Yalnız değiliz traduction Portugais
281 traduction parallèle
Biz yalnız değiliz.
Não somos só nós.
Gördüğüm kadarıyla yalnız değiliz.
Não somos os únicos acordados.
Yalnız değiliz.
Não estamos sozinhos.
Bu işte yalnız değiliz, Levius.
Não estamos sós nisto, Lívio!
Neyseki bir zamanlar olduğu kadar yalnız değiliz.
Felizmente, não estamos sozinhos como antes.
Yalnız değiliz!
Temos visitas!
Burada yalnız değiliz. Herkes bir arada.
Não estamos sozinhos aqui, viemos juntos.
- Yalnız değiliz, Anne, Bu konuyu daha sonra tartışırız
- Não estamos sozinhas, mãe. Sugiro que discutamos isso depois.
- Yalnız değiliz.
- Não estamos sozinhos.
Evrende yalnız değiliz.
- Não? Não estamos sós no universo.
Yalnız değiliz.
E nós temos companhia.
Yalnız değiliz.
Parece que temos companhia.
En azından yalnız değiliz.
Pelo menos não somos só nós.
Burada yalnız değiliz.
Não estamos sós.
Kaptan, sanırım burada yalnız değiliz.
Eu pensei que o Harry não estivesse preparado para a voracidade da Jenny Delaney.
Evrende yalnız değiliz.
Não estamos sós no Universo.
Bu adada yalnız değiliz.
Não estamos sozinhos na ilha.
Biz insanlar yalnız değiliz
Nós, humanos, não estamos sós.
"bugün burada birlikte olduğumuz için minnettarız. Yalnız değiliz.."
Este ano, Sr. Neelis me convidou para que começasse a celebração com a tradicional saudação.
Yalnız değiliz.
Não estamos sós.
Kesinlikle yalnız değiliz.
Decididamente... ... não estamos sózinhos.
Burada yalnız değiliz.
- Não estamos sozinhos.
Yalnız değiliz.
Nós não estamos sozinhos.
Evet, eşzamanlı olmalıyız. Sinerji yaratmalıyız. Yalnız değiliz.
Precisamos de... sincronismo... e sinergia.
- İyi soru, ama biz yalnız değiliz.
- Boa pergunta, mas não estamos sozinhas.
Yalnız değiliz.
Temos companhia.
Yolda yalnız değiliz!
Não estamos sós na estrada!
Belki de hayal ediyorum ama sanki yalnız değiliz gibi.
É capaz de ser só a minha imaginação... mas acho que estamos a ser seguidos.
Ama Osman yalnız değiliz galiba.
- Osman, não estamos sozinhos. Fixe!
Ashi yalnız değiliz.
ashi. ... nós não estamos sozinhos.
Novakovich'i kaybettik ve görünüşe göre yalnız değiliz.
Perdemos o Novakovich e parece que não estamos sozinhos.
Yalnız değiliz, efendim.
Não estamos sozinhos, Capitão.
Sanırım yalnız değiliz.
Acho que temos companhia.
Kesinlikle yalnız değiliz.
Claro que não estamos sozinhos.
Bayanlar baylar, yalnız değiliz.
Senhoras e senhores, não estamos sozinhos.
Yalnız değiliz.
Não estamos sozinhos aqui.
Binlerce kardeşin binlerce evden ayrıldığını biliyorum. Biliyorum yalnız değiliz anne.
Eu sei que há mil irmãos que estão a deixar mil lares para trás... e sei que nós não somos as únicas, Mãe.
Görüyorsun Logan..... düşündüğün kadar yalnız değiliz.
Estás a ver, Logan? Não estamos tão sós como julgas.
Gördüğün gibi yalnız değiliz.
Viste, não estamos sozinhos.
Yalnız değiliz. Bildiğini sandığın herşeyi unut.
Não tenho tido muito trabalho por isso um contrabando dá jeito.
Ama yatak odamda yalnız değiliz.
Mas não estamos sozinhos.
Biz yalnız değiliz.
Nao estamos sozinhos.
Acı çekmek zorunda olan yalnız biz değiliz.
Não somos os únicos a sofrer.
Yalnız yaşlanmak zorunda değiliz.
Não temos que envelhecer sozinhos.
Yalnız olduğundan bile emin değiliz, Caesar. Haydi.
Nem sequer sabemos se ele trabalhou sozinho.
Seni burada yalnız bırakacak değiliz.
Não podemos deixá-la aqui sozinha.
Yalnız biz değiliz.
Não somos só nós.
En azından yalnız değiliz.
Ao menos não estamos sozinhos.
İkisi de değiliz. Yalnızca bu gece ne yapacağımızı bulamıyoruz.
Estamos apenas sem saber o que fazer esta noite.
Sanırım yalnız değiliz.
Parece que não é a única.
Polis Biriminin Karnesi Kötü Aceveda'dan da bahsedilmiş neredeyse üç kez. Hiç olmazsa yalnız değiliz.
Bom, pelo menos, não estamos sozinhos.
değiliz 102
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42