıpkı benim suçlanacağım gibi, eğer...
"Talvez este homem tenha sido erradamente condenado," "como eu teria sido se..."
Seni uyarladı tıpkı benim yaptığım gibi sadece daha iyi.
Ele modificou-te, tal como eu fiz. Só que melhor.
Tıpkı benim hakkımda düşündüğün gibi.
Você achou o mesmo de mim.
Bence dünya bir dönemden geçiyor olabilir. Tıpkı benim annemle olduğu gibi.
Que o mundo pode estar passando por uma fase, como a mamãe e eu.
Tıpkı bende olsaydı benim de sana söyleyeceğim gibi.
Naturalmente. Eu também te diria, se o tivesse.
Benim için tıpkı diğerleri gibi.
Para mim, ela é igual às outras.
Sam onu arkadan takip etti. Tıpkı benim biraz önce yaptığım gibi.
como eu estou a aparecer atrás de ti.
5.000 yıl önce bile, tanrılar ölümlüleri aşk için, sevdiği için aldı, tıpkı Zeus'un Leto'yu alması gibi, benim annemi.
Mesmo há 5.000 anos, os deuses tomaram os mortais por amor, como Zeus tomou Leto, a minha mãe.
Galiba yalnızsın tıpkı bir zamanlar, benim tek başıma olduğum gibi.
Acho que te sentes só, como eu me sentia quando não tinha ninguém.
"Benim için olduğu gibi, her zaman anın tadını çıkardım tıpkı son gündoğumu gibi."
"Quanto a mim, eu sempre vivi... para desfrutar o presente como... se fosse o último nascer do sol."
Geçmişte aramızda yaşanmış olan bütün o tatsızlıkları unutun, tıpkı benim yaptığım gibi.
Esqueçam... qualquer antigo rancor contra ele... como eu fiz. Fizemos as pazes.
Geçmişte aramızda yaşanmış olan bütün o tatsızlıkları unutun, tıpkı benim yaptığım gibi.
Esqueçam qualquer antigo rancor contra ele como eu fiz. Fizemos as pazes.
Musa Musevi'ydi, ama İsa, Musevi değildi, tıpkı senin ve benim gibi.
Moisés era Hebreu, mas Jesus era um Gentio, tal como tu e eu.
Beni dinle, buraya sana benim devrimci kanıtlarımı göstermek için gelmedim ama sokaklarda kavga eden sürüyle beyaz öğrenci var, tıpkı senin varoşlarda yaptığın gibi, ve ayrıca yine sürüyle tatmin olmamış potansiyel devrimci beyaz var.
Não estou aqui para te mostrar minhas credenciais revolucionárias. Há muitos estudantes brancos a lutar nas ruas exactamente como vocês fazem nos guetos. E há muita gente branca insatisfeita, que é potencialmente revolucionária.
Ve benim atlarım toynaklarını kemirirken, senin ineklerin tıpkı senin gibi yağ bağlıyor.
E enquanto os meus cavalos partem os cascos a pastar nas pedras, as vossas vacas tornam-se gordas e férteis como vocês.
İçimizden biri, tıpkı diğerleri gibi. Aynı benim gibi.
Um homem do povo como os outros, como eu.
- Gördüğünüz gibi, gerçekte o akşam neler oluğu... - Ağabeyiniz bu yoldan yürüyerek geldi tıpkı benim bu akşam geldiğim gibi, - ve siz onu vurdunuz ve alarmı çalıştırdınız, bir kaç saniye sonra.
O que aconteceu foi que o seu irmão entrou aqui tal como eu entrei hoje, a senhora matou-o e depois activou o alarme, passados uns segundos.
Tıpkı benim gibi.
Poucas pessoas têm isso.
Tıpkı benim seni banka soyguncusu olduğuna dayanamam gibi.
Como eu não suporto ver-te a assaltar bancos.
benim gibi 258
benim gibi yap 17
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
benim gibi yap 17
benim gibi biri 17
benim gibi mi 35
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157